Cumhuriyet Gazetesi’nin bu yıl 62.sini düzenlediği Yunus Nadi Yarışması’nda, Rıfat N. Bali, “Sosyal bilimler araştırma ödülü”nü ikinci defa kazandı. “Sarayın ve Cumhuriyet’in Dişçibaşısı: Sami Günzberg” adlı eseriyle ödüle layık görülen Bali, Cumhuriyet Kitap’a verdiği söyleşide duygularını şu sözlerle dile getiriyor:
“‹lkini 2005’te, ‘Anadolu’da Yeni Dünya’ ile Prof. Ayla Ödekan ile paylaşmıştım. Fevkalade mutlu ve sevinçliydim. Üniversite öğretim üyesi veya bir kuruma bağlı araştırmacı olmadan ve hiçbir yerden maddi destek almadan, uzun yıllar boyunca araştırdığınız ve bin türlü güçlüklerle temin ettiğiniz belgelerle yazdığınız bir kitabın, değerli seçici jüri üyelerince ülkemizin en prestijli yarışmalarından birinde ödüle layık görülmesi, bir bağımsız araştırmacının hayal edebileceği en büyük mükafattır; hayallerinin gerçekleşmesidir.”
Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde kamu hizmetinde çalışan, siyasette rol oynamış veya devlet erkânına yakın Türk Yahudilerini inceleyen Rıfat N. Bali, bu süreçte, Sami Günzberg’in zengin kişiliğini fark edince, ona bir kitap ayırmaya karar verdi. 2003-2004 yıllarında kitap üzerine çalışmaya başlayan Bali, önsözünde, arşiv belgelerine erişmesini bir “define avcılığına” benzetiyor. Öyle ki, Türk kaynaklarda az malzeme bulması üzerine, ‹ngiliz ve ‹srail arşivlerinden yararlandı; sahaflardan Sami Günzberg’le ilgili , Osmanlı hanedanı mensupları ile ilgili vesikaları satın aldı. Cumhuriyet Gazetesi ve Yapı Kredi Bankası’nın arşivlerinde Atatürk ve yakın çevresinin fotoğraflarını inceleyerek, Sami Günzberg’in yer aldığı fotoğraflara ulaştı. Böylece arşivlerde saklı kalmış birtakım belgeler, bu eser aracılığıyla gün yüzüne çıkmış oldu.
Şalom Kitap’ın 5. sayısında yayınlanan söyleşide Rıfat N. Bali, “Bu kitabın araştırma yönünün biyografik yönünden daha başarılı olduğunu söyleyebilir miyiz?” sorusuna ise şu sözlerle yanıt vermişti:
“‘Dr. Günzberg nasıl bir insandı?’ temel sorusunu cevaplandıramayacağım, kurgusal bir kitap olmaması nedeniyle benim hayal edip de “işte böyleydi” diyemeyeceğim için biyografik yönü zayıf kalabilir. Neticede kaba hatları ile bakıldığında bu adamın olağanüstü, sıra dışı bir kişi olduğu aşikâr. Ayrıca o dönemde, yani bir imparatorluğun çöküşünden cumhuriyete geçişte pürüzsüz bir şekilde dönüş yapmayı becermiş, diplomasi yanı ağır basan, diplomat olan ve bunu abartılı bir şekilde anlatan çok ilginç bir insan. Sırları ile birlikte gitti. Ben de bunu söylüyorum zaten. Benim anlattığım, buz dağının ucunun ucu... Aktörü olduğu nice şeyler var ki, bunları bilmiyoruz.”
Rıfat Bali’nin özgeçmişi ve çalışmaları hakkında, yazarın kişisel web sitesinden bilgi edinilebilir (www.rifatbali.com)