Dünyaca ünlü Fransız şarkıcı Danny Brillant, öğrencilere yardım amaçlı düzenlenen bir gecede konser vermek üzere 26 Haziran Pazartesi günü İstanbul’a geldi
Müzik konusunda Frank Sinatra ve Elvis Presley'i idol olarak kabul eden Dany Brillant, salı günü öğrencilere yardım amaçlı düzenlenen bir gecede konser vermek amacıyla, Türkiye ile Fransa arasında kültür elçisi olarak bilinen Erkan Özerman aracılığıyla İstanbul’a geldi. Hilton Convention Center’da gerçekleşen etkinlikte sunuculuk yapan medya dünyasının ünlü isimlerinden Ces Molho ise, tarzıyla geceye ayrı bir renk kattı.
Bugüne kadar sekiz albüme imza atan Dany Brillant, ilk büyük çıkışını 'Suzette' adlı parçasıyla yaptı. Frank Sinatra ve Charles Aznavour ekolünü takip eden ve bu ekolün yarattığı Big Band Sound'unu 90'lar müziğiyle birleştirip yaşatmayı arzulayan Brillant ile konser öncesi Hilton Convention Center’da bir söyleşi gerçekleştirdik.
Kariyerinize ne zaman başladınız? Sizi kim keşfetti?
Meslek hayatımın başladığı Saint Germain’deki gece kulübünü saymazsak 1991’de çıkan ilk plağımla müzik dünyasında doğdum diyebilirim. Şarkılarımın sevilmesi kısa zamanda bana bir hayran kitlesi yarattı. En çok sevilen genç şarkıcılar arasında ön sıralarda yer aldım. Oryantal müzik ile Küba müziğinin sentezi neticesinde çıkan plağım beni kısa zamanda zirveye taşıdı. Caza olan sevgim New Orleans’a kadar götürdü beni. Bana yepyeni bir dinleyici kitlesi kazandırdı.
Türkiye’ye üçüncü gelişiniz. Ülkemiz hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’ye üç kez geldim; ilk konserimi Swissotel’de verdim. Fransız Ticaret Odası’nın geleneksel balosuydu. Programımdan önce genç bir Türk bayan şarkıcıyla o sahneyi paylaştık. Güzel bir rastlantı, on yıl sonra geçen sene de Ankara’da tekrar beraber şarkı söyledik. Pek tabii ki bu sanatçının adı Candan Erçetin'di.
Türkiye’ye ilk gelişinizde ilginizi en çok çeken neydi?
Son iki sene içinde Park Orman’da da iki konser verdim. Ayrıca Dario Moreno’nun doğduğu şehir olan İzmir konserim anılarımda unutulmaz bir yer aldı. Dario Moreno’nun Fransa’da meşhur ettiği şarkıları onun doğduğu şehirde sevenlerine söylemek gerçekten ayrıcalıktı. Türkiye için her zaman söylediğim bir cümleyi yine tekrar edeyim “Bir metre kareye en güzel kadınların düştüğü bir ülke; işte bu yüzden bir Türk kızı ile evlenebilirim.”
Medyumlara inandığınız söyleniyor. Doğruyu söylediklerine inanıyor musunuz?
Medyumluğa inanıp inanmayacağımı şimdiden söyleyemem. Çünkü medyumum diyor ki, İstanbul'daki konserimde karşılaşacağım bir bayanla hayatımı birleştireceğim. Şayet bu doğru çıkarsa o zaman medyuma inanacağım.
Soyadınızın Cohen olduğunu biliyoruz. “Brillant” sahne adınız mı ?
Gerçek soyadım Cohen. Brillant soyadını bana Saint Germain'deki gece kulübünün patronu Lewis taktı. "Haydi, David bu gece en parlak sen olmalısın” dedi ve böylece “Brillant (parlak)” meslekteki soyadım oldu. Garip bir tesadüftür, bu patronum kırk yıl önce son konserinde Dario Moreno'ya davul çalan müzisyenmiş. Tunus asıllı Yahudi bir ailenin çocuğuyum. Dini konularda beyanat vermeyi sevmiyorum. Tanrıyla aramdaki bağı kendime saklamayı tercih ediyorum. İnançlı bir kişiyim.
Dünyaca tanınmış ünlü bir sanatçısınız. Sayısız şarkınız var. Hangisi sizin için en önemli?
Okuduğum yüzlerce şarkı içinde kızım için yazdığım "Dors" (uyu); bu şarkı bir babanın kızına söylediği ninni olarak da kabul edilebilir. "Uyusun da büyüsün benim güzel kızım” gibi.
Erkan Özerman hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Erkan Özerman historik menajerim. Beni ilk keşfedenlerden. Fransız halkından evvel beni star yapan kişi.
Konserden önce seyircilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
İstanbul'a gelmeden bir gece önce Trocadero Meydanı’nda İsrail'in 60. yaş günü için binlerce insana şarkı söyledim. Şimdi aynı zevkle sizlere söyleyeceğim.