Tüm dünyada ekonomik krizin yaşandığı şu günlerde bankalardan tek kötü kredi almayan ülke Hindistan. Geçtiğimiz yıl ekonomide yüzde 9.1'lik alanda büyüme yaşayan bu ülkenin Türkiye'ye de birçok yatırım yapacağı konuşuluyor. Kasım ayının son haftasında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Hindistan'a yapacağı ziyaretle birlikte bu yatırımlar açıklığa kavuşacak.
Başbakan Tayyip Erdoğan, 20 - 24 Kasım tarihleri arasında Hindistan'ı ziyaret etmeyi planlıyor. Ekonomik açıdan gelişmekte olan ve tüm dikkatleri üzerine çeken bu ülke, Türkiye'ye yaptığı yatırımlarla da adından söz ettiriyor. Peki ama Hindistan'ın yükselişe geçmesini sağlayan sebepler neydi? Hindistan şu anda dünya ekonomisinde hangi konumda? Herkes şu anda bu konuları tartışıyor ve merakla Hindistan'da nasıl gelişmeler olacağını izliyor.
Dünyanın en hızlı büyüyen altı ekonomisinden bir tanesi olan Hindistan, 2001 yılında yapılan açıklamalara göre satın alma gücü paritesi bağlamında dünyada dördüncü durumda gösterilmiştir. İş ve yasal düzenlemeler ortamı gelişmekte ve sürekli iyileşme yönünde ilerlemekte olan bu ülkenin omurgası, yüksek derecede yetenek sahibi, becerikli ve ingilizce konuşabilen insan kaynağına dayanıyor. Son birkaç yıldır Hindistan ekonomisi, satın alma gücü giderek artan üç yüz milyondan fazla orta sınıf mensubunu bir araya getiren enerjik, hızla büyüyen bir tüketim pazarına dönüşmeye başladı. Hindistan, bir yandan tüketim malları için büyük bir Pazar sunarken, diğer yandan üretim temelini modernize etmek için ana mallar ve teknoloji ithal ediyor. Bol ve çeşitli doğal kaynaklar, sağlıklı ekonomi, endüstri, pazar temeli ve yüksek derecede yetenek ve beceri sahibi insan kaynakları ise Hindistan'ı, yüksek kar potansiyeli taşıdığı tartışmasız iş ve yatırım olanakları için hedef haline getiriyor. Hükümet tarafından, Hindistan pazarını liberalize etmek ve global ekonomiyle bütünleşmesini sağlamak amacıyla geçen birkaç yıl içinde uygulamaya sokulan geniş etkili tedbirler geniş kesimler tarafından takdirle karşılanıyor. Bu sayede de 2002 - 2007 yılları arasında Hindistan ekonomisinde yüzde 8'lik bir büyüme yaşandı. Ülkenin bu büyümesi ise tüm dikkatleri üzerine çekti. Birçok alanda da bu yüzden araştırmalar ve açıklamalar yapıldı. Bunlardan biri ise ekim ayının son haftası Gaziantep Üniversitesi'nde Hindistan Ankara Büyükelçi Vekili Maslahatgüzar Sayın S.K Verma tarafından “Hindistan Ekonomisi ve Türkiye-Hindistan Ticari İlişkileri” konulu bir konferans düzenlendi.
İletişim sektörü Hindistan'ın
en büyük sermayelerinden biri
Konferansın açılış konuşmasını yapan Yrd. Doç. Dr. Abdüllatif Çeviker, finans sektörü küresel ölçekte bir krizin içinde olduğunu söyledi. Çeviker, “Krizin reel sektöre de aksetmesi halinde hepimizin günlük yaşamına olumsuz yansıyacağını söyleyebiliriz. Fakat biz burada felaket senaryolarını dile getirerek krize psikolojik altyapı sağlamaktan ziyade ekonomik refah, kültürel yakınlaşma ve uluslar arası barışa zemin hazırlayan dış ticareti ve gelişme yolunda bir başarı öyküsünü konuşmak üzere toplandık. Günümüzde gelişmiş ülkelerle dünyanın geri kalanı arasında gelir farklılaşmaları gittikçe artmaktadır. Bir yanda dünya nüfusunun %16sını oluşturan gelişmiş ülkelerin toplam gelirden %81lik pay alması, diğer yandaysa nüfusun %40’ını barındıran ülkelerin gelirin sadece %3’üne sahip olması farklılaşmanın derinliğini göstermektedir. Bu uçurumu kapatma çabasındaki gelişen ülkeler yenilikçi sektörlere önem verdiği ölçüde başarılı olmaktadır. Bu bağlamda innovatif özellikleriyle öne çıkan bilişim sektörünün söz konusu ülkelere önemli bir enerji sağladığı görülmektedir. Buna en çarpıcı örnek Hindistan’dır. Geleneksel sektörlerdeki başarısının yanı sıra, tüm dünyaya arz ettiği enformasyon ve iletişim teknolojisi ürünleri Hindistan’a önemli gelir artışı sağlamıştır. Bugün hayatımızda önemli yer tutan yazılımların çoğunu Hintli uzmanlar hazırlamaktadır. CRM call center gibi bilişim teknolojilerinin imkân tanıdığı hizmet sektörünün yeni ürünleri Hindistan’ın önemli ihraç kalemlerindendir” diye konuştu.
Hindistan’ın dünyanın ikinci en büyük nüfusuna sahip, demokratik bir ülke olduğunu söyleyen Büyükelçi vekili Verma, “Hindistan, 2007 yılı satın alma paritesi dikkate alındığında, dördüncü büyük ekonomiye sahip, Dünya Bankası verilerine göre, 3 Trilyon Amerikan Dolarından daha fazladır. Global rekabette belirgin bir avantaj sağlayan Avrupa Birliği ülkelerinin nüfusuna yakın ve Amerika nüfusundan fazla dünya standartlarında kalifiye idari ve teknik işgücüne sahip, orta sınıf nüfusu vardır. Hindistan’ın dinamik ve yüksek rekabet gücüne sahip özel sektör, uzun süredir ekonominin belkemiğini oluşturmakta olup doğrudan yabancı yatırımlar, ortak teşebbüsler ve işbirlikleri için önemli bir alan oluşturmaktadır” diye konuştu ve sözlerine “Asya Kalkınma Bankası 2006 - 2012 yılları için yüzde 9’a yakın bir ortalama büyüme oranı öngörmektedir. Büyük döviz rezervlerine dayanarak, Dünya Bankasına ve Asya Kalkınma Bankasına olan ‘yüksek maliyetli’ 3 milyar Amerikan Dolarlık kredilerde erken ödemeler yapılmıştır ve diğer krediler için de erken ödemeler değerlendirilmektedir”diyerek devam etti. Günümüzde Türkiye’den Hindistan’a, haşhaş tohumu, mermer ve traverten, tekstil makineleri, tekstil kumaşları, diğer makineler, halı ve yer döşemeleri, kimyon tohumu ihraç edilmektedir. Hindistan’dan Türkiye’ye ise, organik kimyasallar, pamuk / pamuk ipliği, sentetik lifler, plastik / plastik ürünleri, dericilikte kullanılan kimyasallar ve boyalar, işlenmemiş çinko, demir çelik / ürünleri, ipek ve ipekli ürünler, jüt ve ürünleri, halı ve pamuklu yer döşemeleri, bayan bluzları ve etekleri, otomotiv parçaları ile küçük elektrikli aletler ihraç ediliyor. Yani iki ülke arasındaki ekonomik bağ her geçen gün artıyor. Erdoğan'ın ziyaretinin ise ikili ilişkilere yeni bir ivme kazandıracağı ümidini dile getiriyor.
İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmemesi için hiçbir sebep göremediklerini vurgulayan Hindistanlı diplomatlar, Erdoğan'ın ziyareti sırasında imzalanacak anlaşmalarla bunu sağlayacak mekanizmaların kurulabileceğini düşünüyor. Yapılan resmi açıklamalara göre Hindistan'la Türkiye arasındaki dış ticaret hacmi geçtiğimiz yıl 2,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamın bu yıl 3 milyar doları aşması bekleniyor. Yalnız ticaret anlamında Türkiye aleyhine yedi kat gibi ciddi bir açık bullunuyor. Yeni Delhi, Türkiye'ye istihdama katkıda bulunan ham ve yarı mamul maddelerin ihracatı yaptıklarına dikkat çekerek, bu açığın dezavantaj olarak görülmemesini istiyor. Türk işadamlarının, Hindistan'da üretecekleri malları çevre ülkelere pazarlama fırsatı bulunuyor. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, kısa süre içerisinde iki ülkenin ticarethacmini on milyar dolara çıkarma hedefini açıklamıştı. Ayrıca bilgi teknolojilerinde önemli deneyime sahip Hindistan, bilim ve teknolojide de Türkiye ile işbirliği imkânlarının geliştirilmesini hedefliyor. Zaten bu anlamda Yeni Delhi hükümeti bu amaçla her yıl onlarca Türk akademisyeni ağırlıyor.
Geçtiğimiz yıl Hindistan'da
yüzde 9,1'lik büyüme yaşandı
Bütün bu büyüme adımlarından dolayı Asya'nın büyüyen devi olarak da ilan edilen Hindistan, geçtiğimiz yıl yüzde 9,1'lik bir büyüme oranı yakalamıştı. Satın alma gücü paritesine göre dünyanın 4. büyük ekonomisi, demografik gücüyle de küresel bir güç olarak yükseliyor. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nı imzalamamasına rağmen uluslararası piyasadan nükleer materyal satın alabilen Hindistan, yakın zamanda ABD ile de nükleer işbirliği anlaşmazı imzalayacak. Sadece Türkiye ile olan ilişkisinde değil, tüm dünya ekonomisinde de etkili olan Hindistan, Dünya Bankası’nın satınalma gücü paritesine göre yaptığı sıralamada beşinci sırada yer alıyor. Üstelik büyük bir ekonomik krizin yaşandığı şu günlerde, bankalar tarhinin en kötü dönemini yaşarken, dünyanın dört bir yanından insanlar paralarını bankalardan çekmesine rağmen Hindistan'dan hiçbir hareket yok. Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de bankaların müşterileri kapı önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Hindistanlılar özel bankalardaki paralarını çekerek yatırımlarını devlet bankasına aktarıyor. Zira uluslararası bağlantısı bulunan bankaların bir anda çökeceğinden korkuyor. Hindistan'ı ekonomik çöküntünün dışında tutan ise ülkenin büyüme potansiyelini engellediği için eleştirilen ekonomik düzenlemeler. Ayrıca batıda bankalar tek tek batarken bir tek Hindistan kötü bir kredi almadı. Ama tabi onların da sıkıntısı var. Hindistan'daki devlet bankasının sıkı politikası ağır bürokrasi işlemlerini epey yavaşlatıyor. En basit işlemlerin yapılması bile birkaç saat sürüyor. Bu da ülkenin ekonomisinin yavaş ama iyi bir şekilde büyümesini sağlarken, tüm dünyanın dikkatini kendisine çekiyor. Son on yılda birçok alanda iddialı atılımlar yapan Hindistan'ın ileride daha önemli işlere imza atması bekleniyor. Bakalım Erdoğan'ın ziyareti sonrası ise ülkemizle Hindistan arasında ne gibi büyük işler ortaklaşa gerçekleştirilecek?
Kaynakça: Gaziantep Üniversitesi Haber Merkezi ve Anadolu Ajansı