Binlerce yıllık bir mucizenin gerçekleşmesidir kutsal topraklara geri dönüş. Yahudi halkı evinden uzakta yaşamaya zorlanırken, bir gün geri dönüş yani ‘Aliya` umudu toplumu ayakta tutan en önemli ögelerden biri oldu. ‘Yükseliş` anlamına gelen Aliya, yıllar içerisinde Yahudi kültürünün önemli bir parçası oldu. Şimdilerde i
1200- 1882: Dini Motivasyon ön planda
XIII. ve XIX. yüzyıllar arasında Avrupada yaşayan Yahudilerin statü kaybı ve dini inanışlarını uygulamadaki zorluklar, vaat edilen topraklara hızlı geri dönüşler ile sonuçlandı. Yahudilerin İngiltereden, Avusturya ve İspanyadan sürülmesi, Mesihin yakın zamanda geleceğine olan inancın, dolayısı ile de aliyanın artmasına neden oldu. Bu dönemlerde yapılan aliyalar büyük oranda başarı ile sonuçlandı. 1210 yılında üçyüz Haham ve aileleri, XVIII. yüzyılda Kabalist ve Hasidik hareketi takip eden Hahamlar, Kutsal topraklara toplu dönüşün öncüleri oldular. Kudüs, Tiberya, Sfad ve Hebron bölgeleri ana yerleşim merkezlerine dönüştü.
1882- Modern Çağ Aliyaları:
1882 ve sonrasında yapılan aliyalar, Yahudi tarihinde yıl ve göç edilen ülke isimleriyle damgasını vurdu. İlk büyük göç, 1882- 1905 (Birinci aliya) yılları arasında Rus Yahudileri tarafından gerçekleştirildi. 35 bin kişi kutsal topraklara geldi, yerleşim bölgeleri kurdu.
1904- 1914 (ikinci aliya) yıllarını arasında rakam daha da yükseldi. Başta Rusyadan olmak üzere 40 bin Yahudi, pogromlardan ve antisemitizmden kutsal topraklara kaçtı. Sosyalist ve miliyetçi duygulara sahip grup, savunma birlikleri kurulması, İbranicenin yeniden canlandırılması, Yahudi organizasyonların kurulması gibi önemli adımlar attı. İkinci aliya, kurulacak İsrail Devletinin bir nevi ön hazırlıklarını oluşturdu.
1919- 1923 (Üçüncü aliya) döneminin sonunda bölgedeki Yahudi nüfusu 90 bine ulaştı. Rus Yahudileri başta olmak üzere 40 bin göçmen bu dönemde İngiliz yönetimindeki topraklara ulaştı.
1924- 1929 (Dördüncü aliya) yılları arasında bölgeye gelen 82 bin orta sınıf Yahudi aile, Polonya ve Macaristandaki antisemitizm dalgasından kaçıyordu. Gelmeleri ekonomiyi canlandırdı. Büyüyen şehirlerde yeni iş kolları oluşmaya başladı. Gelen göçmenlerin 23 bin kadarı daha sonra ülkeyi terk etti.
1929- 1939 (Beşinci aliya), Nazi Almanyasından kaçan 250 bin göçmen bölgeye ulaştı. Beşinci aliya beraberinde iyi eğitimli doktor, avukat ve profesörleri de getirdi. Artistler, müzisyenler de gelenler arasında idi. 1940 yılında bölgede yaşıyan Yahudi nüfusu 450 bine ulaşmış, ekonomi canlanmaya başlamıştı. Bu zamandan sonra uygulanan göçmen kotaları, sonraki Kaçak Aliya dönemini başlattı.
1933- 1948 (Kaçak veya ikincil Aliya), Ingilizlerin Nazi hegemonyasındaki Avrupadan kurtulan Yahudileri bölgeye almaması ile oluştu. Kaçak yollarla ülkeye giriş, bu dönemin tek çözümü oldu. 110 bin Yahudi göçmen İsrail topraklarına ulaşmayı başardı.
1948- 1950 (Kibbutz Aliyaları), döneminde 500 binin üzerinde Yahudi, Avrupadan kaçıp İsraile yerleşti. Bu dönemden sonra kişisel aliyaların yerini birlikte aliya yapan diyaspora grupları aldı. 1949- 1950 yılları arasında Yemen Yahudilerinin tamamı, kanatlar üzerinde; uçakla gelmenin heyecanı ile İsraile ulaştı. Çoğu eğitimsiz ve kötü yaşam şartlarından geliyordu. Üçbuçuk yıl içinde İsrail nüfusu, 700 bin göçmenin de katılımı ile iki katına çıktı. Yüzbinlerce göçmen aylarca çadırlarda yaşadı, ve sonunda onlar da İsrail toplumunun içine karıştı. Birçok göçmen, ülkesinde yaşadığı kötü şartlardan, antisemitizmden kaçarak gelmiş veya yaşadığı ülkeyi terk etmeye zorlanmıştı. 1985 yılında altı hafta süren bir operasyon ile Etiyopya Aliyası gerçekleştirildi. 6.500 8.000 Yahudi Sudan üzerinden İsraile ulaştı. 1991 yılında Süleyman Operasyonu ile bir günde 14.325 Etiyopyalı Yahudi İsraile getirildi. Bugün İsrailde Etiyopya kökenli vatandaş sayısı 100 bin civarındadır.
Sovyet Aliyaları
Rusya uzun yıllar boyunca Yahudilerin toplu halde göç etmelerini engelledi. İsrail ile 1967 yılında diplomatik ilişkilerin kesilmesinden sonra, Rus Yahudilerinin Kutsal topraklara varma umudu iyice azaldı. Tüm bu şartlara rağmen 1980- 90 yılları arasında 250 bin Rus Yahudisi, İsrail topraklarına göç etme iznini almayı başardı. Bir kısmı İsrail yerine ABDye gitmeyi tercih etti. 1989 yılında göç izni alan 71 bin kişinin sadece 12 bini İsraili tercih etti. Asıl büyük göç, Sovyetler Birliğinin yıkılması ile gerçekleşti. Milyonun üzerinde göçmen bu yıllarda İsrail topraklarına ulaştı.
Arjantin Aliyası
1999- 2002 Arjantin politik ve ekonomik krizi sürecinde ülke Yahudilerinin oldukça büyük bir kısmı etkilendi. İsrailde yeni bir umut görenler aliya yapma kararı aldı. 2000 yılından itibaren 10 bin Yahudi yeni bir yaşam kurmak için İsraile göç etti.
Kuzey Amerika Aliyası
İsrailde yaklaşık 110 bin Kuzey Amerikalı göçmen yaşamaktadır. Çoğu Batı Avrupalı göçmen gibi, Amerikalı göçmenler de mali beklentilerden çok dini nedenlerle İsraile aliya yapmaktalar. Çoğunun gelir seviyesi yüksek, İsraildeki yaşamları başlangıç için oldukça iyi düzeydedir.
Son eğilimler - Göç etmek yerine mülk satın almak
1990 yıllarından itibaren Kuzey Afrika, Amerika ve Fransadan yüzlerce Yahudi ya aliya yaptı yada gelecekte yapması muhtemel göç için mülk satın aldı. Özellikle birçok Fransız Yahudisi, İsrailde ev satın almayı ülkelerinde artan antisemitizme karşı bir korunak olarak değerlendirdi.
Nefesh BNefesh ve Shavei Israel gibi organizasyonlar maddi ve manevi destek sağlayarak aliya rakamlarını artırmaya çalıştı. Yardımların arasında iş bulma, İbranice öğrenme ve İsrail kültürüne entegre olma da mevcut.
2007 yılı başlarında önde gelen İsrail gazeteleri aliya rakamlarının düştüğünü yazdı. Bir diğer gazete ise göç alımı kadar yurt dışına göç verildiğine, negatif nüfus artışına dikkat çekti. Özellikle ülkenin genç neslinde, İsraili terk etme düşüncesi ciddi oranda arttı. 800 yıldır artarak süren göç ilk olarak ortalamanın altına inmeye başladı. İsrail son yirmi yılın en düşük aliya rakamları ile karşı karşıya kaldı. Uzmanlar bu konuya son yedi yıldır dikkat çekiyor, Diaspora Yahudilerine aliyayı daha çekici kılmanın önemini vurguluyorlardı.
Peki nedir Yahudiliğin özümsediği toprak özlemini sona erdirme şansını yükselişi, cazip olmaktan çıkaran?
Geçmişteki olayları incelediğimizde toprak özlemini dini motivasyonun yanı sıra, dış tehditler ve kötü yaşam koşullarının da tetiklediğini görüyoruz. Kötü yaşam koşullarını ekonomik sorunlar, etnik kökene bağlı sosyal ve bürokratik engeller ve tabi ciddi oranda artan antisemitizm oluşturuyor. Gelinen ülkenin şartları oldukça kötü olduğundan belki de İsrailin sundukları o kadar da eksik gelmiyor.
Şimdilerde ise beklentiler yüksek. İsraile ayak bastıktan sonra, güzel imkanların yanısıra farklı tehditler de göçmenleri bekliyor. Savaş ile iç içe yaşamaya alışmak, gelişmekte olan bir toplumun ekonomik güçlükleri, sosyal kutuplaşmalar, entegrasyon zorluğu. Her insan gibi göçmenler de kendilerini bir başarı- başarısızlık yarışının içinde buluyorlar. Ve tabi sonuç her zaman sevindirici olmuyor.
Aliya Çelişkisi - Yaşlanan, azalan, Yahudi olmayan aliya grupları
Bir yandan İsrail nüfusunu yurt dışından gelecek Yahudi toplumları ile beslemeye çalışırken, bir yandan mevcut nüfusta geç evlenme, az çocuk sahibi olma akımları yaygınlaşıyor. Bu durum, ileride Yahudi kalmak isteyen bir devlet için oldukça ciddi nufus sorunları doğuruyor.
Artan Yahudi olmayan göçmen işçiler, eski Sovyetler Birliği devletlerinden gelen Yahudi olmayan göçmenler, Yahudi çoğunluğun azalmasına, belki de aliyanın cazibesini yitirmesine neden olan etkenler. Azalan, daha çok yaşlıların oluşturduğu aliya grupları İsraili ileriye taşıyacak üretken, dinamik gruplar değil elbette. Öte yandan, desteklenen aliyanın nimetlerinden faydalanmak isteyen, kısmen fakir, kendilerini Yahudiliğe yakın hisseden bazı toplulukların da aliya yapma talepleri mevcut. Kaynaklar, geri dönüş yasası altında İsraile göç edenlerin %54ünün Yahudi olmadığını veya İsraile göç edebilmek için Yahudiliği benimsediğini gösteriyor. Nijerya, Güney Afrika, Uganda, Etiyopya, Hindistan, Çin, Rusya, Peru, Portekiz, Brezilya ve İspanya gibi birçok ülkede yaşayan milyonlarca kişinin Yahudi kimliklerinin tanınması yönünde İsraile başvurduğu tahmin ediliyor.
Hepsini biraraya getirdiğimizde, aslında ülkeyi kalkındırmaktan ziyade, İsrailin bakması gereken hem de sayıca azalan bir aliya topluluğu, belki de genç, yeni bir hayat kurma umutları içindeki kişilerin uzak durmasına neden oluyor. Aliyanın 200 yıl önce canlanan ruhunu, devlete faydalı olma ruhunu, devletten beklenti içinde olma noktasına çekiyor. Öte yandan İsrail, yaptığı tanıtıcı faaliyetler, yeni göç edenlere verdiği geçici haklar ile genç insanlara aliyayı cazip kılmaya çalışıyor.
Memnuniyetsiz olanlar, geri dönenler, geri dönecek yeri olmayanlar
İsrail medyasında sıklıkla yer verilen yeni göçmenlerin durumları, aliya yapmanın toz pembe hayatlar getirmediğini gözler önüne seriyor. Üç yıl önce göç eden Yemen Yahudileri, göç ederken devletten aldıkları sözlerin tutulmamasından, ilgisizlikten yakınıyorlar. Aliya yaparak yanlış bir karar aldıklarını, başka çareleri kalmaz ise geri döneceklerini yineliyorlar. İsraili çok sevdiklerini fakat yaşam koşullarının çok zor olduğunu vurguluyorlar. İsrailin geçtiğimiz 60 yılda artan nüfusu, yeni dönem aliya gruplarının entegrasyonunun zorlaşmasına neden oluyor belki de. Çözümü zor bir dilema oluşuyor. Aliya ve artan nufus, ekonomik ve sosyal entegrasyonu zorlaştırıyor, zorlaşan entegrasyon aliya ve Yahudi nufusun azalmasına neden oluyor. Devlet yeni aliyalara ilk günlerde sunduğu imkanları sağlamakta zorlanıyor.
Yeni bir Aliya Düzeni: İki ülkede yaşıyorum!
Gelişen dünya, kısalan mesafeler ile ne mevcut hayatından ne de İsrailde yaşamaktan vazgeçmek istemeyenler için yeni bir çözüm üretti: İki ülkede birlikte yaşamak. Bu yeni aliya çeşidi, ekonomik ve sosyal statüsünü bozmak istemeyen birçok Avrupalı Yahudi tarafından benimsenmiş durumda. İsraildeki Kuzey Amerikalı göçmenlerin %20si ve Fransız göçmenlerin %50si halihazırda bu statüde. En sık görülen çoğul kimlik yaşam biçimi, hafta arasını İsrail dışında çalışarak geçirip, hafta sonlarında İsrailde yaşayan ailenin yanına dönme şeklinde. Daha az seyahat eden, ayda bir haftayı İsrail dışında geçirenler de var. Bu göçmenler oldukça yetenekli, eğitimli, serbest mesleklerde çalışan insanlar. Yeni aliya eğiliminin incelenmesi ve İsrail toplumu, ekonomisi, Yahudi aileler ve cemaatler üzerinde yaratacağı etkinin anlaşılması gelecek açısından oldukça önemli.
Sanırım yaşadığınız yerde canınızdan başka kaybedeceğiniz birşey kalmamışsa, veya gideceğiniz yerde kaybedeceğiniz birşey yoksa aliya kararını vermek daha kolay oluyor. 200 yıl önce çadırda yaşamak belki de bugünün kurulu modern İsrailinde bir yer edinmeye çalışmaktan, ekonomik ve sosyal yaşamın içine entegre olmaktan daha cazip geliyordu göçmenlere.
İdealler ve inanç insana umut aşılıyor, hayallerini besliyor, hayat şartları ise gerçeği hatırlatıyor. Son yıllarda İsrailin aliya gelişiminde malesef zorluklar umutların önüne geçiyor. Yine de insanoğlu kıvrak zekalı, sorunlara çözümler bulunuyor, göç etmekten vazgeçmeden iki ülkede birden yaşamayı öğreniyor.