“Kuş gibi estetik”

Önümüze NBA hakkında bir anket hazırlayıp koysalar, ve NBA tarihinin en iyi ilk beşini sayın deseler, Michael Jordan’dan sonra, akla gelen ikinci kişi Larry Bird’tür. O senelerde NBA sevdamın da doruklara çıkmasının en büyük etkeni de Celtics forması giyen bu sarışın adamdır

Spor
19 Kasım 2008 Çarşamba

Selim ÇİPRUT

Bird,7 Aralık 1956 yılında Indiana’da dünyaya geldi. Ailesinin ekonomik sıkıntıda olması ona kabus gibi bir çocukluk yaşatmıştı. 1988 yılında basketbol dergisine verdiğinde şu sözleri ilginçti: “Annem bankaya olan borcumuzu her ödemeye gittiğinde, çeşitli mazeretlerle bu borcu erteliyordu. Biz, onun için her şeyden önce geliyorduk. Banka müdürüne, oğullarım mı daha önce gelir? Yoksa siz mi? Sorusunu sorduktan sonra, bana yeni bir çift ayakkabı aldığında, annem gözümde azize olmuştu.’’

Bird dergiye verdiği röportajında   o günlerde yaşadığı sefaletin ileride yaşanacak başarılı bir kariyerinde tetikçisi olduğunu söylüyordu. 1975 yılında ailesi boşandı ve babası intihar ettiğinde, hayatı tek kelime ile cehennem olmuştu. West Baden Lisesi’nde basketbol oynayarak en azından acılarını ve sıkıntılarını unutuyordu. Çelimsiz yapısı nedeniyle arkadaşları tarafından hor görülse de, ondaki kabiliyet ve yürek hiçbir takım arkadaşında yoktu. Koçu Jim Jones’un ondaki yeteneği keşfetmesi ve ona verdiği destekle kendini gün geçtikçe geliştirmeye başladı. Jonasie, onun tek kelime ile vaftiz babasıydı. Diğer sevdası olan beyzbol ve amerikan futbolundan vazgeçmişti, onun için artık tek aşk vardı: Basketbol.

1974 yılında Indiana Üniversitesi’nde basketbol bursu kazandı. Takım arkadaşları tarafından dışlanmaya fazla dayanamayıp üniversiteyi terk etti. Doğduğu kente dönüp işe başladı, her türlü ayak işinde  çalıştı: çöp topladı, yolların inşaatında çalıştı, kar küredi. Para kazanmak için ne gerekiyorsa yaptı, bu ara zarfında Hancock Tamirhane takımı için basketbol oynamaya başladı. Bir  senenin  ardından tekrar şansını denemek üzere Indiana Üniversitesi’nin yolunu tuttu.

Bu sefer koçu Bob King, Bird’un hiçbir şekilde ezilmesine izin vermedi. Bird çok çalışıyor ve göz kamaştırıyordu. 1979 NCAA şampiyonluk maçında ileride, en büyük rakibi ama en iyi dostlarından biri olacak Earvin “Magic”Johnson’un takımına yeniliyorlardı. Üç sene NCAA’da oynadı ve gelmiş geçmiş en skorer beşinci oyuncu oldu. Maç başına ortalaması 30.3 idi. 1979 NBA draftlarında Boston Celtics, onu en iyi draft ilan etti. Seneliği 650.000 dolar  karşılığında sözleşme imzaladı. Bu, NBA tarihinin gelmiş geçmiş en yüksek ücreti alan çaylak oyuncusu olmasını sağladı.

Magic Johnson da onunla aynı yıl NBA’e draft olmuştu. 1980’de yılın çaylak oyuncusu seçildi ve all-star karmasına alındı.  Sonraki  yıl  gelecek iki oyuncu  ve  Bird ile Celtics’te tarihinin en güzel yıllarını yaşayacaktı.  Gelen oyuncular Kevin Mchale ve Robert Parish idi. Ve takım  NBA tarihinde ki ilk şampiyonluğu yaşadı, finalde Houston Rockets’i yenip bu unvana ulaşmışlardı. Altı  ayaklı final serisinde Bird’un sayı ortalaması 15.3 idi. 1982-1987 seneleri  ise inanılmaz şekilde Lakers-Celtics çekişmelerine sahne oluyordu. Bir tarafta Magic Johnson, diğer tarafta Larry Bird. Amerika adeta nefeslerini tutup bu maçlara kilitleniyordu. Gazetelerde bu final günlerinde değişmeyen tek manşet vardı :”Magic, Bird’e karşı”. 1984 finalinde yedinci maçta Lakers’ı 111-102 yendiklerinde Bird’un ortalaması 27.4 idi. O sene Bird, MVP ödülünü de almıştı. Fakat 1985 yılında Lakers ,rövanşı altı maç sonunda alıyor, kupayı da Boston Garden’da kaldırıyordu. 1986 yılında ise bu sefer finalde ki rakip, Houston Rockets idi. Altı  maçın ardından Celtics ile  Bird, üçüncü şampiyonluğuna uzanıyordu. Bird o sene de “MVP player” ödülünü aldı, üstelik NBA kariyerinin en iyi sezonunu yaşamıştı. O senelerde yaşayan basketbol duayenleri gelmiş geçmiş en heyecanlı NBA sezonu olduğuna hemfikirlerdi. Magic-Bird çekişmesi gibisi asla gelmemişti. Magic Johnson ile saha dışında da yakın arkadaşlardı, hatta beraber kamera karşısına bile geçmişlerdi. Bird’un jübile maçında da ona teşekkür kupasını veren ve ona dakikalarca  sarılıp,gözyaşı döken kişi de Magic Johnson idi. Onun için tek bir kelime kullanıyordu:”Ebedi Dostum”.

Bird, başarılı kariyerinin dışında koçluk kariyerinde de çok iyi yerlere geldi. 1998 yılında NBA in en iyi koçu seçildi. Doğduğu şehir olan Indiana’nın Pacers takımın başkanlığına kadarda ulaşmıştı. Anlayacağınız basketbol aşkı hala içini yakıp kavuruyor Bird’un. Bana basketbolu sevdiren bu adama bütün basketbolseverler adına teşekkür ediyorum.

Yolun açık olsun Bird.