Soykırımın(*) resmi tanımı

- Salom Cocuk
10 Haziran 2008 Salı

Soykırım kelime anlamıyla, (Genocide veya Shoah) belirli bir etnik – dini gruba yönelik suçları kapsar.

1944 yılında,  Avukat Raphael Lemkin, Avrupa Yahudiliği’ni yok etmeyi hedefleyen Nazilerin toplu imha politikalarına bir ad vermeye çalıştı.

 

9 Aralık 1948’de ise, Birleşmiş Milletler , “Soykırım suçlarını engelleme ve cezalandırma” bildirgesini oybirliği ile onayladı.

 

Bildirge Soykırım’ı bir suç olarak tanımlamakta ve bunu imzalayan ülkelerden bu suçu, nerede olursa olsun, engellemeleri ve cezalandırmaları gerekir.

Soykırım, ulusal , etnik veya dini bir grubu, tümüyle yada kısmen yok etmek amacıyla yapıldı ve sonucunda 6 milyon Yahudi öldü.

(* Nisan 2007 tarihli Holokost eki 2. saysında, “Metin Delevi” nin

adlı yazarın yazısından alıntıdır.)

 

I. Dünya Savaşı’nın bitişi ile  birlikte II. Dünya Savaşı’nın ilk yıllarına kadar sürecek olan  Almanların planlı katliam, insanın insana yapmış olduğu en büyük suç olarak tarihe geçti. Dünyanın her yanında Soykırım’ı anlamak, unutturmamak ve ‘Bir Daha Asla’ demek için bir çok kitap yazıldı.

Her yıl 27 Ocak günü, İkinci Dünya Savaşı'nın Yahudi kurbanlarının anılması ve eğitim programlarında bu konunun da yer alması sağlanmaktadır. 27 Ocak'ın seçilmesinin nedeni, Holokost'un bir simgesi halini aldığı söylenebilecek Auschwitz-Birkenau Toplama Kampları’nın müttefiklerce faaliyetine son verilmesi ve kurtuluşun sağlandığı gün olmasıdır.

Soykırımı anlamak

“Nereye gidiyoruz anne ?” dedi küçük kız

oysa küçük evinde anneannesinin başucunda oturuyordu, küçük bebeğiyle oynuyordu, bir de evdekilerin dinlediği radyoya kulak misafiri oluyordu. Radyodan gelen seslerin evdekileri tedirgin edişini nasıl anlayabilirdi ki?

Bir soru daha,

“Anne burası neresi?”

anne, sımsıkı tutmuş bir elinden yavrusunu kaptırmayacakçasına

“Anne ,  babam nerede?”

“Korkuyorum”

karanlıktı küçük kız karanlıktan hep korkardı.

 

16 Temmuz 1942  gece, soğuk…

Fransa nın Vel d’hiv stadı kalabalık ,evlerinde uyurken apar topar çıkartılan bir ulusun , yok edilmek istenen bir ırkın ayak sesleri, korku çığlıkları her yeri kaplamıştı. O andan itibaren  başlayacak olan planlı katliam, insanın insana yaptığı en büyük kötülük olarak tarihe geçecekti.

Soğuktu, Berthe elinde küçük bebeği ile titriyor ve çevresini izliyordu. Koşuşturmalar alabildiğine hızlanmış bir şekilde devam etti ve o gece Fransız polisi Almanların emriyle  Onüçbin Yahudi’yi göz altına aldı ve Berthe de bunlardan birisiydi.

 

“Anne bu mavi mürekkep neden çıkmıyor?” 

Polonya’da, Auschwitz’de  Berthe’nin sorduğu sorunun aynısını kim bilir kaç çocuk daha soruyordu annesine

Ve bir tek Auschwitz’de insanlar sadece kimliklerinden dolayı sadece “Yahudi” olduklarından dolayı damgalanıyorlardı.

Sonu hazırlayan herşey toplama kampları olarak nitelendirilen “getto” larda başlamıştı. Damgalanmış insanlar hiçbir suçları olmadıkları halde kendilerini etrafı duvarlarla çevrili gettolarda bulmuşlardı .

 

Ve sonuç, 1.5 milyonu çocuk 6 milyon insan hiç suçu olmadığı halde sadece ve sadece Yahudi oldukları için Auschwitz’de, Birkenau’da , gaz odalarında öldürüldü.

Berthe kurtuldu.

Berthe’nin başına gelenleri ve bir soykırımın hikayesini Annette Wievıorka kızına anlatmış ve “Kızıma Soykırımı Anlatıyorum” kitabı ortaya çıkmış, Kızının sorduğu sorulara net bir şekilde cevap veren Annette Wieviorka, kızıyla arasında bu sohbete kitabı aracılığı ile bizim de kulak misafiri olmamızı istiyor ve ekliyor “Bunlar , tarihten bahsederek ve bir şeyler öğreterek açıklığa kavuşturmaya çalıştığım bizi sürekli takip eden sorulardır , üzerlerinde düşünülmesi gereken sorular…”