Boğazın her iki yakasından tatlı nağmeler...

Yılın son günlerini olağanüstü müzikal tadlar ile kapatmışken, diğerinin ilk haftaları hiç de geri kalmıyor..!

-
7 Ocak 2009 Çarşamba

2008 yılını olağanüstü üç performans ile tamamladık – tümü de aynı hafta içerisindeydi..! Yılın son  gösterisi, 28 Aralık akşamı İş-Sanat’da izlediğimiz,  Beer-Sheva kökenli Kamea Dans Grubu’nun, Carl Orff bestesi “Carmina Burana”nın çağdaş bale yorumuydu... Bu satırların yazarı, modern danstan hiç anlamaz – ancak gerek sevgili eşi, gerekse çıkışta yorumlarda bulunan “uzman kişiler” gösteriyi çok beğendi... Bu yıl “konsept dinletileri” ile başarılı bir program sürdüren Borusan Filarmoni Orkestrası’ndan 25 Aralık akşamı George (Gershowitz) Gershwin’in “Paris’te bir Amerikalı” senfonik şiiri ile genç Fransız sanatçısı Cedrig Tiberghien’den Fa Majör Piyano Konçertosu’nu dinledik, ikinci yarıda ise siyahi soprano Indra Thomas önce “Porgy and Bess” operasından iki arya ve ardından, aralarında “I Got Rhytm” gibi caz standartlarını sundu, 20.yüzyılın bu yenilikçi bestecisinden... Ondan bir gün önce ise, Neve Şalom’da diğer bir “Aşkenazefarad” yapımındaydık: Türkiye’de pek az kişi tarafınca bilinen, ancak İsrail’in en başarılı tenorlarından olan Dudu Fisher, “oralı” ve “buralı” beş usta müzisyenden oluşan orkestrası ile halk şarkılarından girdi, müzikallerden geçti ve olağanüstü bir “Yiddishe Mame” ile sinagogu dolduran 600 kişiye unutulmayacak anlar yaşattı, hahamları dans ettirdi – ve daha sonra tüm bunları duyan kişilere “keşke biz de orada olsaydık!” dedirtti. Yılda 1-2 kez yapılan bu tür “ortak yapımlar”ı izleyiniz, derim...

Harbiye - Kadıköy, bir-iki...

Gelelim, Ocak ayına... Bu köşeye sürekli olarak getirdiğim Cemal Reşit Rey KS’nında bu ayın en az ilk yarısında hiç bir şey yok..! Nedeni ise, dinletilerin yapımcısı İBB’nin Kültür AŞ’si ile CRR-KS’nun, her yıl olduğu gibi, yeni yıl etkinlikleri üzerinde henüz anlaşmaya varmamış olmalarıdır – ilginç, değil mi..?! – Bu salonda, tarihi tek bilinen etkinlik (oranın salt kiracısı olan) Akbank Oda Orkestrası’nın 22/1 Perşembe akşamki konseridir (Kadıköy yakasındaki dinleti, her ay olduğu gibi, bir gün önce CKM’nde): İsveçli soprano saksofon sanatçısı Anders Paulsson’un seslendireceği Piazzola/Ellington ve Eliasson’un besteleri, ayrıca Aaron Copland’ın yapıtları ve gene Astor Piazola’nın tangolarıyla sonlanacak olan, Cem Mansur’un açıklamalı bu konserin başlığı “Anlayana Sivrisinek Caz” – ben olsam, kaçırmazdım..!

Bu köşenin diğer “olmazsa olmaz”larından, Borusan Filarmoni Orkestrası, 28/1 (CKM) ve 29/1 (Lütfü Kırdar KS) akşamları, bu kez “Alman Richard’lar”a adıyor programını: Yeni sürekli şefleri, Avusturyalı Sascha Goetzel’in yönetiminde üç yabancı (1mezzo-)2soprano konukların katılımıyla R.Wagner’in “Tristan ve Isolde” ile R.Strauss’un “Güllü Şövalye” operalarından seçmeler, gene Strauss’un o görkemli “Don Juan” Senfonik Şiiri’nden sonra gelecek – meraklıları için üç ayrı inci..! – Bu sezon daha çok Anadolu yakasında “konuşlandığından” İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nı çoktandır dinlemediyseniz, alın size bir fırsat – ancak ne yazık ki, sadece Cuma akşamı için: 9/1 saat 19:30’da, bu kez Lütfü Kırdar KS’nda konuklar, şef Dorian Wilson yönetiminde kemancı Sergey Stadler’den Prokofief’in 2. Konçertosu, ayrıca Verdi’nin “Talihin Gücü” uvertürü ile Dvorak’ın Amerika döneminde bestelediği o muhteşem, “Yeni Dünyadan” (9.) Senfonisi...

İDSO’ya “konserlerinizi sadece Cuma akşamları yapmayın!” diyebilir miyiz, bilemiyorum – ancak “Klez-mez” grubuna bunu öğütlemek isterim, dostluğumuza binaen... Sevgili Bora Gürel (keman), Sumru Ağıryürüyen (vokal, mandolin), Özlem Gürel (çello, vokal) ve Yuriy Ryadchenko (“bayan” akordeonu, saksofon, vokal – ki, Dudu ile de çalmıştı..!) kardeşlerimin Kadıköy/Moda Gitarcafe’de 30/1 saat 21’den başlamak üzere sunacakları Klezmer ve Sefarad ezgilerini dinlemeye, ancak Kadıköy yakasında oturanlar – yemekten sonra yetişebilir... Caferağa Mah., Sakızgülü Sok., Taranto Apt. No. 7/1’de bulunan Gitarcafe (0216 348 66 55), aslında çok kişinin bilmediği bir yer olmakla birlikte, hemen her akşam değişik müzik türlerine yer veriyor (örneğin Ocak ayının son haftasında art arda Flamenko, Türk chansonları, caz, klasik müzik resitalleri gibi...). Program ayrıntıları için www.gitarcafe.com’a bakmanızı öneririm.Kadıköy-Levent, gerisin geri...

Değerli “nitelik...”severler, bir an için “karşıda” kalalım – ve Süreyya Operası’na uzanalım... Bırakınız, (anlamadığım için, hangilerini önereceğimi açıkçası bilmediğim...) çeşitli bale gösterilerinin yanı sıra, bu ay Verdi’nin La Traviata’sı (“a must”!) ve Donizetti’den Don Pasquale operaları, İDOB’sının sürekli programındadır – bizzat Kadıköy Belediyesi’nin iki ilginç dinletisi de aynı tarihi salonda yer alacak, 18 ve 25/1 Pazar akşamları: İlki, ülkemizin başta gelen flütçülerinden Bülent Evcil ile dört viyolonselden kurulu Çellistanbul topluluğunun sunduğu “Bach’tan Piazzola’ya Yolculuk” konseri, diğeri ise keman virtüözümüz Suna Kan’ın, piyanist Cana Gürmen’in eşliğinde sunacağı resitaldir. Özellikle Avrupa yakasında oturanlar, görkemli binası ve sürekli programları ile Süreyya Operası’nı ihmal etmemeli... (www.sureyyaoperasi.org)

Eveet, şimdi dönelim bu yana – ve 4.Levent’deki İş-Sanat KS’nda bir kaç kez konuk olalım, isterseniz... Nedeni ise, bu iddialı sanat kurumunun Ocak ayı içinde – olağan şiir dinletileri ve çocuk programlarının yanı sıra – değişik türlerde toplam dokuz dinleti sunmasıdır...

Bu satırları okuduğunuzda, 6 Ocak’ta yer almış, Almanya’nın dünyaca ünlü dönem müziği topluluğu Akademie für Alte Musik Berlin’in Vivaldi’nin “4 Mevsim”ini de içeren dinletisi geçmiş olacak – gidemediğim için, hakkında hiçbir yorum yapamayacağım.. Öte yandan, belki sizin 12 veya 17/1 akşamları için biletiniz vardır: Budapeşte Kraliyet Senfoni Orkestrası’nın seslendireceği baba ve oğul Johann Strauss’un yapıtlarına dans edecek olan Budapeşte Balesi’nin gösterisi, meraklıları için özel bir şölen olsa gerek... Daha değişik bir batı sanat müziğini sevenler ise, 20/1 tarihli “Virtuoso!” gecesini kaçırmamalı: Kuşağının en karizmatik ve heyecan verici kemancılarından biri olan Julian Rachlin, aynı derecede usta piyanist Itamar Golan’ın eşliğinde, (hangileri olacağı –nedense?–  henüz belirtilmemiş!) Beethoven’in keman/piyano sonatlarından bir seçki sunacaklar. – Gelelim, İş-Sanat’taki dünya müziklerine: 10/1 akşamı, Emir Kusturica’nın “Çingeneler Zamanı” filminin müziğiyle dünyanın gündemine oturan Balkan Roman grubu Koçani Orkestar ile alışılmışın dışında işlere imza atan Yarkın Ritm Grubu ile klarnet üstadı Serkan Çağrı’nın birlikte çalmaları, değişik tadlar verecek kuşkusuz... 24/1’de ise günümüz popüler Yunan müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Nikos Papazoğlu, altı kişilik grubu ile “Selanikli Bir Dosttan Şarkılar” sunacak... 17 ve 18/1’de İş-Sanat Salonu, iki ayrı dünyanın sesleriyle tınlıyacak: İlkin, İspanya’nın Grammy’si olan Premio de la Música ödülü sahibi Buika’nın flamenco, gypsy rumba, Afro-Küba ritimleri, copla, caz, funk ve yeni soul’u incelikli ve derin bir şekilde bir araya getirecek; bir gün sonra ise Cape Verde adasının Portekiz kolonisinden çıkıp özgürlüğünü kazanmasından sonra popüler olmaya başlayan “Çıplak Ayaklı Kontes” Cesaria Evoria, sevenlerinin (veya kendisiyle tanışmak isteyenlerinin) karşısına çıkıyor... Ve – son olarak, 29/1 akşamında, yaşayan bir caz efsanesi: son olarak Yo-Yo Ma’nın 2008 “Songs of Joy & Peace” albümünde dinlediğim, Latin Caz meraklılarının taaa Küba’lı Irakere Grubu günlerinden bildiğimiz Paquito D’Rivera’yı ne yapıp kaçırmayın – ve bana duacı olun..! (Coda: Yo-Yo Ma demişken – bu deha viyolonselist, piyano eşliğinde bir Schubert, Shostakovich, Franck ve Piazzola resitali için hemen 4 Şubat akşamı gene aynı yerde!!!)