Üç yıl süren gizli müzakerelerin 2007 yılında basına sızmasından ve Suriye- İsrail hükümetlerinin görüşmelerden habersiz olduklarını iddia etmelerinden sonra ikili dünya başkentlerini dolaşarak kaydettikleri aşamaları ve yaratıcı çözümler içeren barış planının detaylarını kamuoyları ile paylaşmaya başlamışlar.
Kendi anlatımlarına göre görüşmelerin başlangıcı Ocak 2004te Beşar Esadın Türkiye ziyareti sırasında başlamış. Tesadüfen Suriye Cumhurbaşkanı ile aynı otelde kalan İsrailin eski Ankara Maslahatgüzarı Dr. Alon Liel, tanıdığı Türk diplomatlardan Beşar Esadın Erdoğan'la görüşmesi sırasında İsrail ile barışı önemsediğini ve bu konuda Türkiyeden arabuluculuk yapmasını talep ettiğini öğrenmiş. İsraile döndükten sonra da aynı mesajı dönemin Büyükelçisi Feridun Sinirlioğlundan almış. Türk diplomatlar Liele İsrailin barışa niyeti varsa Suriye ile arabuluculuk yapabileceklerini iletmişler.
Liel bu görüşmenin ardından, sadece İsrail tarafı ile değil, Suriye ile de temasa geçmiş. Suriye adına bu işi Washington'da yaşayan Suriyeli Alevi işadamı İbrahim Süleyman üstlenmiş. Ailesi Beşar Esad ile aynı köyden olan Süleyman, Amerikalıların da geçmişte Şam yönetimi ile temas kurmasına yardımcı olmuş bir isim. İbrahim Süleyman, talep üzerine Suriye'ye gitmiş ve Türkiye Büyükelçisi ile Şam'daki evinde görüşmüş. Büyükelçi'ye verdiği mesaj, Suriye'nin İsrail ile derhal müzakerelere başlamaya hazır olduğu yönündeymiş. Ancak Şam yönetimi bunun akademik düzeyde değil, resmi müzakereler şeklinde olmasını talep etmiş.
ABDnin o dönem şer üçgeni içinde saydığı Suriyeyi yalnızlaştırma politikası nedeniyle İsrailin bu ülkeyle resmi görüşme yapılmamasını talep etmesi üzerine iki ülke arasındaki görüşmeler Liel- Süleyman ikilisi arasında gayri- resmi olarak başlamış.
İsviçre Dışişleri Bakanlığının desteği ile sekiz kez bir araya gelen ikili, İsrail ve Suriyeli yetkililerin bilgisi dahilinde barış görüşmelerine zemin hazırlayacak bir plan üstünde uzlaşmaya varmışlar. Amaçları bu hafta düzenlenen Annapolis zirvesinde Suriye ayağının da masaya yatırılmasıymış. Ancak Annapolis kapsamlı barış görüşmelerinin yapılacağı bir zirveden çok, İsrail- Filistin arasındaki müzakerelerin başlangıcını ilan eden bir toplantı. Liel ve Süleymana göre Filistin sorununun çözümü Golan Tepeleri meselesinin çözümünden çok daha zor. Süleyman, İsrailin Suriye ile barış yapması halinde Hizbullah sorunun büyük ölçüde çözüleceğini, Lübnan ile de barış yapılmasının önünün açılacağını, Hamasın da tutumunda değişiklik olacağını vurguluyor. Diğer bir deyişle Suriyenin bu Lübnan, Hamas ve Hizbullah üzerindeki etkisini doğrulamış oluyor. Süleyman, Arap dünyasının İsrailin 6 Eylülde Suriye topraklarına gerçekleştirdiği hava saldırısına sessiz kalmasını İran ile Suriyenin yakınlaşmasına bağlıyor. Süleyman, Suriyenin bu saldırıya yanıt vermeyerek savaş değil barış istediğini gösterdiğini vurguluyor ve yalnızca ABDnin desteği ile kapsamlı bir barış anlaşmasının mümkün olabileceğinin altını çiziyor.
Alon Liel ABDnin Suriyeyi yalnızlaştırma politikasının başarısız olduğunu gördüğünün altını çiziyor. Bu açıdan Annapolise Suriyenin de davet edilmiş olması Suriyenin Sünni- Arap eksenine çekilerek İranın yalnızlaştırılması çabasına işaret ediyor. Liel, İsrailin yıllarca dış politikasının temel taşının bizimle görüşmek isteyen her Arap liderine kapımız açık ilkesi olduğunu vurgulayarak bugün de bu ilkenin uygulanması ve Esadla İsrail yönetimi arasında temasların resmileştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Tarihe belki de Liel- Süleyman planı olarak geçecek barış anlaşması taslağının temel birkaç maddesi şöyle:
Golan Tepelerinin egemenliği Suriyeye devredilecek
İsrail Golan Tepeleri etrafındaki su kaynakları üzerinde kontrolünü sürdürecek, Suriye nehirlerin doğal akışını kesmeyeceğini garanti edecek
Golan Tepeleri askerden arındırılarak Milli Park haline getirilecek ve her gün, gün doğumundan gün batımına kadar İsraillilerin vizesiz girişine açık olacak
İki ülke arasında tam diplomatik ve ekonomik ilişkiler kurulacak
Suriye ve İsrail Annapoliste sekiz yıl aradan sonra ilk defa aynı masada oturuyorlar. Görüşmelerinin başlamasında katkısı bulunan Türkiyenin desteği gelecekte yapılacak herhangi bir anlaşma için önemli. Liel Süleyman planı iki ülke arasında yapılacak muhtemel barış görüşmeleri için temel oluşturabilecek en somut belge niteliğini taşıyor.