Holokost’tan kurtulmuş korkularıyla yaşayan bir annenin oğlu olan zengin ve başarılı Zeev Epstein bir gün aslında evlatlık alındığını öğrenir. Gerçek annesi ve babası 1948 yılında Hayfa’dan kaçan Filistinli bir çifttir; o karmaşada bebek beşikte unutulmuştur. Zeev hem Yahudilerin ‘holokost’unun, hem de Filistinlilerin ‘nakba’sının ikinci nesline aittir; sevgiyle ve cesaretle bu zorlu çifte yükü, olabildiğince taşımak için elinden geleni yapar
İsrailli yazar Sami Michael’in Goa Yayınları’ndan, edebiyat dünyamıza kazandırılan “Nabile” adlı kitabını okurken kişinin ruhunda çok değişik duygular çelişiyor.
İsrailli, Yahudi gibi büyütülen Zeev, aslında Filistinli bir ailenin ilk çocuğu Badir’dir. Zeev veya Badir aynı bedende iki yürek taşıyan bir talihsiz...
Aslında teknik olarak herşeye sahiptir. Aile, anne Riva, onu oğlu gibi seven yaşlı Şmil, karısı Anat, küçücük oğlu şirin Adiv... Diğer yandan Filistinli gerçek annesi Nabile, kardeşleri Sena ve Kerim, yeğenleri Süheyl ve Nuhad ve büyük bir servet.
O hangi tarafa aittir? Aklı ve gönlü onun her iki tarafı da çok sevdiğini söyler. Bu söylemlerin uzlaşma yollarını arar.
Ancak, İsrailliler ile Filistinliler, adeta aynı kafesi paylaşmaya çalışan kuşlar misali, birbirlerini gagalayıp kanatmaktadır.
Kim haklıdır, kim haksız? Herkes aynı kaderi paylaşmakta; acı, kin ve nefret gelişen yeni olaylarla, her iki taraf için de bir kan içici gibi beslenmektedir.
Arap babası ile ilk karşılaştıkları akşam, üzerinde İsrail askeri uniformasını taşıyan oğluna Arap babası şöyle haykırır: “Kardeşimle bundan sonraki buluşma yerin savaş alanı olacak. Büyük ihtimalle de seni yenecek.”
Zeev / Badir çifte bir hayat sürdürür. Onu büyüten annesi Riva bir Holokost kurbanıdır; toplama kampında güzelliği ile Nazilere hizmet etmek zorunda bırakılmış, bitik ve yaşama zevki olmayan bir kadındır. Fakat bunun yanı sıra evlat edindiği Zeev’i bilgece ve örnek bir kişi olarak yetiştirir.
Onu dünyaya getiren gerçek annesi Filistinli Nabile ise tüm ömrünce ilk bebeğini kaybetmenin acısını ve yükünü ruhunda taşır. Kocası öldürülünce özgürleşir, oğluna kavuşur ve bedel ödemeye devam eder.
“Nabile” bugüne değin okuduğumuz kitapların içinde belki de İsrail – Filistin gerçeğini farklı bir biçimde işleyen ilk eserlerden bir tanesi. Kitabı okurken duygularınız çelişecek, terazinin kefeleri kâh bir o yana, kâh bir bu yana ağır basacak. Zeev ile empati kurunca gerçekten nasıl bir kadere sahip olduğuna üzülecek, hüzünleneceksiniz. Karısının sabrına ve iyiniyetine hayran kalacaksınız. Riva, Şmil, Sena ve Kerim. Aile dostları ve diğer kahramanlar... Herbirinin iç çatışmalarını umutsuzluklarını, mutsuzluklarını taa içinizde duyumsayacaksınız.
İsrail’de her gün yaşanan gerçeği, Filistinlilerin kaygı ve tepkileri... Bir ülkenin gitgide yükselirken, diğerinin cehalet ve çıkar çatışmaları yüzünden sürekli tökezlediğini ayrımsayacaksınız.
Olayları halkların değil, şartların şekillendirdiğini görebileceksiniz. Nabile, bu konulara ilgi duyanlar için mutlaka okunması gereken bir eser. Sami Michael’in çok kültürlü deneyimi, kanayan topraklarda yaşayan bu iki millet hakkında bir sanatçı duyarlılığıyla derin sorular sormasını sağlıyor.
Hoş kadın kocasının dudaklarına merakla baktı, tercüme etmesini bekleyerek. Ancak adam öfkeden kudurdu. “Birbirimize söyleyecek bir şeyimiz kalmadı.” “Birbirimize söyleyecek bir şeyimiz kalmadı” dedi Zeev’e kararlılıkla “kardeşinle bundan sonraki buluşma yerin savaş alanı olacak.” Kısa bir aradan sonra da ekledi: “Büyük ihtimalle de seni yenecek.”
Nabile
Yazar: Sami Michael
Çeviren: Nita Kurrant
Goa Yayınları / 2008
256 sayfa / 16 YTL
Bu kitabı Gözlem Kitabevi’nden ya da www.gozlemkitap.com
adresinden de temin edebilirsiniz.