Türkiye’de ikinci sezon devam ederken taraflı tarafsız tüm futbol camiasını ilgilendiren bir sorun yaşanıyor. Hükümet ve Türkiye Futbol Federasyonu mahkemelik oldu. Yeni çıkan yasanın öngördüğü zamanda diliminde genel kurulu toplamadığı için Ulusoy Federasyonu’nun başı dertte
Genel kurul yapmak yerine sadece genel kurul tarihinin alınması hükümeti harekete geçirdi Ulusoy, 27 Şubat'ta olağanüstü genel kurul kararı aldı. Toplantının gidişatı FIFA Başkanı Blatter'in Devlet Bakanı ile yapacağı görüşmeden sonra belli olacak.
Haluk Ulusoy, kanunun öngördüğü tarih olan 3 Ocak’ta genel kurulu toplaması gerekirken toplamaması yasaya aykırı bir davranış olarak nitelendi. 4 Aralık’ta yürürlüğe giren yasa ise şunu diyor: “Futbol Federasyonu en geç 30 gün içinde Genel Kurul’a gitmelidir.”
Basından şimdiye dek gelen yorumlar ise Ulusoy’un son tarih olan 3 Ocak’ta genel kurulu toplamayı reddetmesini yönünde. Bunun yerine 27 Şubat’taki genel kurul tarihini belirlemeye hazırlanıyor. Yani yasada tanınan 30 günlük süreyi 90 güne çıkarıyor.
Öte yandan futbol yasasının 18. Maddesine göre : “Bu yasayı TC Bakanlar Kurulu yürütür ve uygular.” Bu da hükümeti haklı çıkarıyor.
Bu nedenlerden dolayı Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi devreye girdi ve 3 yetkili görevlendirdi. Bu yetkililer ise Futbol Federasyonu Başkan Vekili Mehmet Kemal Ünsal tarafından kayyum olarak algılandı.Ünsal bu kayyumların usulsüz , mahkemenin ise yetkisiz olduğunu iddia etti. Ünsal, aynı başvurunun Sirkeci 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yapıldığını ancak bu mahkemenin "Federasyon merkezi Ankara’dır. Yetki, Ankara mahkemelerinindir" cevabıyla Kayyum Başvurusunu reddettiğini belirtti ve "Zaten bu davaya ilişkin, federasyon savunmasının istenmemesi de düşündürücüdür." dedi.
M.Kemal Ünsal, Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin konuyla ilgili kararını bekleyeceklerini ve buna itiraz edeceklerini açıklarken, "Mahkemenin atadığı Kayyum Heyeti yasal değil. Hem Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Lütfi Arıboğan, hem de Kulüpler Birliği Genel Sekreteri Avukat Yunus Egemenoğlu genel kurul delegesi değil. Oysa Medeni Kanun 75. maddesine göre, Kayyum üyelerinin kongre delegesi olması gerekiyor. Usulsüz bir Kayyum ataması da söz konusu" şeklinde konuştu.
Haluk Ulusoy ise TFF Genel Sekreteri Lütfi Arıboğan’ın Federasyonu genel kurula götürmek üzere belirlenen üç kişi arasında yer almasına tepki göstererek : "Lütfi Arıboğan’ın kayyum olarak atanması, kendisinin bilgisi ve rızası dışında gerçekleşmiştir. Arıboğan’a haksızlık yapılıyor" dedi.
Bütün bu kargaşadan sonra TFF yetkileri olmadığı gerekçesiyle itiraz etti. Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi, yapılan itirazı 10 Ocak 2008 günü duruşmalı olarak incelemeye alacak.
Federasyon tarafından FİFA’ya da bildirilen durum Blatter uyarısı ile devam etti. FIFA Başkanı Sepp Blatter, ulusal federasyonlarla ilgili yasaların FIFA kurallarına uygun olması gerektiğini söyledi.
Güney Afrika’da yayımlanan The Star gazetesine konuşan Blatter, politikacıların futbola el sürmemelerinin gerektiğini belirterek; "İyi organize olamayan bazı üyelerimizde siyasetin futbola müdahale ettiğini görüyoruz. Futbol, popülaritesi yüzünden politikaya kurban ediliyor. Bu tür sorunlarla sadece Afrika’da değil bazı Asya ve Avrupa ülkelerinde de karşılaşıyoruz. Futbolla ilgili yasalar yapılırken FIFA’nın kurallarına mutlak surette uyulmalı. Yerel politikacılar futbolu yönetemez, özerkliğine saygı göstermeli." dedi.
Başkent Ankara'da zirve yapıldı. "Seçim yapılsın" önergesi oylandı. 192 "Evet", 48 "Hayır" yanıtı çıkınca, 14-15 Şubat'ta Futbol Federasyonu seçimlerinin yapılması kesinleşti.
Mahkeme kararıyla toplanan Futbol Federasyonu Olağanüstü Genel Kurulu, Haluk Ulusoy yönetimine büyük bir çoğunlukla "Hayır" dedi. FIFA ve UEFA'nın üç kişilik heyetle takip ettiği ilk genel kurul toplantısı olarak tarihe geçen oturumda zaman zaman gergin anlar yaşandı. "Seçim yapılsın" önergesinin oylanması sonucu 240 delegeden 192'si Ulusoy'a karşı bir tutum ortaya koydu. 48 kişi ise seçim yapılmaması yönünde oy kullandı. Ulusoy "Kendimi oylatmam" görüşüyle sandığa gitmedi.
Önergenin kabul edilmesinden sonra Futbol Federasyonu Başkanı, yönetimi ve Denetleme kurulu seçimlerinin yapılması için Genel Kurul'un 14-15 Şubat'ta Ankara'da olağanüstü toplantıya çağrılması kararına varıldı. Kayyum'dan genel kurulun yönetimini devir alan divan başkanlığı, dört büyük kulüpten temsilcilerle oluştu; Mehmet Helvacı, Şekip Mosturoğlu, Fikret Orman ve Zeyyat Kafkas'dan oluştu.
FIFA Onursal Asbaşkanı David Will yasa değişikliği ile ilgili çalışmaları memnunlukla karşıladıklarını, fakat FIFA'ya üye ülkeler içinde futbolu yasayla yönetilen tek ülke olan Türkiye'nin bir an önce çerçeve statü hazırlıklarını tamamlamasını istedi.
Will, delegelerden beş, FIFA ve UEFA'dan birer ve Devlet Bakanlığı'ndan bir temsilcinin katılımını kapsayacak komisyonun, 30 Nisan'a kadar çerçeve statüyle ilgili hazırlıklarını tamamlamasını ve Mayıs ayının ilk haftasında Genel Kurul'un toplanmasını talep etti.
Görüş belirten isimlerden birkaçı ise;
Özhan Canaydın (G.Saray)
"FIFA ve UEFA heyetiyle iki günde üç toplantı yaptık. Uyumlu çalışma gerçekleştirdik. 14-15 Şubat'ta seçim olur, çalışma grubu da statüyü hazırlar. Genel kurul yeniden yapılır ve ana statümüzü onaylarız. Her şey kurallara uygun gerçekleşti".
Adnan Polat (G.Saray)
"Federasyonun son senelerdeki tüm genel kurulları ihtilaflı, kaoslu ortamlarda geçiyor. Yeni mahkeme yolu açık gibi görünüyor. Bir kesim yine mahkemeye gidecek. Türk futbolu yine de belirsizlik ortamına girecek".
İlhan Cavcav (G.Birliği)
"Bu genel kurul 3 Ocak'ta gerçekleşseydi, bir genel kurul daha yapılmasına gerek kalmayacaktı. Her yıl yapılan genel kurullar futbola sekte vuruyor. Haluk Ulusoy çok başarılı işler yaptı. Ancak bu genel kurul tarihi konusunda yanlış yönlendirildi".
Kenan Öner (Beşiktaş)
"Türk futbolunda bir yıpranma, erozyon var. Seçim yapılması önergesine verilen imza sayısı ortada. Futbol ailesi bunu istiyor. FIFA delegasyonu ince nüanslarla bir konuşma yaptı. Onları göz ardı edemezsiniz. Divan kurulu bu uyarıya uygun davrandı. İnşallah mahkeme yolu açılmaz".