16.Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nin başlamasına bir hafta kaldı! Ayrıntılarılarını www.iksv.org/tiyatro sitesinde bulabileceğiniz üç haftalık tiyatro şölenine bu sayfada on yıldır sürdürdüğümüz geleneksel kuşbakışı ise aşağıda...
Geçenlerde bir dostum ile e-mail’leşirken, ?çok az vaktim var – ve bu nedenle uzun yazacağım...” demişti – ben de fazla zorlanmadan önümüzdeki Tiyatro Festivali etkinliklerini buradan tanıtmak için sevgili Viktor Abi’den rica ettim, ve bana bu hafta sayfadaki kendi bölümünü de bıraktı... Sağol Viktorcum – hatırlarsın, eskiden sürekli olarak altı-üstlü yazarken, Film Festivali döneminde ben de senin telkininle bir hafta “tatil” yapardım...!
İKSV’nin bu yıl Mısır Apartımanı’ndaki DOT Tiyatrosu’nun o çok sevdiğim ortamında düzenlediği basın toplantısı ve kokteyline katılamadım, ancak Medya Direktörü sevgili İdil Kartal’ın ulaştırdığı dosyadan aşağıdaki bilgileri sizler için derlemeye çalıştım – ve beni en çok sevindiren, kendisinin “Şalom okurlarının gerçek birer sanat ve tiyatrosever olduklarını bildiğim için, onlara vereceğiniz bilgiler karşısında Festival’e büyük ilgi göstereklerine eminim...” demesiydi – umarım haklı çıkar...
Efendiiim, bu kısa girişten sonra, gelelim “Tiyatro’nun yararlarına”... 15 Mayıs ile 4 Haziran tarihleri arasında yer alacak, iki yılda bir yinelenen bu sahne şöleninde yurtdışından 8 konuk grup, ülkemizden ise 26 topluluk yetmişi aşkın tiyatro ve dans gösterisi sunacak, şöyleşiler ve atölye çalışmaları yapılacak, bir “yazarlar buluşması” düzenlenecek ve tiyatro, üniversiteye (Sabancı Üniv. Yerleşkesi’nde) taşınacak – her şeyden önemlisi ise, yerli oyunlar için bilet ederleri sadece 10 YTL gibi, herkesin ulaşabileceği bir düzeyde tutulacak (yabancı topluluk gösterileri 25 ile 60 YTL arası, öğrenci biletleri ise 15 YTL’dir).
Sekiz yabancı...
İstanbul Tiyatro Festivali’ne bu yıl konuk olarak katılan yabancı toplulukların ikisi Almanya ve Fransa’dan olmak üzere, Danimarka, Hırvatistan, İtalya ve Litvanya’dan geliyor....
Dünyaca ünlü dansçı ve koreograf William Forsythe ve topluluğu The Forsythe Company Festival’in Almanya’dan merakla beklenen konuklarından… William Forsythe’ın Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi profesörlerinden Kendall Thomas ile birlikte tasarladığı ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 60. yılına adadığı “İnsan Yazıyor” Festival’in en çok konuşulan gösterilerinden biri olmaya aday! Tophane’deki Antrepo No.3’te gerçekleşecek performans/enstalasyonda, aralarına Türkiye’den de bazı dansçıların katılacağı topluluğun 60 dans sanatçısı kömür tozuyla kaplanmış masalara İnsan Hakları Bildirgesi’nden harfler, kelimeler ve cümleler yazmaya çalışırken sürekli engellerle karşılaşacaklar ve bu yolla insan hakları ihlallerini güçlü bir beden diliyle anlatacaklar. Bu etkileyici gösteride, dansçıların yanı sıra izleyiciler de koreografiye aktif olarak katılabilecek. Yaklaşık üç saat süren performansta izleyicilerin mekâna diledikleri gibi girip-çıkma özgürlüğü de olacak. (23 Mayıs Cuma ve 24 Mayıs Cumartesi saat 20.30 - Antrepo No.3’te).
Bu intertaktif gösterinin bir gün ardından ise ünlü Fransız aktris Fanny Ardant’ı, Marguerite Duras’nın “Ölüm Hastalığı” adlı öyküsünü sahnelerken izleyebileceğiz. Yönetmenliğini Bérangère Bonvoisin‘in üstlendiği oyun, Paris’te 30 kez kapalı gişe oynadı ve işte İtalya, Amerika ve Kanada turnelerinin hemen ardından karşımızda..! Duras’nın iki kişi için yazdığı ve diğer eserlerinde olduğu gibi yine aşk, umutsuzluk ve kişisel acı üzerine olan bu yapıtını Fanny Ardant sahnede tek başına yorumluyor. Son dönemde “8 Kadın”, “Paris, Seni Seviyorum” gibi filmlerde rol alan beyazperdenin en çekici kadın figürlerinden Fanny Ardant’ı sahnede görmek, kaçırılmayacak bir fırsat. (25 ve 26 Mayıs akşamları Ses Tiyatrosu’nda) Çağdaş sanat dünyasının önde gelen isimlerinden Kirsten Dehlholm yönetmenliğinde, yapıtlarıyla daima ses getiren Danimarkalı Hotel Proforma topluluğu, “Operation: Orfeo” adlı müzikli tiyatronun en güçlü örneklerinden biri kabul edilen yapıtlarıyla 30 ve 31 Mayıs akşamları ise AKM Büyük Salon’da Festival seyircisiyle buluşacak... Bo Holten, John Cage ve Christoph Willibald Gluck’ın müzikleriyle güçlü bir koro ve zengin ışık tasarımı, farklı hareket koreografisiyle “Operation: Orfeo”, bir anlamda opera türünün günümüze uyarlanmış çağdaş bir yorumu... Ülkemizin önde gelen yazarları arasında görülen Murathan Mungan’ın zengin dilini İtalyan bir topluluktan dinlemeye ne dersiniz? İtalya’nın önde gelen özel tiyatrolarından biri olarak kabul edilen Arca Azzurra, Mungan’ın Mezopotamya Üçlemesi’nin son oyunu olan “Geyikler Lanetler”i yepyeni bir yorumla sahneye taşıyor. Bu ilginç yorumun bir özelliği ise, oyunculara sahnede “L’Asina sull’Isola” gölge tiyatrosunun eşlik etmesi olacak. (22 Mayıs akşamı AKM Büyük Salon’da).
Şimdi gelelim, dünya tiyatro yazınının en önemli başyapıtlarından birine, Goethe’nin ölümsüz “Faust”una! 15. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’ndeki “Othello” yorumuyla İstanbul seyircisinden tam not alan tiyatro ve opera yorumlarıyla dünyaca tanınan Litvanyalı yönetmen Eimuntas Nekrosius ile Meno Fortas topluluğu bu sene de Festival’in konukları arasında. Geçtiğimiz yıl İtalya’da ‘En Başarılı Yabancı Oyun’ ödülünü kazanan bu “Faust” yorumu, gerçek tiyatroseverlerin muhakkak görülmesi gereken bir yapım olsa gerek... (25 Mayıs akşamı AKM Büyük Salon’unda)
Zagrebli genç tiyatro topluluğu BADco. ise, Festival’de sergileyeceği “Silinmiş Mesajlar” ile tiyatroseverleri etkileşimli bir buluşmaya çağırıyor. 2000 yılında kurulan topluluğun “Fiziksel Tiyatro” olarak tanımlanabilecek bu oyununda izleyiciler performans mekânında özgürce dolaşarak bu interaktif gösterinin bir parçası olacaklar. “Silinmiş Mesajlar”ın yönetmenliğini farklı sanat biçimleri arasındaki sınırları kıran çalışmalarıyla tanınan koreograf ve dramaturg Goran Sergej Prista‰ üstleniyor. (30 ve 31 Mayıs akşamları garajistanbul’da)
Festivaldeki diğer ilginç çalışmalardan biri de Goethe Institut ve Pro Helvetia tarafından sunulan “X-Daire” projesi olacak… Bu performans, Sven Heier, Patrick Wymann ve Dilek Altuntaş’ın özel konutları ve kamusal mekânları oyun alanı haline getirdikleri bir proje. Sanatçılar, Festival’de gerçekleştirecekleri bu projeleri için Tarlabaşı semtini seçtiler. Yaklaşık 150 dakika sürecek “X-Daire”nin başlangıç noktasında ellerine yazılı birer yol tarifi verilen izleyiciler, iki kişilik gruplar halinde Tarlabaşı’nda bir semt turuna çıkacaklar. İzleyiciler, durdukları her istasyonda tek bir sanatçı veya bir sanatçı kolektifinin gerçekleştirdiği kısa bir sanatsal etkinlik ya da bir enstalasyonla karşılaşacaklar. Performansın mekânları arasında katedilen yol da izleyicinin bakışını hem mimariye hem de kentsel alana yönlendirecek. Pek çok alandan Türk ve yabancı sanatçıyı içine alacak bir buluşma olacak “X-Daire” İstanbul Tiyatro Festivali’nin çok ses getirecek projelerinden biri olmaya aday gözüküyor… (17, 18, 19 ve 20 Mayıs günleri, saat 14:00’den başlamak üzere, 10ar dakika arayla...).
17, 20, 21, 23, 24 Mayıs tarihlerinde saat 20.30’da Fransız Kültür Merkezi’nde sahnelenecek olan, Fred Vargas’ın kaleme aldığı “Kaygıların Yürürlükten Kaldırılması” ise, mizahi bir diyalog... Sanat çalışmalarını Paris’te sürdüren İstanbul asıllı Lulu Menase’nin yönetmenliğini üstlendiği oyunda Oriane Littardi yarı bilimsel bir konferans, yarı skeç şeklinde, dünyadaki altı buçuk milyar insanın da sorunlarını çözmek için aşk, sıkıntı, politika, ekonomi, savaş, özgür irade gibi konulardan bahsederken, birçok gerçeğe ayna tutması bekleniyor...
... ve on yerli oyun ...
Kimilerini bu yıl coşku ile alkışladık; bazıları salonsuzluktan karşımıza çıkamadı, bazıları ise başka kentlerden ayağımıza kadar geliyor – tümü ise, buram buram “nitelik” kokuyor! İşte, tarih sırasıyla karşınızdalar, tiyatro dünyamızın “medari iftaharları”...
Bu yıl ne yazık ki hiç izleyemediğimiz Tiyatro Oyunevi, çağdaş tiyatroyu en çok etkileyen yazarlardan Georg Büchner’in “Leonce ile Lena” adlı oyunu ile 16 ve 17 Mayıs akşamları Aziz Nesin Sahnesi’nde… Mahir Günşiray’ın sahneye koyduğu bu iktidar komedisi, toplumsal rollere bürünerek kendi iradeleri dışında verilen kararlara mahkûm olan genç insanları anlatıyor. Tiyatro Z, Bengi Heval Öz’ün yaptığı Philoctetes uyarlaması “Philoctetes: Bir Medeniyet Entrikası!” ile gene 16 ve 17 Mayıs akşamları, Kuledibi’ndeki kendi sahnelerinde gösterilecek. Truva Savaşı Komutanlarından Philoctetes’ini ölümle yaşam arasında seçimini konu alan oyunun yönetmenliğini de Bengi Heval Öz üstleniyor. Tiyatro Z, kendinden gittikçe daha çok ses getiren, yenilikçi bir topluluktur, dikkatinizi çekerim..!
Alternatif sahne dili ve oyun seçimi ile, bana kalırsa son yılların en başarılı topluluğu olan Tiyatro Dot, Festival’e “Hikâyeci” adlı oyun ile katılıyor. Alain Resnais’nin 1961’de yönettiği “Geçen Yıl Marienbad’da” adlı filminden yola çıkan Murat Daltaban’ın yazıp yönettiği bu oyun, filmin görüntülerini ve metnini kullanarak bir hikâye anlatıyor. (17, 18, 19 ile 26, 27 ve 28 Mayıs günleri saat 21.00’de Bilsar’da) İzmit Şehir Tiyatrosu, Göktürk Yazıtları’ndan uyarlanan “Irk Bitig” ile 19, 20 ve 21 Mayıs Çarşamba akşamları Aziz Nesin Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak. Dokuzuncu yüzyıl başlarından kalma en eski metin olan “Irk Bitig”, Emre Koyuncuoğlu tarafından “sesler” aracılığıyla sahneye taşınacak. İzmit Şehir Tiyatrosu, bu özel projesiyle seslerden, sözlerden, fal bakanla/baktıran arasındaki ilişkiden yola çıkarak, çağdaş opera/ses tiyatrosu/ performans tanımları arasında dolaşan bir eser çıkarıyor karşımıza...
Ve işte, gene son yılların öne çıkan mekânlardan garajistanbul’da parmak ısırtacak bir yapım! Kerem Kurdoğlu’nun yazıp yönettiği “İstanbul’da Bir Dava”, bir Kafka uyarlamasıdır. Bu yazın başyapıtını yeniden kaleme alan Kurdoğlu, ‘Kafkaesk’ bir eserin tersine, müziğin, koreografinin ve görselliğin ön planda olduğu eğlenceli bir Kafka müzikali yarattı… 18, 19 ve 20 Mayıs akşamları garajistanbul’da sahnelenecek oyunun koreografisi Candan Baş’a müzikler ise İmre Hadi’ye ait…
Yeşim Özsoy Gülan’ın kendi yazdığı “Noter” adlı oyun ise 21, 22, 23, 28, 29, 30 Mayıs ve 2 ile 3 Haziran tarihlerinde saat 21.00’de Galata Perform’da izlenebilir. Bireyin bürokrasiyle burun buruna geldiği yegâne kurumlardan biri olan bir noterde geçen oyun, devlet ve kişi arasındaki boşluklar ve sessizlikleri konu ediliyor.
“Oidipus Üçlemesi” ile belleklerden silinmeyen Şahika Tekand ve topluluğu Studio Oyuncuları yedi monoloğun iç içe geçerek tek bir monoloğa dönüştüğü “Karanlık Korkusu” adlı oyun ile bu yıl da Festival konuklarından… Konuşma, hareket, ses ve ışığın iç içe geçtiği bu oyun 23 ve 24 Mayıs Cumartesi akşamları Aziz Nesin Sahnesi’nde izlenebilir.
Uzun süredir karşımıza çıkmamış Bilsak Tiyatro Atölyesi ve Maya Sahnesi’ni yeniden izleyebilmek ne güzel! Nihal Geyran Koldaş’ın yazdığı ve yönettiği Zaman Aşımı I – “Diller de Günahkâr”, bitip tükenmeyen bir davaya dönüşmüş bir konseri konu ediniyor... (26 Mayıs ve 27 Mayıs akşamları Aziz Nesin Sahnesi’nde).
Gene bir süredir tiyatroseverlerden uzak kalmış Tiyatro Krek’in bir yapımı, Berkun Oya’nın yeni oyunu “İnsanın Başına Gelen Şeyler”, seyirciyle ilk kez Festival’de buluşuyor... İnsan ömrünü ortalama 75 sene olarak hesaplayan Berkun Oya, bu 75 seneyi sekiz farklı oyundan oluşan bir gösteriyle anlatıyor. Oyunlardaki “şeyler”, dönemlere göre sıralanıyor: 10’lu, 20’li, 30’lu (iki oyun), 40’lu, 50’li, 60’lı ve 70’li yaşlar. Yaptığı projelerle hep ses getiren Tiyatro Krek’in bu son projesi 27 ve 28 Mayıs Çarşamba akşamları garajistanbul’da…
Nitelikli yapımlarıyla bilinen Eskişehir Şehir Tiyatrosu da 1957 Nobel ödülü sahibi Albert Camus’nün “Caligula”sı ile Festival’e konuk oluyor. Caligula’nın binlerce yıl önce çıktığı yolculuğu anlatan, yorumu Ahmet Mümtaz Taylan’a ait oyun 28 Mayıs akşamı AKM Büyük Salon’da…
Bir diğer ödenekli tiyatro, ilk defa İstanbul’da seyircisi karşısına çıkacak ve bu yıl onuncu senesini kutlayan Diyarbakır Devlet Tiyatrosu, ülkemizin en üretken yönetmeni olarak gördüğüm, bu sayfalara sık sık getirdiğim Işıl Kasapoğlu’nun yorumuyla Molière’in “Hastalık Hastası” adlı oyununu sahneliyor. Bakalım, seyirci karşısında ilk kez 334 yıl önce oynanmış Molière’in bu ölümsüz komedisi, “Diyarbakır’dan” nasıl görünüyor!! (28 ve 29 Mayıs akşamı Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde).
Epik tiyatro yorumlarıyla tiyatroseverlerin gönüllerinde taht kurmuş değerli sanatçı/yönetmen Zeliha Berksoy, Nazım Hikmet’in 1929 yılında kaleme aldığı “Jokond ile Si-ya-u” adlı şiirini tek kişilik bir oyun olarak sahneye taşıyor. Nazım’ın bu fantastik şiiri Leonardo Da Vinci’nin ünlü Jokond’unun Paris’teki 1 Mayıs olaylarında tutuklanıp ülkesine gönderilen Şanghaylı Si-ya-u’ya âşık olmasını konu alıyor...! (29 Mayıs ve 30 Mayıs Cuma akşamları Ses Tiyatrosu’nda – kaçırmayınız ..!)
İstanbul Şehir Tiyatroları ise, 1982 Nobel ödülü sahibi Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in “Kırmızı Pazartesi” romanının bir uyarlamasıyla, ne yazık ki, artık Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde karşımıza çıkamıyor..! Macit Koper’in kaleminden ve yönetiminde 1, 2 3 Haziran Salı akşamları Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde...
Akbank Sanat Yeni Kuşak Tiyatro ile öne çıkmış olan başarılı yönetmen Mehmet Ergen’in sahneye koyduğu “Kız Tavlama Sanatı” adlı oyununda usta oyuncu Engin Cezzar’ı sahnede izlemek ayrı bir keyif olacak kuşkusuz..! Çağdaş Amerikan tiyatrosunun en parlak yazarlarından biri olarak kabul edilen Rebecca Gilman’ın yazdığı ve ilk kez 2000’de Amerika’nın önde gelen tiyatrolarından Goodman Theatre’da sahnelenen oyun, 1 ve 2 Haziran akşamları Ergen’in yeni tiyatro mekânı Talimhane Tiyatrosu’nda sahnelenecek.
Festival’in bir diğer Işıl Kasapoğlu yorumu ise Bertolt Brecht’in “Cesaret Ana ve Çocukları” ve üstelik, sahnelerimizin büyük sanatçısı Tilbe Saran’ın katılımıyla – ne mutlu bizlere..! Semaver Kumpanya’nın bu yeni yapımı 3 ve 4 Haziran akşamları ENKA Açık Hava Sahnesi’nde izlenebilecek...
...üstüne üstlük on dans topluluğu
- ve son olarak: bir “mansiyon”!
Dans’tan pek anlamam, ancak sevgili eşim gibi bu sanat türüne tutkun olan okurlarımız için kısa kısa değinmeden edemiyorum: Genco Gülan, Pera Müzesi’nde gerçekleştireceği “YEN!” adlı performansıyla 18 ve 26 Mayıs ile 2 Haziran akşamları izleyiciyle buluşacak. Elektronik renkleri konu alan “YEN!”de oyuncuların Pera Müzesi’nin girişindeki yükseltilerde doğaçlama olarak oynayacakları gösteri aynı zamanda içinde gezilebilir interaktif bir sergileme alanı yaratacak. – Ayşegül Güryüksel tarafından kurulan ve çalışmalarını 2006’dan bu yana sürdüren Subvoid Dans Tiyatrosu, performansı görsel anlatım dili ve efektlerle bir araya getiren “İlişiksiz Temas” ile 21 Mayıs akşamı Haldun Taner Sahnesi’nde… – Türkiye’de modern dansın öncü isimlerinden Aydın Teker, insan bedeni ile arp enstrümanı arasındaki ilişkiye odaklandığı “harS” adlı yeni koreografisiyle arpist ve sanatçı Ayşe Orhon’la birlikte insan bedeni ve arpı buluşturuyor... (22, 23 ve 24 Mayıs akşamları garajistanbul’da). – Dansçı, koreograf ve eğitmen Tuğçe Tuna tarafından fiziksel engelli ve profesyonel dansçıların birlikte yer aldığı “Farklı Bedenlerle Dans” projesi kapsamında gelişmeye başlayan RemDans Proje Topluluğu, “Makin. B.D.N.” adlı dans gösterisiyle 24 ve 25 Mayıs akşamları Santralistanbul’daki Enerji Müzesi’nin Kontrol Odası ve Makine Dairesi Alanı’nda, makine-beden ilişkisini sorguluyor. – Koreografisi Talin Büyükkürçüyan’a ait “Tersi Düz: Marika’nın Masalı” ise 25 Mayıs Pazar akşamı Haldun Taner Sahnesi’nde seyirciye dans alanında farklı renkler sunacak. – Festival’de yer alacak önemli bir çalışma ise Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk bale sanatçısı Kaya İlhan’in sekiz öğrencisinin sunacağı “Sonsuza İskele”. Kaya İlhan’a adanmış bu proje 27 Mayıs Salı akşamı Kenter Tiyatrosu’nda sahnelenecek…– Ayrin Ersöz “Atrofi 1 – İsimler Evi” adlı performansında hayatı boyunca değişik sebeplerle defalarca değişen resmi, ismi ve kimlikleri ile girdiği ironik hesaplaşmayı anlatıyor. İnteraktif video, müzik ve dans içeren bu performans, 28 ve 29 Mayıs akşamları Fransız Kültür Merkezi’nde. – Serap Erincin, kendi yazdığı ve yönettiği “Atrocity Bulvarı” adlı performansı ile Festivale ilk kez katılıyor. Dünya şehirlerindeki insanları ve birbirleriyle ilişkilerini konu alan bu gösteri, 31 Mayıs ve 1 Haziran akşamları gene Fransız Kültür Merkezi’nde sahne alıyor. – Ülkemizin sevilen dans topluluğu Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın en son projesi “Engin-Ar” ilk defa İstanbul Tiyatro Festivali’nde izleyiciyle buluşacak. Topluluğun hiphop’u çağdaş dansla birleştiren Fransız topluluk C dans C ile işbirliklerinin bu en son ürünü, 29 ve 30 Mayıs akşamları Aziz Nesin Sahnesi’nde… – Geyvan Mc Millen tarafından kurulmuş olan İstanbul Dans Tiyatrosu, “Yüzleşme” ile 2 ve 3 Haziran akşamları garajistanbul’da seyirciyle buluşuyor. Bireyin varoluşunun ve içinde biriken sözlerin yarattığı yoğunluğun hikâyesini anlatan bu gösterinin koreografisi de Geyvan McMillen’a ait. – Hadi, seçin ve programınızı yapın, kolaysa...
Son olarak, bir “jüri ayıbı” ile bir “olmazsa olmaz”a parmak basmak isterim: Bu yıl, İnsan Hakları Bildirgesinin 80. yılı nedeniyle İstanbul Tiyatro Festivali’nde “İnsan Hakları” teması altında Genco Erkal’ın “Sivas ‘93” adlı belgesel oyunu “Festival Özel Gösterisi” olarak programda yer alıyor. Değerli “perde”severler, Dostlar Tiyatrosu’nun bu önemli yapıtını sizlere ayrıca tanıtmama gerek yok, sanırım... Aylar boyunca almış olduğu olumlu eleştirileri basından izlemiş ve Afif Jale Tiyatro Ödülleri’ni dağıtan pek muhterem jüri üyelerinin bu oyuna yakıştırmış oldukları “mansiyon ödülü” hakkında kendi yorumunuzu da yapmışsınızdır.! Onyılların değerli tiyatrocusu Genco Erkal’ın yazıp yönettiği “Sivas ’93”, 1993 yılında Sivas’taki Madımak Oteli yangınını ve olayın arka planını irdeliyor. Henüz görmemişseniz, bu çok önemli belgesel oyunu, 20 ve 21 Mayıs akşamları Muammer Karaca Tiyatrosu’nda kaçırmayın..!.