Cumhuriyet, Hikmet Bila, 13 Nisan 2008
Daha Türkiye’de televizyonun olmadığı yıllarmış... İktidar borazanı bir devlet radyosundan başka bir şeyin olmadığı yıllarmış. İnternetin, uyduların, telefonların, tüm dünyaya anında yayın yapan kuruluşların olmadığı yıllarmış.
Türkiye’nin dünyadan haberinin olmadığı yıllarmış.
O yıllarda Sami Kohen adında bir gazeteci dünyayı Türkiye’ye tanıtmaya başlamış.
Türkiye’de birçoklarının (gazeteciler dahil) haritadaki yerini bile bilmediği yerlere gitmiş. Girilemez denilen ülkelere girmiş. Yazılamaz denilen öyküler yazmış. Görüşülemez denilen liderlerle görüşmüş. Rejim değişikliklerinin, ayrılmaların, bölünmelerin, kanlı, sıcak çatışmaların yaşandığı bölgelerde, nefeslerin tutulduğu günlerde Sami Kohen imdada yetişmiş. Haberleriyle, röportajlarıyla, izlenimleriyle... Ve yorumlarıyla...
Ve bugün, Sami Kohen’in yarım yüzyılı aşan deneyimi ‘Sami Kohen-Dünyanın Yazısı’ adıyla kitap olmuş. (Özer Yelçe, Sami Kohen-Dünyanın Yazısı, Doğan Kitap).
***
‘Miş’li, ‘mış’lı konuştuğuma bakmayın. Sami Kohen bugün de aynı Sami Kohen. İlk günkü gazetecilik heyecanıyla ülkeden ülkeye, haberden habere koşuşturuyor. Yine bilgilendiriyor, yine aydınlatıyor, yine dünyayı Türkiye’ye tanıtıyor. ‘Miş’li, ‘mış’lı konuşmam, Sami Kohen olayının adeta ‘bir masal gibi’ olmasından... Dile kolay, tam 54 yıl aralıksız dış politika haberciliği, yorumculuğu yapacaksınız. Değişen, gelişen dünyaya önce siz ayak uyduracaksınız. Her an dünyayı izleyeceksiniz. Başkalarının göremediklerini görecek, onları tarafsız bir gözle aktaracaksınız. Ve bütün bunları yılmadan, yorulmadan, heyecanla ama güleryüzle yapacaksınız.
Bugün, Türkiye’de dış politika konulu bir toplantıya, konferansa, basın toplantısına gidiniz, Sami Kohen’i orada görürsünüz.
Masal gibi değil mi?
***
Sami Kohen bir gazetecilik gerçeği. Ben bu gerçekle, ilk kez çocuk denecek yaşta gazetede okuduğum Vietnam yazılarıyla tanışmıştım. Sonra 13 Milliyet’te birlikte çalıştım. Hala zaman zaman bir toplantıda da olsa karşılaşır, görüşürüz. Her defasında aynı bilgili, alçakgönüllü, aynı güleryüzlü Sami Kohen’i görürüm. Sabah ilk okuduğum yazarlardan biridir. Yaşım kadar gazetecilik, üstelik dünya gazeteciliği yapmış bir ustanın yazısından bir fikir, bir görüş, bir sözcük çıkarma merakıyla.
Deneyimi, güvenilirliği, saygınlığı ilgi odağıdır. Tarafsızlığa değer veren yabancı gazeteciler de önce ona danışmak, onun görüşünü almak isterler. Yalanın, dolanın, ‘dezenformasyon’un cirit attığı bir yerde, Sami Kohen’in görüşü gereklidir çünkü....
***
Sami Kohen’e daha uzun yıllar gazetecilik diliyorum.
Ve gençlere, sadece iletişim eğitimi gören değil, eli kitap tutan bütün gençlere ‘Sami Kohen-Dünya Yazısı’nı okumalarını öneriyorum.
Ve hatta geç kalmış yaşlılara.... Sami Kohen gerçeğiyle bir an önce tanışmalarını öneriyorum.