Tüm dünyada yaşanan ekonomik sorunlar ülkemizi de derinden etkiliyor. Hem halk hem de iş adamları bu durumdan oldukça tedirgin. Piyasadaki bu karmaşayı fark eden Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da, bir basın toplantısı gerçekleştirerek Ekim ayı enflasyon oranlarını açıkladı ve merak edilen soruları cevapladıDebora ZAKUTO
Amerika'da yaşanan olayların ardından tüm dünyada meydana gelen ekonomik değişimler hızla devam ediyor. Bazıları bu durumu olumlu yorumlarken bazıları ise daha da kötüleşeceğinden korkuyor. Halkın hem yüzünü güldüren hem de aslında bir anlamda endişelendiren bu durumun ardından Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Ekim ayının son haftası detaylı bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Ardından ise geçtiğimiz hafta başı Ekim ayı tüketici enflasyon oranları belirlendi. Son 17 ayın en yüksek düzeyine çıkan bu oranlar ise yine halkı derinden etkiledi.
26 Ekim günü makamında Türk basınını bir araya getiren Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, enflasyon göstergelerindeki olumlu gelişmelere rağmen, para politikasının kontrolü dışındaki gelişmelerden dolayı, kısa vadeli enflasyon tahminlerini yukarı yönlü güncellediklerini açıkladı. Yılmaz, bu çerçevede, enflasyonun yıl sonunda yüzde 70 olasılıkla yüzde 6.7 ile 7.9 arasında gerçekleşeceği ve belirsizlik aralığının üst sınırını aşacağı tahmininde bulunduklarını bildirdi. Toplantıda açıklanan yılın 4'üncü enflasyon raporu ise oldukça ilginçti.
Petrol fiyatları varil başın 65 dolardan 75'e çıktı
Rapor açıklanırken kısa vadeli enflasyon görünümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, enflasyonun ana eğiliminin Merkez Bankası'nın öngörüleri doğrultusunda aşağı doğru eğilim sergilemesine rağmen, önümüzdeki aylarda, temelde enerji ve gıda ürünleri ile para politikasının kontrolü dışında kalan kalemlerin fiyat gelişmelerinin etkisiyle, enflasyondaki düşüşün geçici olarak duraklayacağının tahmin edildiğini söyledi. Bu doğrultuda kısa vadeli enflasyon tahminlerinin bir önceki rapora göre yukarı yönlü güncellendiğini vurgulayan Yılmaz, kısa vadeli tahminleri yukarı çeken gelişmeleri şöyle özetledi:
"Temmuz enflasyon raporumuzda, petrol fiyatları varil başına 65 dolar olarak varsayılmıştı. Ancak geçen bu üç ay içinde, petrol fiyatları varil başına ortalama 75 dolar civarında gerçekleşmiş, önümüzdeki dönem petrol fiyatlarına ilişkin varsayımımız da 70 dolara yükseltilmiştir. Ayrıca bir önceki rapordan farklı olarak yılın son çeyreğinde elektrik fiyatlarında yüksek oranlı bir artış öngörülmüştür. Enerji fiyatlarına ilişkin bu gelişmeler 2007 yılına ilişkin enflasyon tahminlerimizi yaklaşık 0.8 puan yukarı çekmiştir. Bir önceki raporda 2006 yılından beri süre gelen hızla artışlar sonrasında oluşan gıda fiyatlarındaki artışların zaman içinde yavaşlayacağı varsayımında bulunmuştuk. Ancak geçen süre zarfında gıda fiyatları bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yüksek artış sergilemeye devam etmiştir. Bu gelişme de kısa vadeli enflasyon tahminlerimizi bir miktar daha yukarı yönlü güncellenmesine neden olmuştur."
Ayrıca Yılmaz, göstergelerdeki olumlu değişimlere rağmen vergi ayarlamaları ile enerji, gıda ve yönetilen yönlendirilen fiyat artışları gibi para politikasının kontrolü dışındaki gelişmelerden dolayı, kısa vadeli enflasyon tahminlerini yukarı yönlü güncellemiş bulunduklarını da anlattı ve cümlesine "Bu çerçevede enflasyonun yılın sonunda yüzde 70 olasılıkla 6.7 ile yüzde 7.9 arasında (orta noktası 7.3) gerçekleşerek, belirsizlik aralığının üst sınırını aşacağı tahmininde bulunmaktayız" diyerek devam etti. Açıklanan rapora göre 2007 yılının kalanında ve 2008'in ilk aylarında politika faizlerinin ölçülü olarak indirildiği ve sonrasında bir süre sabit tutulduğu varsayımı altında, enflasyonun 2008'in sonunda yüzde 2.5 ile 5.7 arasında (orta noktası 4.1), 2009'un üçüncü çeyreğinde ise yüzde 1.7 ile 5.5 (orta noktası 3.6) arasında gerçekleşeceğinin tahmin edildiği anlaşılıyor.
Vergi artışları enflasyonda risk yaratıyor
Orta vadeli öngörülerin dayandığı para politikası varsayımı politika faizlerinin önümüzdeki aylarda kesintisiz olarak indirilmeye devam edileceği şeklinde bir taahhüt olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Açıklanan verilere bağlı olarak politika faizlerinin önümüzdeki aydan itibaren bir süre sabit tutulması mümkün olabileceği gibi, şartların izin vermesi durumunda az önce ifade etmiş olduğumdan daha hızlı veya daha uzun süreli bir indirim süreci de gündeme gelebilecektir" dedi. Bütçe harcamalarında olabilecek sapmaların para politikası ve enflasyon görünümünü etkileyebileceğine de işaret eden Yılmaz, "FDF'deki sapmanın dolaylı vergi artışlarıyla karşılanması enflasyon üzerinde risk oluşturuyor" dedi.
Bu arada Merkez Bankası Başkanı Yılmazın, faizleri yüksek bulduğunu söyleyip, bankanın faiz politikasını sert şekilde eleştiren Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı ile bu hafta içerisinde görüşmeyi planladığını açıklandı. Bilindiği üzere TİMin başını çektiği 13 sivil toplum kuruluşu, gazetelere ilan vererek Merkez Bankasından şok faizi indirimi istemişti. 13 sivil toplum kuruluşu bu hafta başında da, Üretim, İstihdam ve İhracat Kurulu ile Gölge Para Politikası Kurulu oluşturacaklarını açıklamıştı. Yılmaz, bu konu hakkındaki düşüncelerini de "Verilen ilanlardan, yapılan açıklamalardan olumlu da olumsuz da sonuç çıkartılabilir. Olumlu sonuç şudur; artık Merkez Bankası bağımsızlığı toplumda yer ediyor. Bizim kültür setimizin içine girdiği anlamına geliyor. Toplumda para politikasının Merkez Bankası tarafından yürütüldüğü artık kabul görüyor ve hedefin muhatabı da Merkez Bankası olduğunu kabul ediyoruz sonucunu çıkarıyor ve bundan da mutluyuz" diyerek belirtti.
Son 17 ayın en yüksek TÜFE oranları
Toplantı sonrası dağıtılan Ekim ayı TÜFE bazında enflasyonu pek de iç acıcı değildi. Tüketici fiyatları (TÜFE) bazında enflasyon Ekim ayında yüzde 1.81'le son 17 ayın en yüksek düzeyinde çıktı. Ekim ayında üretici fiyatlarında (ÜFE) ise yüzde 0.13 düşüş yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) ile üretici fiyatları endeksinde (ÜFE) Ekim ayında yaşanan değişimleri açıkladı. Buna göre TÜFE önceki aya göre yüzde 1.81'le Mayıs 2006'dan sonraki dönemin en yüksek artışını kaydetti. Bu artışla Ocak- Ekim dönemi itibariyle TÜFE bazında enflasyon yüzde 6.08'e ulaştı. Ekim'deki aylık artışın geçen yılın aynı ayında yüzde 1.27 olan oranın üzerinde çıkması nedeniyle yıllık enflasyon da artmaya devam etti. Ekim sonu itibariyle yıllık enflasyon yüzde 7.7'ye ulaştı. Aynı tarih itibariyle 12 aylık ortalamalara göre TÜFE artışı da yüzde 8.98 düzeyinde gerçekleşti.
TÜFE kapsamında, ana harcama grupları itibariyle en yüksek aylık artış yüzde 8.22 ile giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşti. Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yüzde 3.41, lokanta ve otellerde yüzde 1.54, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 1.02, konutta yüzde 0.65, eğlence ve kültürde yüzde 0.26, ev eşyasında yüzde 0.25, sağlıkta yüzde 0.07 artış yaşandı. Buna karşılık fiyatlar haberleşmede yüzde - 0.02, eğitimde yüzde - 0.19, ulaştırmada yüzde - 0.41 düşüş kaydetti. Alkollü içecekler ve tütün grubunda değişim olmadı. Yıllık bazda TÜFE'nin en çok arttığı harcama grubu ise yüzde 14.71'le gıda ve alkolsüz içecekler grubu oldu.Geçen yılın aynı ayına göre artış oranında bunu, yüzde 10.06 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 9.73'le lokanta ve oteller, yüzde 8.3'le konut, yüzde 6.07 ile eğitim izledi. Ekonomistlere göre kötü gelen verilerin kasım ayında daha olumlu bir seyir içinde ilerlemesi bekleniyor. Yalnız aralık ayında beklenen bayram bu durumu etkileyebilir.
Kredi kartı borçlularında da ciddi bir artış var
Değişen bu enflasyon oranları halkın bankalara daha da borçlanmasına neden oluyor. Kredi kartı kullanımı giderek artarken, borcunu ödeyemeyenlerin sayısında da ciddi bir yükseliş göze çarpıyor. Merkez Bankası verilerine göre, 2007 yılı Ağustos ayında, kredi kartları borcunu ödememiş kişi sayısı bir önceki aya göre yüzde 15.3 artarak 22 bin 463'den 25 bin 896'ya yükseldi. 2007 yılının dokuz ayında ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı 208 bin 798 olarak belirlenirken, bunun 40 bin 957'si ferdi kredi borcununu ödememiş kişilerden, 167 bin 841'i de kredi kartları borcunu ödememiş kişilerden oluştu.
Kredi kartı borçlularının sayısı ilk dokuz ayda 170 bine dayanırken, bu rakam 2006 toplamında ise 178 bin kişi seviyesindeydi. Kalan son üç ayda da önceki aylara benzer bir trend oluşması halinde, 2007 yılında kredi kartı borçlularının sayısının 250 bine ulaşması sürpriz olmayacak. Türkiye'de kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 2002 yılında 4 bin 104, 2003 yılında 29 bin 132, 2004 yılında 45 bin 908, 25 yılında 135 bin 307, 2006 yılında da 178 bin 201 kişi seviyesindeydi.
Kredi kartı borçlularına benzer bir şekilde bireysel kredi kullanıcıları arasında borcunu ödeyemeyenlerin sayısında artış izleniyor. 2007'nin ilk dokuz ayındaki rakam, 2006 yılını şimdiden geçmiş durumda. Ocak- Eylül döneminde 40 bin 957 kişi borcunu ödeyemezken, bu rakam 2006'da 20 bin 753 kişi idi. Kredi kartı ve bireysel kredi borcunu ödeyemeyenlerin toplam sayısı da şimdiden 2006 yılını geçmiş durumda. 2006 yılında toplam borçu sayısı 199 bin iken, 2007 Ocak- Eylül döneminde 209 bine ulaştı. Bu rakamın yılsonunan kadar 300 bine ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu durumdan tedirgin olan bankacılarla halk kısa sürede toparlanmayı ve yeni enflasyon oranlarının açıklanmasını merakla bekliyor.
Kaynakça: Anadolu Ajans ve Doğan Haber Ajansı