Dünyanın önde gelen Müslüman cemaatleri liderleri ve İslam bilginleri tarihi bir çağrıda bulundu. Cambridge Üniversitesi bünyesinde bulunan Yahudi - Müslüman Etüdleri Okulu’nun İslam bilimleri akademisyenleri tarafından kaleme alınan mektupta Kuran’ı Kerim’de Yahudi dini ve İsrail oğulları ile ilgili birçok olumlu ayete yer verildi
El Kuds Üniversitesi Rektörü Sari Nusseibeh, Bosna Hersek Müftüsü Şeyh Mustafa Ceric, İngiltere Müslüman Konseyi Başkanı Şeyh İbrahim Morga gibi İslam dünyasının önemli isimlerinin birçoğunun imzası ile hazırlanan mektupta Yahudi ve İslam dinlerinin birbirlerinin devamı, kardeşi ve tek tanrılı inancın ortak dili olduğu vurgulanıyor.
Besmele, Şalom ve Selamünaleyküm sözleriyle başlayan tarihi mektup dünya Yahudiliğinin dini liderlerine seslenerek, İslam ile Yahudilik arasında 1600 yıl boyunca süregelen kardeşlik, uyum ve muhabbetin Ortadoğu’da yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle sekteye uğradığı belirtiliyor. İsrail-Filistin çatışmasının yarattığı önyargılar, karşılıklı nefret söylemi ve düşmanlıkların Ortadoğu’yu aşarak tüm İslam ve Yahudi âlemini etkilediğine dikkat çekiliyor.
Müslüman ve Yahudiler tek bir halktır
Kuran-ı Kerim’den birçok ayete yer verilen mektupta İslam ve Yahudi halklarının tek bir ümmetin iki parçası oldukları vurgulanıyor. Hz. Muhammed’in Hicret sonrasında hazırladığı Medine Yasası’ndan alıntı yapılarak Yahudi ve Müslümanların “ummatun wahidatun” tek bir halk, tek bir vücut olduklarının altı çiziliyor. Medine Yasası’nın şu maddelerine yer veriliyor:
“Hiçbir Yahudi inancı nedeniyle ayrımcılığa maruz kalamaz, Yahudilerin düşmanlarına yardım edilmeyecektir, İman edenlerle birlikte yaşayan Yahudiler eşit ve adil muamele görecektir…”
Mektupta, iki dinin mensuplarına tek bir halk olarak atıfta bulunan “ummatun wahidatun” kavramının Kuran-ı Kerim’de birçok kez tekrarlandığı vurgulanarak, on altı asırdır iki dinin mensupları arasındaki süregelen birliktelik anlayışının son yıllarda kaybolduğuna dikkat çekilerek bu anlayışın tekrar kazanılması çağrısı yapılıyor. İki dinin entelektüel birikiminin ortak bir geçmişi olduğunun altını çizen mektup Isra'iliyyat adı verilen Yahudilik öğretilerini de içeren İslami eserlerin iki dinin ortak birikiminin oluşmasındaki önemi ortaya konuluyor.
Kuran-ı Kerim’in birçok ayetinde İsrail’in Yahudilerin anavatanı olduğunun tekrar tekrar vurgulandığının ifade edildiği mektupta, siyasi çatışmaların yüzyıllardan beri süregelen dini kardeşliğin bozulmaması için ortak çalışma yapılması çağrısında bulunuluyor. Dünyada artan antisemitizm ve İslamofobya ile ortak mücadele yürütülmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Yahudiliğe yapılan hakaretlerin aslında İslam’a yapıldığının ve İslami geleneklere ve öğretilere aykırı olduğunun altı çiziliyor.
Filistin – İsrail çatışmaları nedeniyle tarihte görülmediği kadar kötüleşen İslam ve Yahudilik ilişkilerinin iki dinin emirleri doğrultusunda tekrar düzeltilmesinin hedeflendiği bu tarihi çağrı tüm dünyada büyük yankı buluyor. Mektubun orijinal metnine http://www.woolfinstitute.cam.ac.uk/cmjr/ adresinden ulaşılabilir.