Geçtiğimiz hafta yurt içi ve yurt dışı piyasalar oldukça hareketliydi. ABD’nin önemli yatırım bankalarından Lehmann Brothers’ın ikinci çeyrekte önemli bir miktarda zarar açıklayacağını belirtmesi borsaların haftanın ilk günlerinde olumsuz seyretmesine sebep oldu. Buna rağmen perşembe deklare edilen ABD perakende satış verisinin beklentilerin üzerinde gelmesi ve cuma açıklanan ABD TÜFE rakamının piyasa beklentisinden yüksek olmaması sonucu cuma günü borsalarda bir miktar toparlanma olduğunu söyleyebilirim. Yurt içi piyasaya baktığımızda geçen hafta belirttiğim gibi Usd/Try’nin kritik bir seviyesi kırması sonucu bir miktar yükseldi; bununla birlikte politik ve ekonomik sorunları sonucu bono ve borsa oyuncularında oluşan olumsuzluk devam ediyor.
Yukarıda da belirttiğim gibi geçtiğimiz haftanın en önemli gelişmesi Lehmann Brothers’ın zarar açıklayacağını belirtmesi ve CFO’sunun işine son verilmesi oldu. Bu gelişmeleri mortgage ve kredi kriziyle birlikte karlılıkları oldukça azalan finansal kurumlardaki sorunların bitmediğinin bir göstergesi olarak yorumlayabiliriz. Bununla birlikte yatırım ve araştırma şirketleri önemli ABD yatırım şirketlerinin ikinci çeyrek beklenen karlılıklarını aşağı revize ediyor. Tüm dünyada borsaların lokomotifi olarak bilinen finansal kurumlar üzerindeki olumsuz havanın borsaya yansıması oldukça doğal. Ayrıca finansal kurumların zarar etmeye devam etmesi ABD ekonomisinde hala problem olduğunu gösteriyor çünkü finansal kurumlar ekonominin hızlı olduğu dönemlerde daha rahat mevduat toplar, kredi verir ve bu gelişmelere bağlı olarak karlılıkları artar. Haftanın diğer önemli gelişmelerine baktığımızda Perşembe günü deklare edilen perakende satış verilerinin beklenen seviyelerin üzerinde gelmesi ve Mayıs ayı ABD TÜFE rakamlarının beklentiyi aşmaması piyasaların moralini artırmışa benziyor. Bu gelişmelerin dışında FED’in faiz indirim sürecinin sonuna gelindiğini işaret eden açıklamalar sonucu dolar diğer gelişmiş para birimleri karşısında değer kazandı. Aşağı yönlü hareketlerde önemli bir destek seviyesini test eden Eur/Usd paritesinin bu noktayı kırması durumunda yukarı yönlü hareketin trendin en azından kısa vadede kırılabileceği kanaatindeyim. Avrupa ekonomisinin durumunu incelediğimde enflasyon oranının düşmemesine rağmen dünyadaki yavaşlamanın etkilerinin Avrupa’da da bir miktar hissedildiği ortada. Sonuç olarak bu koşullar altında Eur/Usd paritesinin kısa vadede yeni bir rekor kıracağını tahmin etmiyorum.
Yurt içi piyasalarda özellikle bono ve borsa tarafında olumsuz bir havanın devam ettiğini söyleyebiliriz. Gösterge bononun faizi şu anda 2007 Ocak ayındaki seviyelerde. IMKB ise bu senenin başında en kötü senaryo olarak nitelendirilen 38,000 seviyesine kadar geriledi ve kısa vadede yukarı yönlü keskin bir hareket yapacağını sanmıyorum. Bununla birlikte döviz piyasasında YTL bir miktar değer kaybetse de diğer gelişmekte olan ülkelere göre oldukça iyi durumda. Geçtiğimiz hafta G. Afrika Merkez Bankası’nın 100 baz puan beklenirken 50 baz puan faiz artışı yapması ve faiz artırımlarının devam edeceğine işaret etmemesi YTL’ye bir miktar giriş olmasına sebep oldu. Ayrıca yatırımcıların bu hafta yapılacak olan TCMB faiz toplantısında en az 50 baz puanlık faiz artırımı yapması beklediğini ve faiz artırımlarının gelecek ay da devam edeceğini fiyatladığını söyleyebilirim.
Önümüzdeki hafta yurt dışı piyasalar için kritik bir hafta. Şu an için ABD’de yaşanan büyüme sorununun yerini enflasyon endişesine bıraktığını düşünüyorum. Dolayısıyla bu hafta açıklanacak olan Avrupa ve ABD enflasyon verileri son iki haftada gerileyen borsaların seyrini belirlemesinde önemli bir rol oynayacaktır. Bununla birlikte TCMB’nin ne kadar faiz artıracağı ve sonrasında artırımlara devam edip etmeyeceği konusunda vereceği sinyaller bono ve döviz piyasasını yakından ilgilendiriyor. 50 baz puan üzerinde bir faiz artırımı ve artırımların devam edeceğinin işaret edilmesi durumunda YTL’nin çekiciliği kısa vadede artacaktır.