İlginç yorumlariyla Feyyaz Uçar

Mardinspor’un başına geçtiğinizden bu yana geçen sezon sizce nasıl geçti?
Güzel geçti, çünkü Mardinspor’un hedefi kümede kalmaktı. Takımı aldığımda sondan ikinciydi. Sezon başı daha büyük hedefleri vardı takımın (Süper Lig’e çıkmak) ama iyi bir başlangıç olmadı, devamı da iyi gelmedi. Benden önce iki hocayla çalıştılar; üçüncü hocaydım. Beklenenleri gerçekleştirdim. Kümede kalmayı başardık.  Ama Mardinspor’la ilgili uzun süreli bir planım yok, kontratım bitti.

Takımdaki futbolcuların ve teknik kadronun uzun süreli bir arada olması başarı için ilk şart mı?
Şarttır, ama Türkiye’de böyle bir şey mümkün olmuyor. Mardinspor’dan önce Karşıyaka ile kontratım vardı. Karşıyaka’ya ikinci gidişimdi. İkisinde de zor şartlarda, iyi işler yaptık. Ama biz 10. maçta çok garip bir nedenden dolayı; taraftarın maçın Alsancak’ta oynanmasını istemesi ama benimde Alsancak’ta üst üste gelen mağlubiyetler dolayısıyla Atatürk Stadı’nda oynanmasını talebi tepkiler oluştu. İstifa etmek zorunda kaldım, kötü de değildik. Türkiye ilginç bir yer, uzun vadeli planlar hiçbir zaman gerçekleştirilmiyor.

Üç büyüklerden teklif alsanız, Beşiktaş dışında bir takıma gitmeyi düşünür müsünüz?
Beşiktaş’ta iki sene Lucescu’nun yardımcılığını yaptım. Futbolcu olarak 13 sene oynadım. Zaten Beşiktaşlı Feyyaz olarak geçiyorum. Milli Takım olabilir ama üç büyüklerde Beşiktaş’tan başka bir takım olmaz.

Beşiktaş’ın son senelerde teknik direktörlerle sıkıntıları var, bütün başarısızlıkların asıl nedeni onlar mıdır, Ertuğrul Sağlam sizce başarılı olur mu?
Futbolda başarı istiyorsanız Türkiye’de birinci olmanız gerekir. İkinciliği son yıllarda kabul etmeye başladık, bunun da nedeni Şampiyonlar Ligi. Ertuğrul Sağlam başarılı olur, kişiliği düzgün, düz bir adam. Futbolda fazla zigzag yapmak iyi değildir. Bizim futbolcular daha duygusal karşılarında bir teknik direktör değil, iyi bir ağabey görmek istiyorlar.

Beşiktaş yeni bir kadro oluşturdu. Transferler yaptı. Ligde ve Şampiyonlar liginde Beşiktaş’ın bu kadroyla başarılı olma ihtimali var mı sizce?
Bence hala takım tam Ertuğrul’un istediği gibi değil. Geç atak ve  az adamla hücum yapıyoruz. Defans’ta inanılmaz kademe hataları var. Bu şekilde zor işimiz.

Üç büyüklerde takımları ile özdeşleşmiş oyuncuların, üç büyüklerden başka bir takıma transfer olması sizce etik midir?
Türkiye’de bir oyuncuyu bir kulübe mal etmek var. Bundan biz hoşnuduz. Ben 13. yıldan sonra Fenerbahçe’ye gittiğimde büyük olaylar olmuştu. Hala böyle şeyler mevcut. Bu biraz futbolcuların, yöneticilerin elini kolunu bağlıyor. Niye Tugay Beşiktaş’ta; Hakan Şükür Fenerbahçe’de; Aykut Beşiktaş’ta; Oğuz Galatasaray’da oynamasın... Takımın o oyuncuya ihtiyacı varsa onu almalı, işin şov tarafını engelliyoruz. Hakan Şükür’ün Fener formasıyla yapabileceklerini merak ederdim.

Yıldız transferlerine nasıl bakıyorsunuz, sizce doğru transferler mi? Nokta atışlarını mı tercih ediyorsunuz?
Biz yıldızları son yıllarında alıyoruz. Yıldızı alalım da biz parlatalım. Adamlar o oyuncuyu daha küçükken bulup alıyorlar ve bundan ciddi paralar kazanıyorlar. Bize gelenler son aylarımda bankaya birkaç milyon Dolar daha koyayım diye geliyor. Bizim o konuda Araplardan bir farkımız olmalı.Transferler yanlış adamların elinde.Örneğin; Carlos ilk Türkiye’ye gelseydi, yine Carlos olurdu çünkü Fransa’ya attığı frikiği belki bir derbi maçında atacaktı.Bir adamda bir yetenek varsa onun çıkmasını kimse engelleyemez.

Fenerbahçe ve Galatasaray geçen sezon çok olaylı maçlar oynadı. Hakem maçı durdurdu. Bütün bu olayların sebebi sizce taraftarlar mı, yoksa yöneticilerin açıklamaları mı?
Beşiktaş’ın yüksek maliyetli transferlerinin bedelini daha sonra tahsil etmek şartıyla başkanların ödemesi sizce diğer başkanlar için bir çekince yaratmıyor mu?
Bizde çok yanlış bir şey var. Bence buna federasyon bir an önce dur demeli. Mevcut yönetimlerin ve başkanların kulübe para akışlarının durdurması lazım. Bu para akışı sağlıklı değil, çünkü adam başkan olurken bile bir şeyleri mal ederek geliyor.Diyelim ki 20 milyon Dolar. Adamı başkan seçiyorsunuz. Geliyor, o parayı kullanıyor. Ama nasıl olduğunu bir o biliyor. Mesela Aziz Yıldırım Fenerbahçe başkanlığını bırakacağım derse Fenerbahçe’nin ne kadar borcu olacak merak ediyorum.

Üç büyükler yurt dışındaki örneklerle karşılaştırdığımızda başarısız kalıyorlar. Üstelik çok büyük başarılar hedeflediklerini açıkladıktan sonra. Biz nerede hata yapıyoruz?
  Üç büyüklerimiz çok büyük takımlar değiller. Biz onları çok fazla büyütüyoruz. Bunun sebebi Urfa’da, Rize’de, Kayseri’dekilerin Fener’i, Beşiktaş’ı, Galatasaray’ı tutması. Avrupa’da böyle değil. Nerede yaşıyorsa oradaki takımı tutuyorlar. Bugün üç büyüklerin seyircileri 25’er milyon diyelim. Bu takımların başarısından dolayı mı kaynaklandı? Elde edilen tek başarı UEFA Şampiyonluğu. Bu takımlar bu başarılarla bu kadar taraftarı hak ediyor mu? Etmiyor. Onun için bence halkın biraz daha yerel takımlara destek vermesi lazım.

Bu sezon hakkında ne yorum yapabilirsiniz sizce şampiyonluğa en güçlü aday kim?
Bu sezonda oynanılan futbol geçen seneyle aynı. Bu anlayışla güzel futbol seyretmek zor. Geçen seneyle aynı olur. Kötünün iyisi şampiyon olur.

Beşiktaş’ta Sinan Engin’in gelişi ve Ali Gültiken’in gönderilişi sizce doğru mu?
  Süleyman Seba’dan kalan duruşumuz bozuldu. Rüzgara kapılır olduk son yıllarda. Bazı şeyleri düşünmeden yapar olduk. Beşiktaş denilince bir mütevazilik, rakibine saygı duyma vardı. Son yıllarda maalesef bunu göremiyoruz. Ali de, Sinan da arkadaşım. Sinan benim çocukluk arkadaşım. Rakipleriyle iddialaşmayı seven bir çocuktu. Annem bize ekmek arası köfte yapardı. Onu yiyerek antrenmana giderdik. Ali ile de 35 sene sonra arkadaş oldum. Şimdi ben sevineyim mi üzüleyim mi şaşırdım.İkisi de arkadaşım.Geçelim bunu Cem. (Gülerek)

Sizce Federasyon başarılı mı?
Bu başarısızlıklar, hükumetle girilen dialog..Federasyon stardart olmalı.A takıma nasılsa B takıma da öyle olmalı.O konularda federasyonuun zaafları oldu.Onları düzeltmesi lazım.

Milli takımı nasıl buluyorsunuz?
Son maçlardaki performans pek iç açıcı değil. Kombine atak yok. Oyunun genelinde pasif kalıyoruz. Arkaya atılan toplarda sıkıntı var. İleriye dönük pek ümit ve cesaret vermiyor.Toplu olarak atak ve defans yapmamız lazım. Orta alanda çok top kaptırıyoruz. Ben olsam daha çok kanat organizasyonu yaptırırdım.

Sizce taraftarlar kulübünün her maçını kazanmasını, futbolcunun her maç gol atmasını beklerken haksız mı?
Taraftar haklı çünkü beklentisi var. Biraz hoşgörülü olması lazım. Takımların stratejileri açıklıyorlar.  Sene başında taraftarlar buna müdahale etmeli. İsteklerini sunmalı.İ ki maç kaybedince o takımın üstüne yüklenmek doğru değil.

Dönem arkadaşlarınızla görüşüyor musunuz, hala futbol maçları yapar mısınız?
Görüşüyoruz tabi. İşimizle alakalı olarak en azından telefonla görüşüyoruz. Futbolcular hakkında bilgi alış verişi yapıyoruz. Onun dışında Beylerbeyinde toplanıp maç yaparız. Sonra balık ve Cola içiyoruz. (Kahkahalar)

Metin- Ali- Feyyaz, Rıdvan- Oğuz- Aykut ekipleriyle,  üç büyüklerin bugün kurdukları ekipler arasında bir fark görüyor musunuz? O dönemde elde edilen başarıların sırrı nedir?
İstikrardır. Biz uzun seneler beraber oynadık. Bizim zamanımızda futbol yetenekleri daha çok gösterebileceğiniz bir spordu. Ama futbol çok hızlanıyor. Bizim zamanımızda oynan bir maçla şimdiki bir maçı koyalım. Çok fark var. Futbol artık çok daha çabuk düşünülen bir spor oldu. Daha da gelişecek bundan beş sene sonra atari gibi oynanacak. Bunu başaracağız. Türk insanında bu yetenek var.

Futbolun dışına çıkarsak Türkiye’de seçimler yapıldı. AKP büyük bir üstünlük sağladı. Bununla ilgili yorumunuz nedir?
Türk insanı artık yenilik istiyor. Cep telefonuyla 25 yaşında, İnternetle 30 yaşında tanıştım. Türkler artık bazı şeyleri fark ediyor çünkü bilgi alabiliyor. Artık teknoloji geldi. Evrenselleşme istiyor. Ben Feyyaz Uçar olarak komşuma vize almak istemiyorum. Artık Türk insanı daha değişik yaşamak istiyor. Bu yüzden daha gezen başkana oy veriyor.Tabiî ki bazı değerleri koruyacağız. Hepimiz Atatürk’ün çocuklarıyız.Ama gelişen dünyayı da göz önünde bulundurmak istiyor. Çözümsüzlük istemiyor Türk insanı.Mesela ben AKP’ye oy verdim, ki ben hiç vermezdim. Başbakan’ın şu açıklamasından sonra verdim: “Çözümsüzlük çözüm değildir.”