Geçen hafta piyasalar için oldukça olumlu bir haftaydı. ABD’den gelen olumlu perakende satış rakamları, yeni ev inşaatları ve aylık enflasyon rakamlarının beklenen seviyelerden düşük gelmesi sonucu borsa endeksleri haftayı pozitif kapadı. Risk iştahının artması sonucu YTL Dolar ve Euro gibi gelişmiş para birimlerine karşı değer kazandı. Bununla birlikte TCMB beklendiği gibi son aylarda emtia fiyatlarındaki artış sebebiyle yükselen enflasyonu dizginlemek için faizlerini 50 baz puan yükseltti.
Bu hafta emtia fiyatlarının bir miktar gevşemesi ve emlak sektörü hakkında verilerinin olumlu gelmesi durumunda borsalardaki yükselişin devam edeceği kanaatindeyim.
Son 2-3 haftada açıklanan ABD verilerinin beklenen seviyelerden iyi gelmesi ve ABD şirketlerinin ilk çeyrek karlılıklarının tahminlerden yüksek olması sonucu çoğu yatırımcı mortgage ve kredi krizinde en kötü günlerin geride kaldığını düşünüyor. Şu anda kritik seviyelerde bulunan ABD borsa endekslerinde yükselişin devam etmesi aşağı yönlü olumsuz trendin kırıldığı anlamına geliyor. Ancak, bu sonuca varmak için tüketicinin para harcamaya başladığına dair bazı sinyallere ihtiyaç olduğu görüşündeyim. Ayrıca borsa endekslerinde hayli önemli bir yer tutan finansal kurumlarına yeni sermaye girişlerinin mortgage zararlarını tam olarak karşılamaması borsaların yukarı yönlü hareketini kısıtlıyor. Bu hafta geçtiğimiz haftaya göre önemli verilerin açıklanmayacak olması şirket birleşmeleri hakkında haberleri önemli hale getiriyor. Bu haberler şirketlerin kredi bulabildiği ve sonucunda ekonomideki bu önemli olgunun tekrar işlevsel hale geldiği anlamını taşıyor. Dolayısıyla borsalar bu tip gelişmelere olumlu tepkiler vermekte. Bununla birlikte son haftalarda ABD tarafında olumlu veriler açıklanmasına rağmen ekonomik yavaşlamanın İngiltere ve Avrupa Bölgesi’ne sıçradığına dair bazı gelişmelere tanıklık ettik. Yatırımcıların ABD’de durumun daha iyiye gittiğini fiyatlamasıyla birlikte önümüzdeki haftalarda böyle bir yavaşlamaya işaret edecek verilere geçen haftalara göre daha fazla önem vermemiz gerekiyor.
Geçen hafta yurt dışı risk iştahının artması ile birlikte YTL gelişmiş para birimlerine karşı değer kazandı. Buna rağmen önemli bir detaya dikkat çekmekte yarar görüyorum. Yurt dışı borsalardaki olumlu havaya rağmen IMKB’deki yükseliş oldukça kısıtlı kalıyor. Yabancı yatırımcı siyasi belirsizlik ile birlikte ekonomik ve sosyal reformların son iki senede azalması sonucu Türkiye’nin kısa vadede bazı problemler yaşayabileceğini düşünüyor olabilir. Bununla birlikte IMKB’de derinliğin bazı yurt dışı borsalara göre az olması ani pozisyon değişikliklerini çok maliyetli hale getirebiliyor. Bu maliyet IMKB’nin çekiciliğini yabancı yatırımcı için azaltıyor. Dolayısıyla kısa vadede Türkiye borsalarının yükselmesi içinde bulunduğumuz belirsizlikle zor gibi gözüküyor. Buna karşın geçtiğimiz hafta yapılan artırım ile birlikte gelişmekte olan piyasalardaki en yüksek faize sahip olan YTL ise oldukça çekici. Oldukça likit olan USD/Try’yi alıp satması da oldukça rahat. Böylece yurt dışındaki yabancı yatırımcı YTL faizinden yararlanıp riskli bir durum gördüğü zaman kolayca diğer para birimlerine geçiş yapabiliyor. Döviz işlemi ve borsa hacimlerindeki farklılık bu hafta YTL’nin değer kazanırken borsadaki yükselişin kısıtlı kalmasını bir miktar açıklıyor.
Bu hafta piyasalarda olumlu havanın devam edebileceğini fakat koşulların değişmesi durumunda hızlı bir şekilde şu ana kadar elde edilmiş kazanımların gerçekleşebileceği görüşündeyim. Dolayısıyla piyasalardaki yükseliş geçen haftalara göre daha temkinli ve yavaş olacaktır. Özellikle ekonomik ve politik risklerin devam ettiği ülkemizde YTL’nin son haftalarda kazandığı değere baktığımda döviz satmak için yabancı yatırımcının faiz almaktan başka geçerli bir sebebinin olmadığını düşünüyorum. Bu sebepten ötürü önümüzdeki hafta piyasaların olumsuz gelişmelere tepkisi olumlu gelişmelere verdiği tepkiden daha fazla olabilir. Sonuç olarak yılbaşından beri içinde bulunduğumuz olumsuz trendin sona erdiğini düşünmek için henüz erken olduğu görüşündeyim.