Şila Kalvo, Hindistan seyahatlerinde Mumbai kentindeki Nariman House Habad Evi’nde, Rivka ve Gavriel Holtzberg’in sıcak aile ortamının ve Şabat sofrasının konuğu olmuştu. Geçtiğimiz hafta Habad Evi, birçok kişinin ölümüne neden olan Mumbai’deki terör saldırılarının hedeflerinden biri oldu. Teröristlerce rehin alınan Rivka ve Gavriel Holtzberg evdeki konukları ile birlikte yaşamlarını yitirdiler.
Şila Kalvo’nun, Holtzbergler ve Habad Evi hakkındaki izlenim ve duygularını kaleme aldığı yazısını aktarıyoruz.
Uzakdoğu’da evden uzak bir ay…
Bana göre uzun bir süre evden uzak olunca ev gibi bir yerin insana nasıl iyi geldiğini kelimelerle tarif etmekte şu an dahi güçlük çekiyorum. Ancak belki böyle bir deneyim yaşayanlar hissettiklerimi anlayabileceklerdir.
Hayatımda ilk kez evden bu kadar uzak kalmam bu yılın Mayıs ayıydı… İş seyahati nedeniyle 15 gün Çin’de bulunduktan sonra, eve geri dönme şansım olmadan doğrudan Hindistan’a hareket ettim. Hindistan’da da 15 gün kalmak zorunda olduğum için farklı kültürlerle tanışmanın keyfini tadarken, tanıdık tatların özlemini de artık duymaya başlamıştım. Orada bulunduğum ilk günlerde Rabi Mendy’den Mumbai’deki Habad evinin iletişim bilgilerini edindim.
Holtzbergler’le tanışma…
Uzun bir iş gününde Rabi Gavi’yi aradım. Kısa bir sohbetten sonra beni Şabat yemeğine davet etti. Bir Cuma akşamüstünde işten aceleyle çıkıp oldukça karmaşık yapılı ve yoğun trafikli Mumbai’de, vaktinde orada olamamaktan ve evi bulamamaktan ötürü duyduğum endişe ile Nariman House’u aramaya koyuldum.
İki buçuk saatlik yolculuktan sonra, biraz da olsa geç kalmış olmanın verdiği huzursuzlukla Holtzberg’lerin evine vardığımda Rivka’nın sıcak karşılaması çok rahatlatıcıydı. Habad evinde farklı ülkelerden gelmiş, değişik yaşlarda pek çok Yahudi misafir bulunuyordu. Rivka beni misafirlerle tanıştırdıktan sonra sohbet ortamı içerisinde sinagogdan gelecek diğer misafirleri ve Rabi Gavi’yi bekledik.Birlikte ilk Şabat yemeği…
Tüm misafirler toplandığında Şabat duası okundu. Hamotsi sırasında Holtzberg’lerin iki yaşındaki dünya tatlısı oğulları bolca gürültü çıkartıp ilgiyi üstüne çekmeyi başardı. Duanın ardından yemeğe başladık. Rivka’nın sıcak karşılaması ve misafirperverliği sayesinde konukların kaynaşıp yakınlık kurmasından sonra lezzetli ve tanıdık yiyeceklerin servis edilmesi çölde vaha bulmak gibiydi.Hem farklı, hem aynı…
Yemek sırasında; tüm konuklar kendilerini tanıttılar, hangi ülkelerden geldiklerini, ne amaçla Mumbai’de bulunduklarını anlattılar. O anda fark ettim ki dünyanın neresinden, hangi amaçla Hindistan’a gelmiş olursak olalım, köklerimizin aynı olması, yıllardır tanışıyormuşuz gibi bir hisse kapılmamıza neden oluyordu. Özünde her birimiz farklı hayatlar yaşıyorduk ama aynı masanın etrafında bir bütünün birbiriyle örtüşen parçalarıydık. Hem farklı, hem aynı… Yahudileri birleştiren unsurun ne olabileceğini hep düşünmüşümdür. Oysa cevap bir Şabat masası etrafında buluşabilmek ve Şabat masası sohbeti edebiliyor olmak belki de... Ben bunu Hindistan’ın Mumbai kentinde; Holtzbergler’in evinde, bir Şabat akşam yemeğinde öğrendim…
Habad evine konuk olduğum farklı zamanlarda pek çok renkli sima ile karşılaştım: İsrail’in Mumbai Konsolosu ile Mumbai hapishanelerinden iki yıl süren zorlu bir uğraş sonucunda kurtardığı iki İsrail vatandaşı; 4 aydır Hindistan’ı karış karış gezmekte olan genç bir çift, elmas tüccarları, araştırma için gelmiş sosyolog grubu… Öte yandan belli ki iş için Hindistan’a yerleşmiş Yahudi aileler de bir araya gelmek için Habad evini tercih etmekteydiler. Bu güzel Şabat ortamı sırasında tanıştığım bazı insanlarla dostluğumuz artarak devam ediyor.
Mumbai’de bana ait bir oda…
Kaldığım otel, Habad evine oldukça uzak mesafede olduğu için, Şabat yemeği sonrasında da Holtzberg’ler beni yatılı misafir olarak ağırladılar. Bana sundukları küçük ama son derece temiz oda; pek çok yıldızlı otelimden çok daha sempatik ve sıcak göründü bana… Şüphesiz Rabi Gavi ve eşi Rivka, iş ya da gezmek amacıyla dünyanın değişik yerlerinden gelen Yahudilere sıcak bir ev ortamı sağlayan içten insanlardı…
Rivka: “Hindular çok sıcakinsanlar, Hindistan güvenli bir ülke”
Holtzberg’leri ilk Hindistan seyahatimde ve Temmuz 2008’de Mumbai’e tekrar gittiğimde birkaç kez ziyaret etme fırsatı buldum. İlk kez evlerine konuk olduğum Şabat yemeğinde Rivka’yla sohbet ederken İstanbul’da Rabi Mendy ve Chaya ile bir gün kaldıklarını öğrendim. Rivka’nın İstanbul izlenimleri beni çok şaşırttı çünkü İstanbul’u tehlikeli ve yaşaması zor bir şehir olarak nitelendiriyordu. Şaşkınlığımı kendisiyle paylaştım ve benim görüşüme göre ise Mumbai’de yaşamanın çok zor ve tehlikeli olduğunu ifade ettim. Rivka benim yanıldığıma inanıyordu. Hindu’ların çok barışçı yapıda olduklarını ve yaşamlarında hiçbir tehlike hissetmediklerini anlattı.
Hindistan’ın 11 Eylül’ü…
Rivka’nın haklı olmasını ve yanılmış olmayı çok isterdim. Hayatımda belki ilk kez yanılmadığım için bu kadar büyük bir acı ve üzüntü içerisindeyim. “Hindistan’ın 11 Eylül’ü” olarak basında yer alan ve ülkemizde de büyük yankı uyandıran terör olayları maalesef Rabi Gavi ve Rivka’yı kaybetmemize neden oldu…
Holtzberg’lere veda…
Rehin kaldıkları süre için kurtulmuş olmalarını ummak ve dua etmekten başka bir şey elimizden gelmezken, bugün onları ve evlerinde misafir olanları kaybetmiş olduğumuzu duydum. Büyük bir üzüntü içerisindeyim…
Küçük Moşe’nin kurtulmuş olması sevindirici bir teselli nedeni oldu ancak böylesine içten ve doğru bir çiftin, bu denli talihsiz bir şekilde ve bu kadar genç yaşta vefat etmelerinden ötürü üzüntüm çok büyük… Hepimizin başı sağ olsun.?Varşova Gettosu restorasyon projesi tamamlandı