İzmir Beth İsrael Sinagogu bir düğüne daha ev sahipliği yaptı… Ancak bu kez gelin İstanbul’dan damat ise İzmirli...
Ester YANNİER / İzmir
Geçmişte cemaat idarecileriyle birlikte İzmir’e gittiğimde Karataş semtinde bulunan İzmir’in en büyük sinagogu -ki günümüzde düğünler orada gerçekleşiyor- Beth İsrael’i gördüğümde orada bir düğüne tanık olmayı dilemiştim. 30 Kasım Pazar günü İstanbul’dan Silvet - Murat Hiçkalmaz’ın kızları Rayka ile İzmirli Ester-Nesim Telyaz ailesinin oğulları Ari’nin düğün töreni ile bu dileğim gerçekleşti…
İstanbul’dan sonra Yahudi cemaatinin yoğun olduğu İzmir’de, gençler ya yurt dışına ya da İstanbul’da yaşamayı tercih ediyorlar. Bunun neticesinde ise 2008 yılında Beth İsrael Sinagogu’nda sekiz düğün yapılmış…
100 yıllık bir tarihe sahip olan Beth İsrael Sinagogu, yüksek tavanı, ahşap Ehal’i ile çok ihtişamlı…
Sinagogun sıralarını dolduran İzmir kökenliler için düğün olağan akışında seyrederken, biz İstanbullular için oldukça değişikti…
Merak edenler için İzmir’de düğünler böyle…
Damadın tüm ailesi gelini almaya gelirken, damat sinagogda arkadaşlarıyla misafirleri karşılıyor… Gelin hanım gelince de bir mendil içinde tuttuğu bolluk, bereket ve zenginliği simgeleyen bademşekeri pirinç ve bozuk paraları başının üstünden döküyor, tek başına içeri giriyor… Gelin babasının kolunda ve kortej eşliğinde içeri girdikten sonra ortaya yerleştirilmiş sandalyeye oturuyor ona kendi ailesinden ve damadın ailesinden birer genç hanım tanıklık etmek üzere eşlik ediyor. Damat onların tanıklığında yüzüğü takıyor,
“Bet Amigdaş’ın yıkılışını simgeleyen bardağı kırıyor ve daha sonra ketubayı imzalamadan önce elinde tuttuğu beyaz mendili hastalıkta ve sağlıkta eşine karşı tüm görevlerini yerine getireceğinin kanıtı olarak hahama veriyor… Daha sonra gelini alarak tevada hanımlar için hazırlanmış yere oturtuyor. Gelin, anne ve kayınvalidesiyle teva önünde yukarıda, damat ise birkaç basamak aşağıda babası ve kayın pederi ile yerlerini alıyorlar… Bu arada genç çiftin yakınları ve arkadaşları davetlilere düğün şekerlerini dağıtıyorlar… Daha sonra aileler çocuklarına talled atıyor ve haham şarap eşliğinde çifte yedi kutsama duası okuyor… İzmir geleneklerine göre ehal açılmıyor…
Düğünden hemen sonra “Kezada töreni” gerçekleşiyor… Badem ezmesinden yapılan kezadada, bir ev üzerine oturtulmuş bir çift kuş ve bereketi simgeleyen objeler bulunuyor. Yeni evli çiftinin başının üstünde gençler tarafından parçalanırken bir aile büyüğü geline ithafen “Yo te parto esta kezada, para ke turez bien kazada, kon ijos, kon bienes, i marido fin a la viejez” (Bu kezadayı, çocuklarınla ve zenginliklerle evliliğinin uzun yıllar sürmesi, eşinle birlikte yaşlanman dileklerimle parçalıyorum) sözleriyle geleneği yerine getiriyor…
İzmir’de düğünler böyle… Başka bir şehirde kim bilir nasıl… Ancak bizi biz yapan geleneklerimizin yaşatıldığına tanık olmak çok anlamlı bir duygu…
Hiçkalmaz ve Telyaz ailelerini kutlar, genç evlilere bir ömür boyu mutluluklar dileriz…