Geçtiğimiz hafta açıklanan enflasyon oranları sadece Türkiye'yi değil, tüm dünyada olumsuz bir şekilde etkisini gösteriyor. Özellikle de gıda alanında gerçekleşen artış...
Amerika'nın ve Avrupa Birliği'nde dikkatini çeken bu evrensel durum, eğer engellenemezse ileride açlık sorununda ciddi bir artış olması bekleniyor. Bu yüzden de tüm dünya gidişatı karamsar bir şekilde değerlendiriyor. Euro'nun artışı, dünyadaki genel ekonomik bunalım her geçen gün Türkiye'yi daha derinden etkiliyor. Hal böyle olunca da halk ciddi bir ekonomik kriz geçiriyor. Geçtiğimiz hafta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mart ayında tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) yüzde 0.96, üretici fiyatları endeksinin (ÜFE) yüzde 3.17 arttığını açıkladı. Ayrıca bu verilere göre, mart ayı itibariyle yıllık enflasyon ise TÜFE’de yüzde 9.15, ÜFE’de yüzde 10.50 oldu. Mart ayında TÜFE’deki artışta gıda fiyatlarındaki artışların ikincil etkileri kendini hissettirirken Merkez Bankası’nın elini daha da zorlaştırdı. Yurtdışındaki kriz ve yurtiçindeki siyasi gerginlik nedeniyle faiz indirimi beklentileri yılın ikinci çeyreğine kalırken bazı analistler son enflasyon rakamlarıyla faiz artırımını konuşmaya başladı. Yılın ilk üç ayında, TÜFE yüzde 3.09, ÜFE yüzde 6.26 oranında artış gösterdi. Mart ayı itibariyle 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 8.40, üretici fiyatlarında yüzde 5.95 düzeyinde gerçekleşti. Öte yandan mart ayında yüzde 15.27 ile en çok limonun fiyatı artarken, limonu yüzde 13.60 ile çarliston biber, yüzde 12.54 ile de portakal izledi. Mart ayına ilişkin özel kapsamlı tüketici fiyatları endeksi göstergelerine bakıldığında ‘çekirdek enflasyon’’ yerine açıklanan TÜFE göstergeleri geçen ay, mevsimlik ürünler hariç yüzde 1.20, işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 1.25 arttı. ABD dünyadaki enflasyonu karamsar bir şekilde değerlendiriyor Ayrıca yapılan açıklamaya göre enerji hariç yüzde 0.96, işlenmemiş gıda ürünleri ve enerji hariç yüzde 1.31, enerji hariç ve alkollü içkiler ile tütün ürünleri hariç yüzde 1, enerji ve alkollü içkiler ile tütün ürünler ve fiyatları yönetilen/yönlendirilen diğer ürünler, dolaylı vergiler hariç yüzde 1.05 oranında yükseldi. Enerji hariç ve alkollü içkiler ve tütün ürünleri, işlenmemiş gıda ürünleri hariç yüzde 1.51, işlenmemiş gıda ürünleri, enerji ve alkollü içkiler, tütün ürünleri ile altın hariç yüzde 1.30 arttı. Üstelik Merkez Bankası enflasyon hedeflerinden neden sapıldığı konusunda IMF’ye hesap vermek zorunda kalacak. Enflasyon hedeflemesi sistemine göre Merkez Bankası üç aylık belirsizlik aralığı üst sınırı aşıldığı zamanlarda IMF’ye hesap vermek zorunda kalıyor. Mart sonu itibariyle belirsizlik aralığı yüzde 9.1 olduğu için Merkez Bankası IMF’ye açıklama mektubu yazmak zorunda gibi gözüküyor. Merkez Bankası, 2007 sonunda da enflasyonda belirsizlik aralığı sınırını aştığı için IMF’ye açıklama yapmak zorunda kalmıştı. Türkiye'de özellikle gıda sektöründe yaşanan bu sorun, dünyada da etkisini gösteriyor. IMF-Dünya Bankası'nın nisanın ikinci haftası ABD'nin başkenti Washington'da gerçekleştirilen bahar toplantılarına dünya gıda fiyatları ve açlık tehlikesi damgasını vurdu. IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn yaptığı açıklamada, dünya genelinde artan gıda fiyatları konusunun çok ciddi bir safhaya girildiğine dikkat çekti. Konuşmasında oldukça karamsar tablo çizen Strauss-Kahn, "Yüz binlerce insan açlıktan ölebilir" dedi. Gelişmekte olan ülkelerde özellikle Afrika'da yiyecek fiyatlarının yüksek seyretmesi durumunda çok kötü sonuçlar doğabileceğini söyleyen Kahn, felaketin önlenebilmesi için yeni politikaların süratle uygulamaya alınması gerektiğini belirtti. Gıdadaki artış devam ederse, dünyada açlık sorunu da artacak Kahn şöyle devam etti: "Çok sayıda ülke insanı açlıkla ilgili korkunç sonuçlarla karşı karşıya kalabilir. Eğer çözüm üretemezsek gıda sorunu geleceğe yönelik patlak verecek çok sayıda yeni çatışmanın nedeni olacak. Bu konu yalnızca ekonomik veya insanı bir sorun değil aynı zamanda demokrasiye yönelik bir tehdit olarak da karşımıza çıkıyor". IMF Başkanı, ticaret dengesizlikleri de yaratabilecek bu problemin belli başlı gelişmiş ekonomileri de etkileyebileceğini sözlerine ekledi. IMF'in geçen hafta yayımladığı araştırmasında artan gıda fiyatlarının özellikle fakir ülkelerin enflasyon oranlarını önemli oranda artıracağına işaret edilerek bu artışın yıllık yüzde 7.4 oranında gerçekleşmesinin tahmin edildiği vurgulandı. Raporda ayrıca gıda fiyatlarının 2015 yılına kadar yüksek seviyelerde seyredeceği uyarısında da bulunuldu. IMF Başkanı Kahn, gıda sorununun dünya ekonomisinin aşması gereken en önemli engellerden biri olduğuna işaret ederek, "Eğer açlık sorununa bir çözüm üretemezsek dünya ekonomisinde son 5-10 yıl içerisinde yaşanan tüm kazanımları bir kalemde kaybedilecek" dedi. Dünya nüfusunun yarısının tükettiği pirinç geçen yıl yüzde 96 oranında zamlandı. Bu gelişme üzerine Çin, Mısır, Vietnam ve Hindistan gibi dünya pirinç ihracatının yüzde 3'ünü gerçekleştiren ülkeler, kendi iç tüketimlerini karşılayabilmek için ihracatı kıstı. Bu kısıntı fiyatların yükseliş hızını daha da artırdı. Türkiye'de ise enflasyonda yaşanan bu olaylar özetle şu şekilde değerlendirildi: "İşlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen kısmi düzeltmeye rağmen işlenmiş gıda fiyatlarının yüksek oranda artmaya devam etmesi gıda grubundaki enflasyonun düşüşünü engellemiştir. Bunun yanında, Yeni Türk Lirası'nın yakın dönemde değer kaybetmesinin de enflasyon üzerinde olumsuz etkileri olmuştur. Kiradaki olumlu seyrin sürmesine karşın yemek ve ulaştırma hizmetleri fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle hizmet grubu enflasyonu da artış göstermiştir. Bu gelişmeler doğrultusunda temel enflasyon göstergeleri yukarı yönlü bir hareket sergilemiştir. Sonuç olarak, artan gıda ve enerji fiyatlarıyla süregelen küresel belirsizlikler enflasyondaki düşüşü geciktiriyor. Kısa vadede döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli etkilerinin temel enflasyon göstergelerini olumsuz etkilemeye devam edeceği tahmin ediliyor. Bununla birlikte, iç talepteki yavaşlamanın devam etmesi orta vadede enflasyonun tekrar düşüş eğilimine gireceğine işaret ediyor. Avrupa Birliği ülkeleri de enflasyondan olumsuz etkileniyor Bütün dünyayı sarsmış olan bu durum Avrupa Birliği'ni de ayağa kaldırdı. Avro bölgesi yetkilileri, AB üyesi ülkelerin muhtemel enflasyonu engellemek için çaba göstermesi gerektiği uyarısında bulundular. AB üyesi 27 ülkenin ekonomi ve maliye bakanları, Avrupa ekonomisi ve ABD’de mali piyasalardaki sıkıntı nedeniyle mali sistemi nasıl güçlendireceklerini görüşmek için Slovenya’nın Brdo kentinde iki gün sürecek toplantı için bugün bir araya geldiler. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, burada yaptığı açıklamada, "fiyat istikrarının, yoksul ve savunmasız insanların korunması için zorunlu olduğunu" söyledi. Trichet, "Onlar kendilerini enflasyona karşı koruyamaz. Orta vadede fiyat istikrarını sağlamanın gerekli olduğunu kavramamız lazım" dedi.Avrupa Merkez Bankası , geçen yıl Haziran ayından bu yana borç verme oranını yüzde 4’te tutuyor. ABD Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası ise mali piyasalardaki kriz yüzünden bankaların borçlanmasını teşvik etmek için borç verme oranını birkaç kez düşürdü. Lüksemburg Başbakanı ve avro ülkeleri ekonomik grup başkanı Jean-Claude Juncker da, güçlü doların ABD’nin çıkarına olduğunu belirtti. Juncker,"kurlardaki aşırı oynaklığın ise sadece Avrupa değil tüm dünyada büyüme için kötü olduğunu" belirtti. Juncker ve Trichet, ayrıca hükümetler ve işverenlere, ücretleri yükseltmemeleri ve ücretlerin verimlilik artışına uygun olması çağrılarını yinelediler. Slovenya’nın başkenti Ljubljana’da yarın, Avrupalı yetkililerin ücretlerin yükseltilmemesi ve verimlilik artışına uygun olması yönündeki çağrılarına tepki olarak onbinlerce işçinin protesto gösterisi yapması bekleniyor. Geçen ay avro bölgesinde yüksek petrol ve gıda fiyatları nedeniyle enflasyon yüzde 3,5 çıkmıştı. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) maliye bakanları, ekonomik bütünleşme taahhütlerini yineleyerek, enflasyonla mücadelede ihtiyatlı olmayı sürdüreceklerini bildirdiler. Vietnam’ın Danang kentinde toplanan 10 üyeli ASEAN ülkelerinin maliye bakanları, küresel ekonomik yavaşlama, enflasyon ve ABD’de mali piyasalardaki kredi krizinin muhtemel etkilerini görüştüler. Toplantının sonunda yapılan açıklamada, maliye bakanları, küresel ekonomideki güçlüklerin farkında olduklarını, ancak Güneydoğu Asya’nın ekonomik gücüne güvendiklerini ifade ettiler. Açıklamada, maliye bakanları "mevcut ekonomik risklere karşı ihtiyatlı davranmaya devam edeceklerini, sağlam mali ve para politikalarının yanı sıra iç talebi destekleyecek politikaları uygulamayı sürdüreceklerini" vurguladılar.