basindan / İbret verici iki hastane olayi

İlk bölümünü geçtiğimiz hafta aktardığımız Prof. Edhem Eldem`in, 60. Yıl kutlamalarımız çerçevesinde, “19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında İstanbul`un Yahudi Cemaati” konulu konuşmasının devamını yayınlıyoruz. Prof. Eldem`in Osmanlı Bankası arşivleri ışığında 19. yü

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba

Can Akatlı, Vatan,  5 Kasım 2007
Geçen hafta yaşadığım iki olay sayesinde hastanelerle ilgili ibret verici iki gerçeği de öğrenme şansı buldum.
Mesleği doktorluk olan bir akrabam bir tıp toplantısı için geçen hafta içinde eşiyle birlikte Ankara’ya gitmişti. Akrabam kaldıkları otelden toplantının yapılacağı yere gitmek üzere hazırlanırken kendini iyi hissetmediğini anlamış. Eşine “Bir kalp krizi geçirebilirim, belirtiler öyle, beni hemen hastaneye götür” demiş.
Telaşlanan eşi hemen bir ambulans çağırmış. Gelen ambulans akrabamı doğru Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’ne götürmüş.
Neden mi? Çünkü Başkent Ankara’da sadece Yüksek İhtisas Hastanesi’nin Acil Servisi’nde 24 saat nöbet bekleyen bir anjiyo ekibi varmış.
Bu ekip, akrabam daha ambulanstayken telefonla müdahale ederek yapılması gerekenleri söylemiş. Hastamız hastaneye girdiği anda da anjiyoya alınmış ve acil ameliyatla kalp damarlarına iki stent takılmış.
Diğer hastanelere gitse ne olacaktı? Yaşı çok genç olduğu için büyük ihtimalle ölüme direnecekti. Acil servisler hemen kalp cerrahlarını arayacaklardı. En çok 20 dakika içinde ekip hazır olacaktı.
Ama insan hayatında 20 dakikanın ne kadar önemli olduğunu herhalde takdir edersiniz. İşte Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi Acil Servisi bugüne kadar kimbilir kaç can kurtarmıştır?
İkinci olayımız İstanbul’dan. Çok sevdiğim bir arkadaşımın hayli yaşlı annesi geçen hafta rahatsızlanmış. Rahatsızlığı artık tamamen yaşla ilgili. Arkadaşım annesini nereye götüreceğini düşünürken bir yakını üç hastane önermiş. Balıklı Rum Hastanesi, Yedikule Ermeni Hastanesi ve Balat Musevi Hastanesi.
Nedeni çok basit. Çünkü İstanbul’daki hastaneler içinde sadece bu üç hastanede geriatri tedavisi için yeterli imkan varmış.
Diğer hastanelerde bu yok mu? Elbette var, ama onlarınki servis. Bakım ise bu üç hastanede çok daha başarılı.
Arkadaşım bu gerçeği öğrenmesi üzerine şunu söyledi: “Bak bu başka gerçeği gösteriyor. İstanbul’daki azınlıklar demek ki kendi soylarına daha iyi sahip çıkıyor. Bu nedenle hastanelerinde yaşlılar için özel bakım yapan servisler var. Bu bir anlayış konusudur. Benim çok dikkatimi çekti.”
Yanlış düşünmüyor tabii ki.