İstanbul Üniversitesi ile İsrail`in İstanbul Başkonsolosluğu`nun işbirliğinde“ İstanbul Darülfünün öğrenciliğinden, İsrail Devleti`nin kuruculuğuna uzanan David Ben- Gurion`u anma etkinlikleri” 25 - 26 Ekim tarihlerinde gerçekleştiEster YANNIER - Nelly BAROKAS
Morhedai Amihai
İsrailin İstanbul Başkonsolosu
Ben Gurion yaklaşık 90 yıl önce genç bir öğrenci iken iki yıl süreyle burada ikamet etti. İki yıl süreyle büyük yakınlık duyduğu Türk kültürünü, dilini ve yasalarını öğrendi. Osmanlı Kültürünü araştıran bir kişi idi, iki halk arasındaki ilişkiyi geliştirmek ve ilerletmek için Türkçeyi çok iyi öğrendi. Kendisi Atatürkten dünyanın en büyük lideri olarak söz ederdi ve etkilendiğini hiçbir zaman saklamadı. İsrailin kuruluşu aşamalarında, Türk kültürünün yansımaları görüldü. İki ülke arasında kalıcı bir işbirliği ve dostluğun kurulmasına kaynak oluşturdu. Her şey bu mütevazi yerde başladı. Bu adres, İsrail için önemli bir merkez haline gelecek. Çünkü İstanbulun kalbinin attığı yerde İsrailin kurucusunun yaşamış olduğunu bilmek çok önemli. Katkıları için Beyoğlu Belediye başkanına, İstanbul Büyükşehir Belediyesine, ev sahibimize teşekkür ediyoruz .
Ahmet Misbah Demircan
Beyoğlu Belediye Başkanı
İsrail Devletinin kurucusunun, bu mekanda zaman geçirmiş olması çok anlamlı. (
) Hemen herkes biliyor ki Beyoğlu tüm dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşadığı tüm dünyaya örnek bir ilçe. Kendi yaşamımızda bunu yakından hissediyor ve görüyoruz. Bizler için önemli dini günlerimizde Hahambaşı Rav Halevayı orada görüyoruz, bizler de önemli günlerinde kendilerini ziyaret ediyoruz.
Her geçen gün önemli bir devlet büyüğünün, bir sanatçının, bir yazarın, önemli bir mimari eserin Beyoğlunda var olduğunun farkına varmış olmak bizim gururumuz.
Bu sene Beyoğlu Belediyesinin 150. yılı bu münasebetle 100den fazla önemli binaya plaket konulacak. Ben Gurion Plaketi de bu çerçevede ilklerden biri.
Dr. Nathan Aridan
Ben Gurion Üniversitesi Öğretim Üyesi
David Ben Gurion bu mütevazi evde Türk kültürünü, insanını ve İslamı tanıdı. Ben Gurion 1906 yılında o dönemin Filistinindeydi, daha sonra üniversite eğitimi için İstanbula geldi. İstanbula gelmesinin nedeni; buranın bir kültür merkezi olmasıydı. Ben Gurion tanıştığı insanları, çalışmalarını, kendisine katılanları, etkisi altında kaldıklarını, günlüğüne kaydederdi. Kendisini Türkiyeye çok yakın hissettiğinden iki ülke arasındaki ilişkileri sağlam bir zemine oturtmak istedi. Yahudilerle Müslümanlar arasında gerçekten bir dostluk kurulabileceğini de göstermeyi amaçladı. %99u Müslüman olan Türkiye, İsraili tanıyan bir devlet olarak bu ikili ilişkiye büyük bir destek verdi. Ben Gurion özellikle Türkiyenin barış için yapabileceği katkıları daha o zamanlardan keşfetmişti.
Prof. Dr. Erman Tuncer
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı
Böylesine büyük bir devlet adamının İstanbulda yaşamasından, eğitim görmesinden mutluluk duyuyoruz. Polonyada doğdu, Selanikte yetişti ve İstanbul Darülfünununda hukuk eğitimi gördü. Dolayısıyla Türk kültürünün ve halkının değerleri çok yakından tanıdı. İsrailin Atatürkü olan bu zat, Atatürkün düşüncelerinden de oldukça etkilendi. Atatürk nasıl Türkiye Cumhuriyetini kurduysa aynı ilkeler doğrultusunda, İsrail devletini de bu büyük devlet adamı inşa etti. Bu iki toplum arasındaki ilişkiler Türkiyenin İsraili ilk tanıyan devlet olma imkanını sağladı. Bu gün Ortadoğuda barışa ve Osmanlının anlayışına ihtiyacımız var. Osmanlı döneminde burada kilise, cami, havra bir arada yaşadı. Osmanlı bütün cemaatlere saygı duyduğu için kendi ilkesi olan Muhammedi Resullulah yerine La İlahi İllallah kullanmıştır. Üç dinin ortak paydası olan İbrahim Peygamber diyerek tüm cemaatleri kucaklamış, burada barışı tesis etmeye çalışmıştır. Gerek Atatürkün, gerekse İsrailin Atatürkünün kurduğu bu ülkelerin dünyaya barış getirmesini diliyorum. Bizim de ıstırap duyduğumuz terörizmin kökünden kazınması için birliğe ve desteğe ihtiyacımız vardır. Türkiye- İsrail ile olan münasebetlerini daha da güzelleştirecek, Arapları da içine alan bir barışı hep beraber yaşayacağız.
Batia Keinan
İsrail Kültür Ataşesi
David Ben Gurionun İstanbulda yaşadığı döneme ilişkin yapılan bir araştırmaya ve bu araştırmanın gündeme gelmesine yardımcı olduk. Topladığımız belgeler arasında Ben Gurionun İstanbul Üniversitesine kayıt yaptırdığına ilişkin bir belge bulduk.
Bu öğrenci kayıt belgesinde onun İstanbuldaki adresi yazıyordu. Beyoğlu Belediyesinin yardımları ile evi ve şimdiki ev sahibini bulduk. Ev sahibi yardımcı olmaktan büyük mutluluk duydu. Kendisini konsolosluğa davet ettik, her türlü yardımı yapmaya hazırdı.
Vitali Hakkonun aracılığı ile projemizi Belediye Meclisine sunduk.
Başvurumuzdan bir yıl sonra, Büyükşehir Belediye Başkanlığından yanıt aldık. Belediye, Dışişleri Bakanlığının da görüşünü alarak bize, evin girişine Ben Gurionun adının yazılı olduğu bir plaket koymamıza izin veriyordu. Fakat Beyoğlu Belediyesinin de izni alınmalıydı. Tabii ki izin verdiler.
Etkinliği, Ben Gurionun doğum günü olan dün düzenlemek istedik. Fakat Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan katılamayacağı için bugüne erteledik. Vitali Hakkoya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaşa ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircana destekleri için çok teşekkür ediyoruz.
Ekrem Güvendiren
Türkiyenin İsrail Eski Büyükelçisi- (DEİK) Türkiye- İsrail İş Konseyi Başkanı
David Ben Gurion, benim Atatürkten sonra takdir ettiğim dünyadaki en büyük devlet adamlarından biridir. Özellikle Türk dostluğunu Ortadoğuda yaşatan adamdır.
Ben Gurionun doğumunun 100. yılında, İsraildeyken Hayfa Üniversitesinden bir profesörün bulduğu bir belgeyi gördüm.
Birinci Dünya Savaşı başlarında Cemal Paşa, Ben Gurionu Siyonist faaliyetlerinden dolayı sınır dışı etmiş. Ben Gurion bir gazete yayınlıyormuş. Hayfa Üniversitesi profesörü o gazetedeki bir makalesini buldu ve yayınladı.
Ben Gurion makalesinde şöyle yazıyordu:
Sevgili hemşerilerim, sevgili Yahudiler
Siz İngilizlere ve Fransızlara inanmayınız. Memleketlerinde demokrasi olduğunu, eşitlik olduğunu söylüyorlar. Doğrudur ama bu, İngilizler ve Fransızlar için geçerlidir. İngilizler ve Fransızlar hiçbir sömürgelerinde bu eşitliği vermemişlerdir.
Bir tek istisna vardır; o da Osmanlı İmparatorluğudur. Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan bütün azınlıklar, dinleri ne olursa olsun eşit haklara sahiptirler.
Bu nedenle İngiliz ve Fransız propagandasına uymayınız, silahlanınız, bir birlik kurunuz ve Osmanlı ordusuna iltihak edip bu müstevilere karşı Filistini koruyunuz.
Bunu söyleyen Ben Gurion gibi büyük bir devlet adamıdır. Ve onun dış politikada, Türkiye ile ilişkiler konusunda kurduğu temeller ve prensipler, bugün hala İsrail ile Türkiye arasındaki dostluk bağlarının devamını sağlıyor.
Bu nedenle büyük bir gurur duyuyorum bugün. Nur içinde yatsın. Ayrıca İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olduğum için ona karşı özel bir sevgim var.