Bütün bu serüvende ise hep kulübün içinden yetişen antrenörler usta hocaların yanında yetişip zamanı geldiğinde hocalarının yerlerini alırlar. Bu düzen bu sezonun başında ilk defa bozuldu. Efes, birkaç senedir Avrupanın saygı duyulur kulüpleri arasında yerini alırken bir üst kademeye geçme fırsatını hep kaçırmıştı. Bunun üzerine Efes için radikal sayılabilecek bir kararla takımın başına David Blatt getirildi.
22 Mayıs 1959, Boston doğumlu olan Blatt, oyunculuğu süresince point guard pozisyonunda oynaması sonucunda oyunu okuma ve takımı yönetme yeteneklerini geliştirmiş olup günümüz Avrupa basketbolunun sayılı elit coachları arasında yer alıyor. Rusya Milli Takımı ile büyük bir sürpriz yaparak kazandığı Avrupa Şampiyonluğu sayesinde bu konumunu daha da perçinlemeyi başardı.
Blatt basketbol kariyerine 1977- 81 yılları arasında coach Pete Carrilin Princeton Üniversitesinde başladı. 1981 yılında düzenlenen Maccabiat Oyunlarında altın madalya kazanan ABD takımının oyuncusuydu. 1981 Maccabiat Oyunlarının ardından İsraile yerleşerek basketbol kariyerine burada devam etmeye başladı. Maccabi Haifada geçirdiği üç sezonun ardından Hapoel Jerusalem, Hapoel Galil- Elyon gibi pek çok takımda forma giydi. Bu süreç ile ilgili ilginç bir not ise Elitzor Natanya takımında oynarken aynı ekibin bayanlar takımına, Hapoel Galil- Elyonda ve İroni Naariyada oynarken altyapı takımlarına koçluk yapmış olması.
1993 yılında oyunculuk kariyerini sakatlık nedeniyle sonlandıran Blatt, hemen Hapoel Galil Elyon takımında asistan coachluğa getirildi. Sezon ortasında coachun kovulması sonrasında boşalan koltuğa geçerek ilk A takımında bu göreve başlamış oldu. 1994- 95 sezondan Pini Gershonun asistanlığını yaptıktan sonra 1996 yılında Yılın coachu ödülüne layık görüldü. 1997 yılını da başarılı bir şekilde geçiren Blatt, Israil Milli Takımı asistan coachluğuna getirildi. 1999 yılına kadar da görevini sürdürdü.
1999- 2000 sezonunun başında Maccabi Tel- Avivde yeniden Pini Gershonun asistanlığına getirildi. Maccabi Tel Aviv o sezonda İsrailde duble yaparken(hem lig hem de kupa) Euroleaguede de ikinci olmayı başardı. 2004 yılına kadara bu görevi başarıyla sürdüren Blatt, bu süreçte kulübe nokta atışı transferlerin yapılmasını sağlayarak da çok önemli katkılarda bulundu. Avrupanın Jordanı olarak nitelendirebileceğimiz Anthony Parker ve iki Final Four şampiyonluğunda da çok önemli roller alan Maçeo Baston, Blattin bulup takıma kattığı oyunculardan.
Maccabi Tel Avivde geçen dört yılda takım bir kere Final Foura kalırken, bir kere de Adriyatik Ligi finaline kaldı ve 2001 yılında da SuproLeaguei kazandı.Takımın asistanlığını yapan Blatt, aynı zamanda Israil Milli Takımının asistan coachlığını da sürdürdü.2002 yılında ise ikinci kez yılın koçu ödülünü aldıktan sonra Maccabi Tel- Avivin coachlığına getirildi.
2004 yılında Rusyaya yerleşen Blatt, Dynamo St. Petersburgun coachı oldu. O sezonda Dynamo ile FIBA EuroCupı kazanırken Rusyada yılın coachı seçildi. Sonraki sezon Pallacanestro Treviso takımının başına getirilen Blatt, ilk sezonunda takımı İtalya şampiyonluğuna taşıdı. Bu başarıların ardından Rus Milli takımının da başına geçti.
2007 Avrupa Şampiyonasında Kirilenkoyu yeniden hayata döndürerek çok favori görülmeyen Rus takımını şampiyon yapmayı başardı. Avrupa şampiyonu bir coach olarak Efesin başına geçen Blatt, kendisine takılan isimler ile ilgili fikirlerini basketboltürkiye.com internet sitesi için verdiği bir röportajda şu şekilde açıklıyor:
Sizi sihirbaz ve kimyager gibi sıfatla da anıyorlar. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Evet. Ama bana tam olarak Simyacı diyorlar. Çünkü, simyacı, büyücü ve kimyacı arasında bir yerdedir. Ne her şeyi büyü ile yapar, ne de bilimle. İkisini bir araya karıştırarak bilimle ruhu bir araya getirir ve ortaya çok daha iyi bir şey çıkartır. Bu kulağa hoş geliyor. Bu sene Avrupa Şampiyonasında Rusya ile yaptığım da tam olarak buydu. Takım olarak büyülü bir başarı ortaya koyduk.
Bakalım Simyacı Efes Pilseni hem Türkiyede hem de Avrupada özlediği başarılara taşıyabilecek mi?