Mucizeler: Bugünlerde, bu şartlarda...

Kavram
24 Aralık 2008 Çarşamba

Rav Mendy Chitrik'in geçtiğimiz hafta Aşkenaz Sinagogu’nda yaptığı konuşmadan alınmıştır

Hanuka Mucizesi’nin hikayesini kim bilmez ki? Bir günde tükenmesi gereken bir testi yağ 8 gün dayanmıştı. Ya bugün? Bugün artık mucizeleri kendimiz yaratmamız gerekiyor çünkü bugün bizzat mucizeci insanlar haline gelmemiz gereken gündür. Bugün oturduğumuz yerden kalkmalı ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeliyiz. Işık, iyilik ve yardımseverlikle dolu bir yer...

***

Adamın biri hahamın evini ziyaret etmiş. "Haham efendi, bu mahallede yaşayan çok yoksul bir ailenin içinde bulundukları oldukça kötü duruma dikkatinizi çekmek isterim. Baba olmuş, anne çalışamayacak kadar hasta ve dokuz çocuk açlıktan sürünüyorlar. Eğer bir hayırsever onların 400 dolarlık kirasını acilen ödemezse bu aile bu kış soğugunda sokaklara atılacak" demiş. "Gerçekten çok kötü bir durum." demiş telaşla haham ve eklemiş "Sizin kim olduğunuzu öğrenebilir miyim, bir mahsuru yoksa?" Üzgün ziyaretçi bu sorudan sonra gözyaşlarına hakim olamayarak hıçkırıklar içinde cevap vermiş: "Ben bu zavallı ailenin ev sahibiyim."

***

Hepimiz global mali krizden bir şekilde etkilenmiş durumdayız. Hepimiz tasarruf yapmaya, kemer sıkmaya, harcamalarımızı dikkatli yapmaya gayret gösteriyoruz. Kriz henüz sona ermedi ve birçok kişi tümüyle batmamak için çaba sarfetmekte. Kredilerin kesildiği, iflasların arttığı, işşizligin kol gezdiği bir dönemdeyiz. Gelecek haftanın peraşası olan Miketz'te eski Mısır'daki 7 yıl süren bolluk ve bereketi takiben gelen 7 yıllık kıtlık, açlık ve sefaleti okuyacağız. Ve kehanet bir kere daha gerçekleşerek şimdilerde de bu zor döneme yeniden girmiş bulunmaktayız. Bu demektir ki, toplumsal sorumluluklarımızı tekrar hatırlamanın ve gereğini yapmamızın vakti gelmiş durumdadır. Bu haftanın Aftara'sında Peygamber Amos'un sözlerine kulak verelim: "Ve T-nrı şöyle buyurdu: Üç büyük günahı affedebilirim. Ama dördüncüsü olan 'değerli kişileri para, fakirleri bir çift ayakkabı uğruna satma' günahını affetmem." Bazen, o yıl yeteri kadar para kazanmadığımız veya bir darboğaza girdiğimiz için başkalarını da feda edebileceğimiz hissine kapılırız. Daha ucuza calışacak genç ve tecrübesiz elemanlar almak için yaşlı ve tecrübelilerin işine son veririz. İşine son vermeyi düşündüğümüz kişinin de bir ailesi, bakmakla yükümlü olduğu yaşlı anne ve babası, okulda okumakta olan çocukları olabileceğini ve kenara koyduğu parası olamayabileceğini aklımızdan çıkarmayalım. Birini işten çıkarmadan önce iki kere değil üç belki de dört kere düsünmeliyiz. "Bir çift ayakkabı" için mi bu kişinin işine son verdiğimizi kendimize soralım. Birkaç ay dişimizi sıksak belki bu kardeşlerimizi de kurtarabileceğimizi hesap edelim. Umutsuzluğa kapılmış birini gördüğümüzde ona yardımcı olmaya çalısalım. Eleman arayan birine yönlendirelim veya kendi işyerimizde ek bir pozisyon yaratmayı düsünelim. Bundan daha büyük bir iyilik olamayacağını ve birbirimize yardım etmenin ne denli yüce bir mitzva olduğunu hep aklımızda tutalım.

***

Ve bütün bunlar olurken Hanuka da başladı başlayacak. Birbirimize yardım ederek ve sahip çıkarak krizi atlatmak kendimize bağlı. Bu stresli zamanlarda omuz omuza verelim, birbirimize destek hatta kefil olalım. Bolluk zamanında elimizdekini başkalarıyla paylaşmak marifet degildir, marifet zor zamanlarda da elde ve avuçtakini paylaşmayı bilmektir. Bir günlük yağın yalnızca sekiz gün değil sonsuza kadar dayanması için elimizdekini başkalarıyla paylaşmayı tercih edelim. Bu dünyayı daha iyi ve daha aydınlık bir yer haline getirelim. Gerçekleşmesi bize bağlı olan bu mucizeyi bugün hayata geçirelim. Hag Hanuka Sameah - hepinize Mutlu Hanuka diliyorum.