Avrupa’da Kültürel Birlik için ortak proje

Avrupa Yahudi Cemaatleri Konseyi ECJC’nin (European Council of Jewish Communities) başlattığı proje Avrupa’da yaşayan Yahudiler ve Müslümanlar için aydınlık bir gelecek hedefliyor

Dünya
18 Haziran 2008 Çarşamba

13–15 Haziran tarihleri arasında Avrupa Yahudi Cemaatleri Konseyi’nin düzenlediği seminer, ECJC Başkanı Jonathan Joseph, İsveç Yahudi Cemaatleri Başkanı Lena Posner, Türkiyeli İşadamı Ruhi Uysen, İngiltere Hükümeti’nin Müslüman Cemiyetleri Danışmanı Mohammed Maqsood Ahmed, Topkapı sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, yazar Ayşe Kulin, çok sayıda büyükelçi, iş dünyasının önemli isimlerinin katılımı ile gerçekleşti.

Bugüne dek Avrupa’da Müslüman ve Yahudiler arasında dinlerarası diyalog girişimleri ön planda tutuldu. Ancak söz konusu girişimin esas amacı diyalogun kültürel temellere oturtulması. Program Türkiye’deki Müslüman-Yahudi birlikteliğinin tarhisel başarısı göz önünde bulundurularak oluşturuldu. Her yıl İstanbul, Berlin ve Stockholm gibi büyük kentlerde 3 seminerin düzenlenmesi öngörülen proje dinler arası diyalogların aksine, kültürel temelde işbirliğini hedefliyor.

Seminerlere Türkiye, KKTC, Almanya, İngiltere ve İsveç’ten Müslüman ve Musevi gençler katılıyor.  Aralarında avukat, tarihçi, sivil toplum çalışanları, gazeteci ve iş dünyasından genç profesyonellerin bulunduğu katılımcılar İlber Ortaylı ve Ayşe Kulin gibi değerli konuşmacılar ile görüş alışverişinde bulunma fırsatını elde ettiler.

Türk Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya projenin açılışında yaptığı konuşmada, gençlerin geleceği sağlam temeller üzerine inşa etmesi için kültürel gelişimin önemini vurguladı. Projenin mimarlarından ve eşbaşkanı Ruhi Üysen yaptığı açılış konuşmasında: ‘Bu medeniyette yüzyıllarca birlikte yaşayan Müslümanların ve Yahudilerin birlikte var olma başarısını, tüm dünya’ya örnek ve yol gösterici olmasını diliyoruz’ dedi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı seminerde yaptığı sunumda çağlar boyunca Yahudi ve Müslümanların gerek kültürel gerekse stratejik olarak çok yakın ilişki içinde olduğunu söyledi.  Bunun Judeo-Türk kültürü olarak ifade edilebileceğini söyleyen Ortaylı bu kültürün 16. yüzyılda rönesans, 19. yüzyılda da bir reform süreci yaşadığını vurguladı.

Hristiyan Avrupa’nın tarihte temel düşman olarak dini anlamda Yahudileri askeri anlamda da Türkleri hedef almış olmasının Judeo-Türk kültürünün gelişmesinde ve güçlenmesinde rol aldığını vurguladı. İslamın dinsel metinler ve adetler bakımından Yahudiliğe çok benzer olmasının tarihte iki dine mensup haklarında Endülüs’te başlattıkları güçlü birlikteliği Osmanlı’ya taşıdıklarını aktardı. 19. yüzyılda Jak Mandil Paşa’nın Tükçe’nin konuşma dili olarak yaygınlaşmasına büyük katkı sağladığını vurguladı. Türklerle Yahudilerin ortak bir mirası paylaştıklarını anlatan Ortaylı, Cumhuriyet’nin kurucu unsurları arasında yer alan Yahudilerin Türkiye’nin modernleşmesine eğitim ve kültürel anlamda önemli katkı sağladığının altını çizdi. Bu nedenle Modern İsrail devletini hemen tanıyan ve yakın ilişkiler geliştiren ilk Müslüman ükenin Türkiye olmasının çok doğal olduğunu belirtti. 

Toplantıda bir sunum yapan yazar Ayşe Kulin, İstanbul’a son tren adlı kitabında İkinci Dünya Savaşı sırasında Türk diplomatların Avrupa’da yaşayan Türk Yahudilerini toplama kapmlarından kurtarmak için gösterdiği üstün çabayı detaylarıyla anlattı.  Kulin, Türk İslam anlayışının bütünleştirici, şevkat, sevgi ve saygı aşılayıcı olduğunu söylerek laik cumhuriyetin bu anlayışı pekiştirdiğini vurguladı. 

Katılımcılar arasında bulunan Star gazetesinden Mustafa Akyol yaptığı konuşmada, Müslümanlar arasında antisemitizmin yeni bir sorun olduğunu belirterek, ‘İslam tarihsel olarak Yahudilikten sonra geldiği için temellerini aldığı bu din ile ilgili birçok metin ve tanımlama içeriyor, malesef radikal unsurlar bu metinlerden istediklerini kullanarak olumsuz yorumlara yer veriyorlar’ dedi.

Toplantıya katılan gazetemiz yazarlarından Haymi Behar, tarihsel anlamda yahudi düşmanlığının Hristiyan geleneği olduğunu belirterek günümüz Türkiye’sinde antisemitizmin siyasi mesaj vermek için farklı kesimlerce bir araç olarak kullanıldığını vurguladı. Yazarımız, Yahudilerin binlerce yıllık diaspora tecrübesinin bugün Avrupada yaşayan Türklerle birlikte önyargılarla mücadele konusunda ortak çalışmada kullanılması gerektiğinin altını çizdi.

Almanya Türk toplumundan katılan tarihçi Ufuk Topkara, ülkesinde Yahudi düşmanlığının yerini bugün Türklere karşı önyargıların aldığını söyleyerek, Yahudi soykırımının daha iyi anlatılmasının bugün Avrupa’da yaşayan Türkler ve diğer azınlıkların selameti için gerekli olduğunu söyledi.

Toplantıya İngiltereden katılan Pakistan kökenli siyasetçi Azhar Ali, İngiltere’de Antisemitizme karşı olan Müslümanların bir çatı altında toplandığını ve önyargılarla beraber mücadele etmenin gereğini vurguladı.