Sara YANAROCAKKristal gece tarihte kırık cam gecesi olarak da bilinir. Almanya`da Nazilerin Yahudilere karşı ilk toplu şiddet eylemini gerçekleştirdikleri gece (9- 10 Kasım 1938) saldırılardan sonra yerleri kaplayan kırık cam parçalarının karanlıkta parlamasından ötürü bu adla anılır
Derleyen: Niso TİZA
1930larda bir Polonya kasabası olan Prochnikin saygın baş hahamı Samuel Shapira, kırlık bölgede insanı dinç tutan yürüyüşlere çıkmayı adet edinmişti. Sıcak,sevgi dolu ve merhametli kişiliğiyle tanınan haham yürüyüşü sırasında Yahudi olsun, olmasın herkese selam vermeyi adet edinmişti. Günlük yürüyüşlerinde sürekli karşılaştığı insanlardan biri de, çiftliği kasabanın dışında olan Bay Müeller adında bir köylüydü. Haham Shapira, tarlasında harıl harıl çalışan çifçinin yanından her sabah geçerdi. Haham başıyla selam verir ve güçlü sesiyle Günaydın Bay Müeller derdi. Haham sabah yürüyüşlerine başlama kararı alıp da Bay Müellerle ilk kez bu şekilde selamladığında, çifçi soğuk bir bakışla arkasını dönmüştü. Bu köyde, Yahudiler ve Yahudi olmayanlar arasındaki ilişkiler hiç de iyi değildi; dostluklar ise çok nadirdi. Fakat Haham Shapira hiç yılmadı. Günlerce Bay Müelleri içten bir merhabayla selamladı. En sonunda çifçi hahamın içtenliğine inanmış, onun selamlarına şapkasıyla gülümseyerek cevap vermeye başladı.
Bu durum yıllarca sürüp gitti. Her sabah haham Shapira, Günaydın Bay Müeller diye sesleniyor ve Bay Müler şapkasını kaldırıp, Günaydın Bay Haham diyerek karşılık veriyordu, ta ki Naziler gelene kadar.
Haham Shapira ve ailesi, köydeki diğer tüm Yahudilerle birlikte toplama kampına götürüldüler. Shapira sürekli, bir bir toplama kampından diğerine sürülüyordu.
En sonunda onun son durağı olacak olan Auschwitze getirildi. Trenden inip yere ayak bastığında,seçmelerin yapıldığı sıraya girmesi emredildi. Sıranın arkasında beklerken, uzakta kamp komutanının sopasıyla sağı ve solu işaret gördü. Sola işaret ölüm anlamına geliyordu; sağ ise vakit kazandırıyor, hatta kurtuluş anlamındaydı. Shapiranın kalbi yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyordu. Sıra ilerledikçe komutana daha da yaklaşıyordu. Sıra ona gelmekteydi. Karar ne olacaktı; Sağ mı? Sol mu?... Keyfi kararıyla onu ölüme gönderecek sorumlu adamın yanına varmasına bir kişi kalmıştı. Binlerce insanı bir günde kolayca ölüme gönderebilen bu adam nasıl biriydi. Korkmasına rağmen sıra ona geldiğinde cesur bir şekilde komutanın yüzüne baktı? O anda ikisinin de bakışları birbirine kenetlendi. Haham Shapira komutana doğru yaklaştı ve yavaşça Günaydın Bay Müeller dedi. Bay Müellerin soğuk ve hiçbir hissin okunmadığı gözleri bir an için seyirdi. O da alçak sesle, Günaydın Bay Haham diye cevap verdi.
Daha sonra sopasıyla işaret edip, güç bela fark edilen bir baş selamıyla bağırdı: SAĞA yani YAŞAMa
.! Hamiş: Basit bir Merhabanın hayat kurtarabileceğini kim düşünebilir? Bazı küçük ya da bize göre basit olan davranışlar büyük sonuçlar doğurabilir