Belirttiğim gibi bu hafta açıklanacak veriler ve şirket bilançoları önümüzdeki haftalarda yurt içi ve yurt dışı piyasaların seyrinde önemli bir rol oynayacak
İki haftadır izinde olduğum için yazılarıma ara vermek zorunda kaldım. Piyasaları bıraktığımdan farklı bulduğumu itiraf etmem gerekiyor. Son iki haftada ABD şirketlerinin karlılıklarının beklentilerin üzerinde gelmesi sonucu yurt dışı piyasalarda olumlu bir hava oluştu. Bununla beraber yatırımcılar bu sene yaşanan likidite-kredi krizinde en kötü günlerin geride kaldığını ifade etmeye başladılar. Buna rağmen risk iştahındaki artışın ve bu olumlu gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarının diğer gelişmekte olan piyasalara oranla daha az olduğunu belirtmekte yarar görüyorum. Ayrıca olumlu havanın devam etmesi için bu hafta açıklanacak ABD gayri safi milli hasıla ve tarım dışı istihdam verilerinin en azından beklentiler doğrultusunda gelmesi gerektiği inancındayım. Yatırımcılar yine bu hafta deklare edilecek olan ABD petrol şirketleri ve General Motors bilançolarını da dikkatle takip etmeliler.
İki hafta önce yurt dışı piyasalara özetle değinmek gerekirse borsaları rahatsız eden ilk gelişmenin General Electric’in ilk çeyrek karlılığı olduğunu söyleyebilirim. Bu gelişmeden sonra borsada bulunan şirket karlılıklarının çoğunun beklentilerin bir hayli üzerinde olması özellikle geçen hafta piyasaların toparlanma sürecine girmesinde önemli bir rol oynadı. Borsalardaki şirketlerin karlılık beklentilerinin çok düşük olması ve sonucunda açıklanan olumlu sürpriz karlılıklar ile birlikte son iki haftada yurt dışı borsalarda bazı yeni fırsatlar doğduğunu belirtmekte yarar görüyorum. Yatırımcılar işte bu fırsatları son iki haftadır değerlendirmekte. Ayrıca yine son iki haftada şirketlerin birleşme ve birbirlerini satın alması ile ilgili çıkan haberler de sıkışık kredi piyasasında bir miktar gevşeme olduğunu gözler önüne serdi. Bütün bu gelişmeler ışığında son haftalarda belirgin bir şekilde yatırımcıların risk iştahının arttığını söyleyebilirim. Bununla birlikte FED’in 30 Nisan Çarşamba günü yapacağı faiz toplantısında 25 baz puanlık bir indirim bekleniyor. Son gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda ve giderek artan emtia fiyatlarına bakıldığı zaman FED’in faizlerinin yüzde 2’nin (şu an yüzde 2.25) altına inmesi uzun vadede ekonomiye daha fazla zarar verebilir. Daha evvel de belirttiğim gibi bu görüşlerin netlik kazanması bu hafta açıklanacak datalara bağlı olacaktır.
Türkiye’de bu son haftalardaki olumlu havadan bir nebze de olsa nasibini almış gibi gözüküyor. Buna rağmen daha evvelki yazılarımda da belirttiğim gibi politik belirsizlikler ve bizimle aynı konumda bulunan gelişmekte olan ülkelerin enflasyonist baskıdan ötürü faiz artırımlarına başlamaları son zamanlarda Türkiye’nin yabancılar için çekiciliğini bir miktar azalttı. Bununla birlikte koyulan 2008 enflasyon hedefinden iyice uzaklaşılması da Türkiye’de ekonomik göstergelerin istenilen düzeyde olmadığının önemli bir kanıtı. Sonuç olarak bu hafta açıklanacak Nisan ayı enflasyon verilerinin beklenenden yüksek gelmesi durumunda kaygıların bir miktar daha artabileceği kanaatindeyim.
Yazımda da belirttiğim gibi bu hafta açıklanacak veriler ve şirket bilançoları önümüzdeki haftalarda yurt içi ve yurt dışı piyasaların seyrinde önemli bir rol oynayacak. Risk iştahının artmaya başladığı şu günlerde olumlu havanın bu hafta da devamı durumunda borsalarda yukarı yönlü ciddi düzeltmelerin yaşanabileceğini düşünüyorum. Çarşamba günü açıklanacak olan FED faiz kararı ve ABD birinci çeyrek büyüme rakamlarının beklentiler dışında gelmesi piyasaları oldukça etkileyecektir. Bununla birlikte cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam istatistikleri de kredi krizinin firmalara ve reel ekonomiye olumsuz yansımalarının artarak devam edip etmediği konusunda bize fikir verecektir. Dolayısıyla bu hafta verileri göz önünde bulundurarak uzun vadeli yatırım yapılabilecek bir hafta gibi gözüküyor.