Bebeklerin doğumdaki büyüklükleri ve doğduktan sonraki büyüme hızları,onların genel gelişimleri hakkında bize bilgi verir. Tüm bebekler bilgisayardan çıkmış gibi aynı hızda ve oranda gelişmez. Bu gelişmeyi etkenler bir sürü faktör vardır. Bu yüzden bebeklerimizi kıyaslamak tamamen yanlış bir davranış olur. Her bebek ayrıdır ve kendine özgüdür...
Lüset Romano
Bebeklerin bedensel oranlarındaki değişiklikler özellikle birinci senenin ikinci yarısında hızlanır. Baş, doğumdan itibaren en hızlı gelişen organdır. Bedence büyümenin hızı, sosyo-ekonomik koşullara ve beslenmeye büyük ölçüde bağlıdır. Ortalama boy ve kilo artışı bu faktörlere bağlı olarak çok değişkenlik gösterir.
Ortalama bebeklerin doğum kilosu 3 kg civarındadır. Doğumda rastlanabilen en düşük kilo 2 kg 200 gr’dır. En yüksek kilo ise 6 kg ‘dur. Doğum kilolarından % 10 oranında kaybeden bebekler normal süreçtedirler. Daha fazla kilo kaybeden bebekler ise ek gıdalar ile beslenirler. Doğumdan sonraki 10 gün içinde kaybedilen % 10 oranındaki kilo geri alınır ve artık kilo artmaya başlar. Anne sütü ile yeterli kilo alımı olamıyorsa doktor yeni doğana özel mama verir ve bebek olması gereken kiloya ulaşır.
Bir arkadaşım doğurduktan sonraki ilk 3 günde bebeğin hızlı kilo vermesiyle panik olunca doktoruna başvurdu. Sonrasında ortaya çıkan sonuç ise arkadaşımın sütünün bebeğine katacağı fazla bir besin değeri ve kilo aldırıcı özelliğinin bulunmayışıydı. Bu nedenle bebeği doğduğu günden beri mama ile büyüyor. Bu tabii ki bebeğin sağlıksız büyüdüğü anlamına gelmiyor. Sadece anne sütünde olan bağışıklığı arttırıcı özellikler, bu mamalarda o kadar fazla yok.
Yeni doğan bebekler, 48-50 cm boyundadır. 1-3 yaş aralığında boyda ortalama 20 cm’lik kadar bir artış olur. Bu aşamadan sonra büyüme yavaşlar. Yeni doğan bebeğin iskelet yapısı önceleri kıkırdaktan oluşur, daha sonra ise fosfat ve minerallerin depolanmasıyla kemik yoğunluğu artar. Özellikle yeni doğan bebeklerin kol kemikleri çok hassas olduğundan kollara dikkat!Yeni doğan bebeklerde, kas lifleri vardır. Erkek bebeklerde bu kasdoku oranı kızlara oranla daha fazladır.
Bebek ve çocuklarda bilişsel gelişim
Yaşamın ilk 18 ayında bebeğin öğrenmesi, algı ve hareketlerini organize etmesi devamlı gelişim içindedir. Örneğin bir yaş çocuğu battaniye üzerindeki oyuncağa kavuşabilmek için battaniyeyi kendine doğru çeker. Burada çocuk battaniyeyi oyuncağa ulaşmayı başarabilmek için kullanmıştır. İlk iki yıl içinde bebeğin otomatik refleksleri olan bir yaratıktan, problemleri çözmek için farklı çözümler bulmaya çalışan bir bireye dönüştüğü gözlemlenir. Bu da bebeğin artık büyüdüğünü gösterir. Örneğin bir yaşındaki kızım artık evden çıktığımda üzülüp, ağlamaya başlıyor. Ona el hareketi ile beraber ‘bye bye’ deyip kapıdan çıktığımda 1-2 dakika ağladığını asansörden bile duyabiliyorum, bu da kızımın artık bilinçlendiğini, büyüdüğünü gösteriyor. Ama evden çıkarken yaşamaya yeni yeni başladığımız bu 2 dakikalık kriz anı mutlaka olması gereken bir süreç. Kapıdan kaçarak bebeğine görünmemeye çalışan anneler çocuklarını kandırmış gibi oluyorlar. Çünkü bebek, annesi ona selam vererek gittiği zaman geri geleceğini öğrenmeye başlıyor. Halbuki kaçarak evden çıkan anne, çocuğuna ne zaman geri geleceğini bildirmeden gittiği için bebek de endişe içine düşüyor. Annesinin geri gelip gelmeyeceği konusunda kafasında kurgular oluşturuyor. Kısaca, çocuğunuz 2 dakika ağlamasın diye kaçmak bir çözüm değil.
Duygusal-motor döneminin son aşamasında çocuk, keşfetmenin yanında icat etmeye, zihinsel kombinasyonlar yoluyla yeni araçlar türetmeye başlar. Artık duyu-hareket yöntemi yerine, zihinsel kombinasyonları kullanmaya, böylelikle problemlere çözümler aramaya koyulur. İcat hızlı bir organizasyon ve iyi bilinen şemaların hatırlanarak sunulmasıdır. Çocuk, kendi bedenini bir obje olarak tanımaya başlar.
Yeni doğan ağzına verilen emzik ya da parmağı emer, yanağına ya da ağzına dokunulduğunda yönünü değiştirebilir. Mesela ben emzirdiğim dönemlerde, kızım göğsümde uyuduğu zaman yanağına dokunup onu göğsüme yönlendiriyordum. Daha sonra bu yöntemi sebze çorbası yedirmeye çalışırken uyguladım. Yanağına emziği götürüp değdirdiğim anda ağzını açan kızım, benim onun ağzına sebzeyi tıkıştırmama fırsat veriyordu. Artık çok şükür ki bu yönteme gerek kalmadan yedirebiliyorum sebzeyi. Çocuğun oturması,emeklemesi ve ayakta durabilmesi gelişiminde olgunlaşmanın önemini ortaya koyar.
Oturma
Ortalama tüm bebekler 3-4 aylıktan itibaren destek ile, 7-8 aylıktan itibaren ise desteksiz oturabilmelidirler. Oturma hızlı bir şekilde ilerleme gösterir.
Emekleme
Ortalama 7-8 aylıktan itibaren bebekler emeklemeye başlar. Ama tüm bebekler emekleyecek diye bir kaide yoktur. Yakın bir arkadaşımın kızı emeklemeden direkt yürümeye başladı. Emekleme genelde yürüme öncesi bir hazırlık aşaması gibidir.
Ayakta durabilme ve yürüme
Bağısız olarak yürüyebilme bir dizi ilkel deneyimin ardından oluşur. Önceleri eşyalara ya da yüksek yerlere tutunarak tek elle yürümeye başlayan çocuklar, daha sonraları bununla tatmin olmayıp en yakınlarındaki kişinin elini yakalayıp yürümeye başlayacaklardır. Benim kızım 1 ay kadar önce tek elle yürüyebildiği zamanlarda ya eşimin ya da benim elimi yakaladığı gibi bizi olduğumuz yerden kaldırıp kendisiyle beraber yürütmeye başlamıştı.Şimdi son 12 gündür kendisi yürüyebiliyor. Artık yorucu günler başladı ama en azından onunla yan yana tek elle yürüyeceğiz diye bel ağrısı çekmiyoruz. 18 aylıkken yardım olmadan merdivenleri inebilip çıkabilecektir. Bu zamana kadar merdivenlere çok dikkat etmek gerekir.
Duygusal gelişim
Duygu ve heyecan bireyden bireye farklı düzeyde değişebilen genel uyarılma durumlarıdır. Genel heyecanlanma, haz veren ve vermeyen uyarımlara yapılan basit tepkilerdir. Gülme ve gülümseme ikinci ay civarında olur. Doğumdan çok kısa bir süre sonra da bebeklerde oluşan gülümseme ifadesi refleks gülme olarak adlandırılır. Bebeklerin 1 yaşına kadarki ifadeleri ve duygusal tepkileri her geçen gün daha da zenginleşir; korku,öfke,sevinç gibi. Mesela 4-5 aylıkken ağzına götürmesini istemediğimiz bir nesneyi elinden aldığımızda çok tepki vermezken 11-12 aylık bebeklerde kızgınlık tepkisi çok daha belirgin olur. Hatta istemediği bir davranışınızda size kızabilir ve ağlama krizlerine girebilir. Yaşla birlikte sözlü tepkilerin artmasına karşılık, motor tepkilerin azaldığı görülür.