• NE İZLEYELİM?
Dünyanın en ünlü illüzyonistleri, 16-20 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da buluşuyor. Her biri farklı tarzlara sahip, dünyanın beş büyük illüzyon ustası, Stars of Magic 2008'i izleyenlere, başka hiçbir yerde, asla bir arada göremeyecekleri, sihirli bir deneyim yaşatacaklar. Londra'dan Lee Alex, Las Vegas'tan Jeff McBride ve Kevin James, İtalya'dan Erix Logan, ve Belçika'dan Aaron Crow, sihrin tanımını değiştiriyor. İnanılması güç illüzyon gösterilerinin yanısıra icat ettiği teknikler ve yazdığı kitaplarla da tanınan Lee Alex, 25. sanat yılını İstanbul’da kutluyor. Gösteri, coşkulu bir koreografinin, sürreel kostümlere bürünmüş teatral karakterlerin ve tehlikede sınır tanımayan akrobatik hareketlerin bir harmanı... Defalarca yılın sihirbazı ödülünü kazanan Jeff McBride, Kabuki Tiyatrosu, Şamanizm ve dövüş sanatları gibi teknikleri, kendine has bir stilde bir araya getiriyor. Kevin James ise, komedi ve illüzyonu birleştirdiği gösterisinde, şaşırtırken güldürecek. Erix Logan'ın büyük ölçekli oyunlarla bezediği şovu, müzikal şarkıcısı olan Sara'nın büyüleyici sesiyle ayrı bir güzellik kazanıyor. Uzakdoğu disiplinlerini kullanarak insan anatomisinin limitlerini zorlayan Aaron Crow ise, sahneyi deneysel oyunlarla dolduracak. Yalnızca 7 performans sergileyecek olan, Stars of Magic 2008’i, yalnızca çocuklar ve sihir sevenler değil, sanatın her alanına ilgi duyanlar ve Las Vegas'ı İstanbul'da yaşamak isteyenler, kaçırmamalı! Türker İnanoğlu Maslak Show Center’daki gösterinin bilet fiyatları 67,50 ile 112, 50 YTL arasında; VIP 137,50, 6 kişilik loca ise 520,00 YTL
• NE OKUYALIM?
Zaman zaman tanıdığımız kişileri hatırladığımızda aklımıza farklı özellikleri gelir. Bazıları bize hüznü, mutsuzluğu; bazıları korkuyu, tehlikeyi; bazıları başarıyı, iktidarı; aşkı, cinselliği hatırlatır. Bazıları da var ki, onlar aklımıza düştüğü an, dudaklarımızda tatlı bir tebessüm, ruhumuzda bir rahatlama oluşuverir. Aydın Boysan'ı tanımayanımız yoktur. Elli beş yıl mimarlık yapmış, İstanbul'da doğmuş ve bu şehri iliklerine kadar yaşamış bu dev Çınar'ın Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan "Ne Güzel Günlermiş" adlı kitabını defalarca okudum ve bunu tüm kitapseverlere tavsiye etmek boynumun borcu diye düşündüm.
Ne Güzel Günlermiş, her an herhangi bir sayfası rasgele açılıp okunabilecek, her seferinde farklı bir lezzet alınabilecek bir başucu kitabı. Siyaseti, müziği, şiiri, insan ilişkilerini Aydın Boysan'ın kaleminden okurken, ister istemez mizah gözlüğünüzü takıyor, yeni bilgiler ediniyorsunuz. Örneğin, ülkenin birinde on beş milletvekili olduğunu ve bunlarının beşinin bakan olduğunu, bu bakanların hepsinin de işi olduğunu ve devletten hiç para almadığını bu kitapta öğrendim. Polis sayısı otuz yedi ve hapishanesi boş olan bu ülke: Liechtenstein. Yıllık geliri yirmi bin doların üzerinde olan Liechtenstein’ın kültür seviyesini göz önüne alınca, bizdeki kitap okuma(ma) alışkanlığını düşünmeden edemiyor insan. Lütfen okuyalım, özellikle bu kitabı…
• NE DİNLEYELİM?
Şimdi herkes bu şarkıyı dinliyor. Videosu izlenme rekorları kırıyor. Bu şarkının adı: 4 Minutes To Save The World (Dünyayı Kurtarmak İçin 4 dakika)… Pop'un divası Madonna’nın, Justin Timberlake ile birlikte seslendirdiği yeni single'ı ‘4 Minutes' geçen Cuma piyasaya çıktı. Madonna'nın 50 yaşına rağmen yüksek topuklarıyla gösterdiği dans performansı ve seksi striptiz şovu ile hâlâ bir numara olduğunu kanıtladı. 16 Nisan'da çıkacak olan son albümü 'Hard Candy'nin ilk single '4 Minutes' dinleyicilerin kulaklarının pasını silecek cinsten bir şarkı. Şarkının klibinde Madonna, dans ediyor, şarkı söylüyor, hiperaktivitesinin en üst boyutunu bizlerle paylaşıyor. Sanatçı gösterdiği performansla, ben daha çok uzun süre buradayım, der gibi. Şarkı, Nuh’un, dünyadaki tüm cinsleri gemisinde bir araya toplayıp kurtarması işleminin toplam dört dakikaya sığdığı kadim bilgisine gönderme yapıyor. Son üç albümünde olduğu gibi, yine albüm tanıtım turnesine çıkıyor Madonna. Daha sonra dünya turnesine devam edecek olan sanatçı New York, Paris ve Londra’da yeni albümünün tanıtımı için sahneye çıkacak.
• NEREYE GİDELİM?
23 Nisan denince akla iki şey gelir: Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve Polonezköy… Tatil ve hafta sonlarında İstanbul'un kalabalığından ve trafik eziyetinden kurtulup, keyifli bir gün geçirilebilecek mekânlar listesinin başını çeken Polonezköy şehir karmaşası ve griliği içindeki İstanbul'da yeşil bir nefes alma molası… Bir taşra atmosferinde yemek yemek, trafik kargaşasından uzak bir yürüyüş yapmak istiyorsanız, Beykoz'a 24 km. uzaklıktaki bu şirin, bol yeşillikli Polonezköy tam size göre. İstanbul'un arka bahçesinde, doğanın yeşilini korumayı başardığı, insanın gerekli saygıyı gördüğü nadir yerlerden biri. Köye gelmeden, etrafı çam ağaçları ve yeşilliklerle çevrili yollardan geçerken kendinizi bir anda İstanbul'un gürültüsünden ve curcunasından arınmış hissediyorsunuz. Konaklama imkânları çok çeşitli: otel veya pansiyon olarak hizmet veren irili ufaklı birçok villa var. Köyün evleri bodur duvarlarla çevrili, girişleri yediveren gülleri diye adlandırılan sarmaşık türü çiçeklerle çevrelenmiş. İstanbul’da az sayıda rastladığımız bahar günleri için kaçınılmaz bir fırsat!
