Bu hafta da geçtiğimiz hafta olduğu gibi oldukça hareketli bir hafta geçirdik. Özellikle Pazartesi ve Salı günü ABD’de yavaşlama endişesi ile piyasa oyuncularının daha güvenli yatırım araçlarına geçiş yaptığını gözlemledim. Bununla birlikte salı akşam üstü ABD merkez bankası FED’in 75 baz puanlık faiz indirimi ve Bush’un ekonomiyi hareketlendirmek için bazı tedbirler alacağını açıklaması haftanın son günlerinde piyasaları bir miktar rahatlattı. 30 Ocak günü yapılacak olan FED faiz toplantısı ve ABD verileri ışığında yurt içi ve yurt dışındaki hareketliliğin devam edeceği görüşündeyim.
Pazartesi ABD’de piyasalar kapalı olmasına rağmen Avrupa ve Asya tarafındaki olumsuzluğun etkisi altında kaldık. Salı günü ABD piyasaları açılmadan olumsuzluğun artarak devam etmesi sonucu FED yüzde 4.25 olan faizlerini ani bir kararla yüzde 3.5 seviyesine indirdi. Bu kararda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta piyasalardaki negatifliğin devamı durumunda FED’in bu duruma seyirci kalmayacağını yatırımcılara göstermiş olmasıydı. Bu haberle rahatlayan yatırımcılar çarşamba ve perşembe günü yurt içi ve yurt dışı borsalara tekrar giriş yapmaya başladı.
Bush’un ABD ekonomisini hızlandırmak için tüketiciye vergi iadesi yapacağını açıklaması ve zor durumda bulunan bazı finansal şirketlere yardım edeceğini belirtmesi bu haftanın diğer olumlu gelişmeleriydi. Buna rağmen Bank of America ve Wachovia gibi büyük ve orta ölçekli finansal kurumların 2007 sonu bilançolarının beklenenden biraz daha kötü seviyelerde açıklanması ve perşembe günü deklare edilen ABD mevcut ev satışlarının düşük gelmesi emlak sektöründeki yavaşlamanın artarak devam ettiğini gösteriyor.
Bunun dışında Avrupa Bölgesinin en büyük ekonomisi konumundaki Almanya’da bu hafta IFO beklenti anketlerinin beklenen seviyelerin üzerinde olması ABD’deki yavaşlamanın Avrupa’yı düşünüldüğü kadar etkilemeyeceği görüşünü güçlendirmekte. Ayrıca bazı Avrupa Merkez Bankası üyelerinin öncelikli hedeflerinin enflasyon ile savaşmak olduğunu açıklaması haftanın sonlarına doğru Euro’nun diğer para birimlerine karşı değerlenmesine sebep olmuştur.
Türkiye bu hafta yurt dışındaki olumsuz havanın etkisinde kaldı. Yurt dışındaki olumsuzluğun artması sonucu gösterge kağıt 07/10/2009’un bileşik faizi salı günü 16.90’a kadar yükseldi. Ancak haftanın geri kalanında piyasanın rahatlaması, büyük kamu bankalarının ve yurt dışındaki bazı oyuncuların bono piyasasına giriş yapması sonucu 07/10 haftayı 16.35 seviyesinden kapadı. Bununla beraber daha evvel öngördüğümüz gibi dolar YTL karşısında sert yukarı yönlü bir hareket yapıp 1.2500’e kadar yükselse de daha sonra Fed faiz indirimi ile birlikte haftayı geçen haftaki seviyelerine yakın olan 1.1850 seviyelerinden kapadı.
Sonuç olarak FED’in faiz indirimi ve Bush’un piyasayı hareketlendirmek için bazı tedbirler alınacağını açıklaması piyasaları kısa vadede rahatlattı. Buna rağmen piyasalardaki olumsuzluğun ortadan kalkması için tüketici harcamalarının arttığına ve büyüme rakamlarının beklenen seviyelerin üzerinde olduğuna ilişkin verilerin açıklanması gerektiği düşüncesindeyim.Yakın zamanda bu konulara ilişkin açıklanacak veriler ve emlak sektöründeki yavaşlamanın derinliğine ilişkin rakamlar piyasalardaki olumsuzluğun uzun bir süre devam edip etmeyeceğini belirleyecek faktörler olacaktır. Bununla birlikte cuma günü çok önemli bir gelişme yaşanmamasına rağmen ABD borsalarının yüzde 1’in üzerinde kayıplarla kapanması piyasadaki tedirginliğin devam ettiğinin en iyi göstergesidir. Bu hafta YTL’nin diğer dövizlere karşı hızlı değer kazanması durumunda dövize geçiş yapılabilir.
Ayrıca bu hafta Euro/USD’nin yukarı yönlü hareketinin kısıtlı olacağı ve Avrupa Bölgesi ekonomik verilerinin bir yavaşlamayı işaret etmesi durumunda doların Euro karşısında bir miktar değer kazanabileceği kanaatindeyim.