Her şehrin kendine özgü havası, yerel özellikleri, iklimi ve yaşam koşulları vardır. Ancak şehirlerden öte kimi zaman semtler de orada oturan insanlarla bütünleşir. Semtleri var oldukları halleri ile koruyan doğal özelliklerinin yanı sıra yaşayan insanlarıdır. İnsanların yeni güne ayak uydurmaları, modernleşmeleri, yaşam şekillerini de doğrudan etkilemektedir.
İstanbul ve İstanbullular için Boğaz şeridi ayrı bir yaşam tarzı oluşturmaktadır. Modern yapılar bile bazı noktalarda eski mimarileri korunarak yapılmıştır. Özgün yapılara bağlı kalarak günümüz koşullarını yaşadığımız yerlere uygulamak o semte duyulan saygının bir göstergesidir. Örneğin Boğaz şeridinde birçok elit yapının yanı sıra özgün mimarilerin korunması gerek semtin tarihine gösterilen saygıyı gerekse turistik açıdan önemlidir.
Sahil boyunda ilk göze çarpan yer Ortaköy. Ortaköy’de son aylarda hızla ilerleyen gelişmeler meydana geliyor. Bu gelişmeler Ortaköy’ün çehresini yeni yapılanmalarla değiştirecek. Kuruçeşme’deki Les Ottomans örneğinde olduğu gibi tarihi yalılar butik otellere 25 yıllığına kiralanacak. Bu alanların tercih edilmesinin ana nedeni geniş parseller üzerine kurulmuş ve yüksek tavanlara sahip olmalarıdır. En fazla dört kattan oluşan bu binalar görsel olarak da farklı bir çehreye sahip. Tarihi dış yapının korunarak iç ve dış yenilemelerle Ortaköy bambaşka bir görünüme kavuşacaktır.
Son birkaç yıldır birçok düğüne toplantıya sergiye ev sahipliği yapan Esma Sultan Yalısı, Osmanlı tarihinin izlerini taşıyor. Yapılan araştırmalar doğrultusunda Yüzme İhtisas Kulübü, yanan Gaziosmanpaşa Okulu Singapur merkezli Aman resorts İnternational tarafından değerlendirilecektir.
Yıllarca elit kesimin gözbebeği olan Bebek, son dört yıldır çehre değiştiriyor. Peş peşe açılan kafeler, brasseriler ve barlar sayesinde bu yaz Bebek’te kıyasıya bir rekabet yaşanacak. Bu da ortalama 30 milyon ytl’lik bir pay kapma savaşına dönüşecek.
İstanbul’da kimi semtler vardır ki adeta elit kesimin ikamet ettiği yerler haline gelmiştir. İşte Bebek bunlardan biridir. Yaklaşık beş yıl öncesine kadar Boğaz’ın keyfini çıkarmak isteyenler Bebek’ten geçer Sarıyer veya Rumeli Kavağına giderlerdi. Bebek sadece sınırlı bir kesimin bildiği, elit, batılı yaşam tarzının lüksün ve sükûnetin belirgin olarak hissedildiği bir semtti. Aslında hala, neo-klasik üslüpla yapılmış sahildeki camii, Aşiyan Müzesi, en kaliteli manav ve kasapları, Yılların vazgeçilmez Badem Ezmecisi, dar ve şık butikleri, sahil boyunca demirlenmiş yatları, ünlü Bebek Otel’i, karakolu ve koruları içine yerleştirilmiş lüks siteleri, bakımlı park ve bahçeleriyle özel bir semt.
Edindiğim bilgi doğrultusunda, 1975’te vefat eden tarihçi yazar Reşat Ekrem Koçu’ya göre, 1960’ta 414’ü ev, 187’si apartman dairesi olmak üzere toplam 739 hanenin bulunduğu Bebek semti, günümüzde ise doğal güzelliklerinin yanı sıra ardı ardına açılan mekanlarıyla da İstanbulluların en popüler en trendi buluşma noktası olmuştur.
Denizin kenarında yüksek ve geniş ağaçların arasında bir huzur yuvası olan Bebek Parkı, hafta sonları yürüyüşe çıkanlar, anneler ya da köpeklerini gezdirenlerle dolup taşıyor. Bu parkın dışında bahar’ın gelişiyle birlikte sokaklara taşan bar ve kafelerin sandalyeleri Bebek’in çehresini değiştirip semte yeni bir imaj kazandıran özellikler haline geldi.
Bebek denilince aklımıza ilk gelen Bebek Parkından sonra Bebek Kahvesidir. Bohem burjuvalardan, yazarlara ve sanatçılara, öğrencilerden diplomatlara kadar her kesimden insanın gözdesi olan semtte artık günün ve gecenin akışını artıran ve sayıları giderek artan şık mekanlardır. Bu alanda da Lucca başı çekmektedir. Yıllardır aynı çizgide ilerlemiş kentte paparazzileri doldurmuştur. Ardından açılan Mangerie ve son bir yıl içinde açılan Milagro, ve Lulu’s. İşte geçtiğimiz yılın yaz mevsiminde bu mekanlar doldu taştı. Bir çok kişinin akınına uğradı. Bebek’in popülaritesi dillerden düşmez oldu. Bunun üzerine 2008 yılında İstanbul’un birkaç tane daha ünlü mekanı burada yer aldı. Yeme içme markalarının önde gelen isimlerinden MidPoint, Kırıntı, Kitchenette Le Pain Quatidien ve The House Cafe’de Bebek’te yer açmaya hazırlanıyor. Özellikle hafta sonları dolup taşan Bebek’te, hizmet veren ve açılacak olan toplamda dokuz popüler mekan için ortalama 30 milyon YTL’lik bir gelir söz konusu. Dolayısıyla Mayıs ayı itibariyle yerler kapılacak.
Bebekten sahil boyunca ilerlediğiniz zaman Emirgan ve Baltalimanı’nda bulunan evlerin tarihi koruduklarını görebilirsiniz. İstinye sahili ve Yeniköy’de de aynı korumacı özellik devam etmektedir.
Eskiyi korumak çoğu zaman günün koşullarına ayak uydurmak ile tümüyle yer değiştirmemelidir. Tarihi en modern şekilde yansıtabilmek şehir tanıtımında önemli bir yer tutmaktadır. İstanbul’un sosyo- kültürel zenginliğinin bir parçası olan sahil şeridinde yeniden yapılanmanın eğlence merkezi olmasının dışında 2010 kültür başkenti içinde yararlı olacağını düşünüyorum.