Geçtiğimiz hafta tahmin ettiğim gibi oldukça hareketli bir hafta geçirdik. Hafta arasında Thornburg ve Carlyle grubunun mortgage şirketinin borçlarını ödeyememesi ve Thornburg’ün batma riskinin bulunduğu açıklamaları piyasa oyuncularını oldukça telaşlandırdı. Bununla birlikte Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verilerinin üst üste iki aydır bu sektörlerde işsizliğin arttığını işaret etmesi de yatırımcıların paniklemesinde önemli rol oynadı. Bu gelişmeler sonrasında hafta boyunca yatırımcılar güvenli para birimleri ve yatırım araçlarına geçiş yaptı. Piyasalarda bu hafta da açıklanan veriler ve haberler doğrultusunda olumsuz seyrin devam edebileceği kanısındayım.
Geçen hafta ABD’de önemli veriler açıklandı. Hafta başında deklare edilen ISM servis sektörü verisi beklenen seviyelerin üzerinde açıklansa da bu sektörde bir küçülmeyi işaret etti. Üretim fiyatlarının arttığına ve üretimin azaldığına ilişkin veriler ile birlikte piyasalar hafta başından itibaren olumsuzdu. Haftalardır AMBAC adlı bono sigortalayıcısının gerekli sermayeyi bulup kurtarılacağına dair dedikodular var. Yine bu hafta piyasalar bu dedikodular ile toparlanmaya çalıştı. Bence bunun gibi dedikodular piyasaların toparlanmak için ne kadar çabaladıklarının bir göstergesi fakat bu konuda somut bir gelişme olmaması bu şirketlerin kötü durumda olduğunu gösteriyor. Cuma günü tarım dışı istihdam verilerine bakıldığı zaman ABD’de mortgage sektöründe başlayan yavaşlamanın ABD’nin her tarafına yayıldığını gözlemliyorum. Üretim ve tarım hariç bütün sektörlerde iş yaratımlarının iki aydır azaldığına ilişkin datalar piyasaları geçen hafta ve bu haftanın başlarında oldukça tedirgin edecek gibi gözüküyor. Thornburg ve Carlyle’ın şirketinin kötü durumda olması da mortgage sektöründeki gelişmelerin daha da kötüleştiğini gözler önüne seriyor. Bu arada önemli başka bir noktaya değinmekte yarar görüyorum. Şubat ayı yatırım şirketlerinin ilk çeyreğinin bittiği aydır. Bu şirketlerin yakın zamanda açıklayacakları karlılıklar piyasaların yönünün daha netleşmesinde önemli rol oynayacaktır.
Bu hafta İngiltere ve Avrupa Merkez bankaları faizlerini değiştirmediğini açıkladı. Faiz kararının ardından Avrupa Merkez Bankası başkanı Trichet’nin enflasyonun büyümeden çok daha büyük bir risk olduğunu belirtmesi ve enflasyonun hala istenilen seviyelerde olmadığını dile getirmesi Avrupa bölgesinde şu aralar bir faiz indirimi olmayacağının sinyalini verdi. Avrupa Merkez Bankası’nın bu tutumunu her fırsatta yinelemesi Euro’nun diğer para birimleri karşısında değer kazanmasına sebep oluyor. Ancak çoğu büyük Avrupa ülkesinin ihracatçı olması yakın gelecekte bazı ülkelerin bu konudaki kaygılarını dile getirmesi anlamına geliyor. Bu aralar ABD’de olduğu kadar Avrupa bölgesindeki gelişmeleri de bu sebepler yüzünden yakından izlemeliyiz. Son birkaç haftaki hareketin ardından Eur/Usd paritesinde ivmeli aşağı yönlü bir hareket başladığında bunun beklenenden çok daha sert olacağını tahmin ediyorum.
Geçen pazartesi Türkiye’de enflasyon verileri deklare edildi.ÜFE ve TÜFE beklenen seviyelerin çok üzerinde açıklandı ve bu özellikle bono piyasasında bu hafta tedirginlik yarattı. Yurt dışı piyasalardaki olumsuz hava ile beraber borsa ve bono geçen haftaya göre oldukça değer kaybetti. Özellikle borsadaki kayıpların sene başından bu yana yüzde 25’i bulduğunu belirtmekte yarar görüyorum. Borsaların 36-38 bin aralığına gerilemesi durumunda uzun vadeli portföy yapan oyuncuların bir miktar bono ve borsada banka kağıtları almalarının uygun olacağı görüşündeyim.
Özellikle enerji ve gıda fiyatlarının artışı sebebiyle yükselen enflasyon ve ABD’nin içinde bulunduğu yavaşlamanın aynı anda yaşanması işleri zorlaştırıyor. Yapılan araştırmalarda da ABD’de yaşayan insanların çoğu bir resesyon içinde olabileceklerini söylüyor. Yani tüketici de olası bir yavaşlamanın bilinciyle hareket etmeye başladı. Tüketicinin bu tutumu ve petrol fiyatlarının artışı bu hafta açıklanacak olan ABD perakende satış verisinin sonuçlarını daha da önemli kılıyor. Bu hafta Şubat ayı perakende satışlarının beklentinin altında gerçekleşmesi piyasaların moralini daha da bozabilir. Bunun dışında herhangi önemli bir gelişme veya haber olmadığı sürece geçen hafta olduğu gibi anlık olumlu gelişmeleri riskli yatırım ürünlerinden çıkış fırsatı olarak değerlendirmeliyiz.