Elda PASE
Kendisiyle ve Dünyayla Kavga Eden Bir Adamın Ruhsal Portresi
Walter C. Langer
Çevirisini Kemal Bek / Zeki Çakılalan’ın yaptığı ‘Hitler’in Psikopatolojisi’ özgün adıyla basılan The Mind of Hitler/The Secret Wartime Report adlı kitap, psikoanalist Walter C. Langer’a 1943’te hazırlatılan bir inceleme ve araştırma dosyasıdır. Kitabın, o dönemde yazılmış birçok araştırmadan yalnızca biri olduğu unutulmamalıdır.
Walter C. Langer tarafından yapılmış olan bu araştırmanın amacı, Adolf Hitler’i psikolojik ve psikoanalitik açıdan incelemek Alman halkı üzerindeki etkisinin nereden doğduğunu araştırmak, düşünce şekli konusunda bilgilenmektir. Bir insan kafasında ürettiği temelsiz ve mantık dışı fikirleri bütün bir halka nasıl yayabilir ve bunları uygulattırmada başarılı olabilir? Yazar, o dönemde Freudcü ruhbilimin, bütün dünyada en görkemli günlerini yaşamakta oluşu nedeniyle, araştırmasını bu çerçevede yapmayı seçmiştir. Birçok kaynak ve belgeye dayanarak yapılmış olan araştırmanın en ilgi çeken yanı, Hitler’in hala yaşadığı bir dönemde, 1943 yılında yapılmış olmasıdır.
Kitap, Hitler’in acılarla dolu yaşamının kendi ruhsal kişiliğine nasıl yansıdığını göstermektedir. Alman ulusunu, babasından hep dayak yiyen annesi olarak görmesi ve onu kurtarmak için elinden geleni yapan birinin portresini çizmektedir. Hitler’in yaşamından şiddet hiçbir zaman eksik olmamıştır. 17-18 yaşlarında da hayatı boyunca ona sevgi gösterebilecek, koruyabilecek tek insanı, annesini kaybetmesi ruhsal durumunu iyice karmaşık hale getirmişti.
Hayatı boyunca sürekli ezilen, dışlanan bir insanken, nasıl olmuş da, birdenbire Alman ulusunun kurtarıcısı, önderi haline gelmişti? Hitler, halkın ondan ne istediğini iyi biliyordu ve insanlara duymak istediklerini vermekte ustaydı. Böylece halk da ona inanmakta gecikmedi. Açıkçası o dönemde yazılmış olan bu kitaba göre, Alman halkının da ondan bir farkı yoktu. I. Dünya Savaşı’ndan çıkan, ne yapacağını bilmeden açlık, yoksulluk içinde dolaşan insanların ruh hallerini çözmüştü. O, bunları uzun zamandan beri yaşıyordu. Hitler, bu arada, hitabet sanatı üzerine kendini geliştirmiş, asılsız düşüncelerini savunabileceği bir zemin hazırlamıştı kendine. Başa geçtiğindeyse, halkına verdiği sözleri fazlasıyla yerine getirmiş, işsizlik oranını en aza indirmiş, bunun karşılığındaysa, kendisine sadakatle bağlı ve düşünmeden emirleri uygulayan bir ordu yaratmıştı. Hitler’de tüm istenmeyen duygular, Yahudilere çevrilmişti. Yahudiler dünyadaki kötülüklerden ve tüm güçlüklerden sorumluydu, ona göre. Hitler’in nevrotik bir psikopat olduğunu savunan kitap, düşlemlerinde zafer kazananların kendisine yapmalarından korktuklarını, gerçekte o, Yahudilere uygulamakta ve bundan da sonsuz doyuma ulaşmaktaydı. Kitap, zamanında iyi bir Yahudi arkadaş çevresi olan Hitler’in, böyle bir insana dönüşmesini gerçekten içinde bulunduğu ruhsal durumun çöküşünü kanıtlamaktadır. Adını ölümsüzleştirecek dev binalar, stadyumlar, köprüler, yollar vb. anıtlar inşa etme tutkusunu, kendisindeki özgüven eksikliğini giderme çabaları olarak yorumlanıyor. Kendisini dünyanın en yüce insanı olarak kabul eden bu insan, mükemmel bir hitap yeteneğine sahip, kitle psikolojisinden çok iyi anlayan bir beyin yıkayıcıdır. Sizi “ne” değilseniz “o” yapar, “ne” iseniz “o”nu yıkar..
Yazar Langer, “Hitler’in gelecekte karşılaşacağı olası durumlar” başlığı altındaki son bölümde ise, Almanya’nın birbiri ardına yenilgiler almaya başlamasıyla Hitler’in sinirlerinin daha da bozulacağını ve her yenilginin onun kendi kişiliğine bağlılığını sarsacağını, kendi büyüklüğüne inancını yıkılacağını yazmaktadır. Ne olursa olsun, akılsal bakımdan çökeceğini ve kendisini güvende hissedecek herhangi bir yöntemi kullanmaktan çekinmeyeceğini belirtmektedir. Bu yolla hem hayalini kurduğu ölümsüzlüğe kavuşacak, hem de kendisini küçük gören dünyadan öcünü alacaktır.
Donkişot Yayınları
Baskı: İstanbul 2005
ISBN: 975-6511-17-6
Çeviri: Kemal Bek-Zeki Çakılalan
Kitabı, www.gozlemkitap.com ya da [email protected]’den temin edebilirsiniz.