Milli Takım ve Euro 2008’deki şansımız

Spor
23 Nisan 2008 Çarşamba

Rıfat KARAKÖY

1923 yılında azmin ve inancın zaferiyle kazanılmış, ancak ülkeye ekonomik olarak ciddi boyutlarda zarar veren Kurtuluş Savaşı'nın yaralarının yavaş yavaş sarılmaya başlanıp, aynı zamanda Cumhuriyet gibi yeni bir rejimin Türk Halkı'na benimsetilmeye çalışıldığı bir dönemde kuruldu Milli Takımımız ve ilk Futbol Federasyonumuz. Bu dönemde tabiî ki savaşın yaralarını sarmak ve yeni rejimi oturtmak gibi futboldan çok daha önemli görünen sorunlar vardı, belki de bu yüzden milli takımımız ilk yıllarında pek fazla varlık gösteremedi.

İlk başlarda alınan farklı ve onur kırıcı mağlubiyetler, daha sonraları 1 veya 2 farklı alınan mağlubiyetlere duyulan sevinç, Dünya Kupası'na katılmaya hak kazanıp ekonomik yetersizliklerden dolayı dünya kupasına katılamayan bir milli takım ve tam bir başarısızlık ortamı içinde büyüdü dedelerimiz ve babalarımız. Bu başarısızlık ortamı ilk katıldığımız Avrupa şampiyonası olan Euro 96'da grubu gol dahi atamadan sonuncu tamamlamamızdan sonra katıldığımız iki üst düzey turnuva olan Euro 2000 ve 2002 Dünya Kupası'nda gösterilen başarıyla biraz olsun değişti...

Hollanda ve Belçika'nın ortaklaşa düzenlediği Euro 2000'de milli takımımızın grubunda İtalya, İsveç ve ev sahibi Belçika bulunuyordu. Milli takımımız ilk maçta İtalya'ya 2-1 mağlup olarak turnuvaya kötü bir başlangıç yapmış olsa da  daha sonra İsveç’le 0-0 berabere kalıp, Belçika'yı da 2-0’lık sonuçla mağlup ederek, çeyrek finale yükselmiştir. Çeyrek finalde ise rakip Portekiz'e 2-0 mağlup olarak turnuvadan elenmiştir. Yinede bu başarı 2002 yılına kadar Türk Milli Takımı'nın gösterdiği en büyük başarı olarak tarihteki yerini almıştır.

2002 yılına gelindiğinde ise milli takımımız Japonya ve Güney Kore'nin ortaklaşa düzenlediği dünya kupasına katılmıştır. Bu turnuvada gruptaki rakiplerimiz; Costa Rika, Çin ve turnuvanın favorilerinden Brezilya'dır. İlk maçı Brezilya'ya karşı oynayan milliler, öne geçtiği maçta Brezilya'ya 2-1 mağlup olmaktan kurtulamaz. Brezilya'dan sonraki rakibimiz ise Costa Rika'dır. Milli takımımız bu maçı da 1-1 berabere bitirir. Gruptaki son karşılaşmayı Çin'le yapan milli takım bu maçı 3-0 kazanıp, Brezilya'nın da Costa Rika'yı farklı mağlup etmesinden sonra Brezilya'yla birlikte bir üst tura çıkmayı başarır. Üst turda Japonya'yla eşleşen milli takım, bu maçı da 1-0 kazanıp çeyrek finale adını yazdırır. Çeyrek finaldeki rakip ise Afrika'nın o dönemdeki yükselen değeri Senegal'dir. Normal süresi 0-0 biten maçta milli takımımız uzatmalarda attığı "altın golle" Senegal'i 1-0 mağlup edip yarı finale çıkar. Yarı finalde rakip yine güçlü Brezilya'dır. Bu maçı 1-0 kaybeden milliler, turnuvanın ev sahibi Güney Korey'le oynadığı 3.lük- 4.lük maçını 3-2 kazanıp dünya üçüncüsü olmayı başarır. Bu gerçekten milli takımımızın tarihine altın harflerle yazılan bir başarı olmuştur.

İşte size kısa bir Milli Takım tarihçesi ve son iki üst düzey turnuvadaki milli takımımızın özeti. Bunları yazarken o turnuvaları bir kez daha yaşadım. Bunlar gerçekten kazanılan çok büyük başarılar olmakla birlikte, gözüme şöyle bir şey çarptı.

 

Milli takımımızın Euro 2000 ve 2002 Dünya kupasındaki rakipleri kimlerdi?

Sırasıyla; İtalya, İsveç, Belçika, Portekiz, Brezilya, Kosta Rika, Çin, Japonya, Senegal, Güney Kore...

Bu saydığım takımlardan kaçı büyük başarılar kazanmış?

Sadece Brezilya ve İtalya.. Bu takımların her ikisine de mağlup olmuşuz.

Kaç tanesi üst düzey bir Avrupa milli takımı?

Sadece İtalya ve belki son yıllardaki performansıyla Portekiz...

Bunların dışında oynadığımız takımların çoğu vasat veya vasatın biraz üstünde olan takımlar. Kazandığımız başarıları kesinlikle küçümsemiyorum sadece bu yaz katılacağımız Euro 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında gerçekçi hedeflerin konulmasından yanayım. Gruptaki rakiplerimiz; Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve ev sahibi İsviçre. Portekiz dışındaki bu takımların hiç biri üst düzey takımlar değil, yani bana göre gruptan çıkmak hayal değil, ancak sonrası ne olur bilinmez. İstatistikler son iki üst düzey turnuvada milli takımımızın çok güçlü takımlarla oynamadığını, oynadığı üst düzey takımlara ise mağlup olduğunu gösteriyor. Euro 2008 deki şansımız mı?

Yorum sizin...