Bebeklerde gelişme dönemi

Bebeklerin gelişmesi ile ilgili geçen yazının devamı niteliğindeki bu yazı daha çok, bebeklerdeki duygusal gelişim üzerine... Gülme, gülümseme gibi güzel niteliklerin yanında korkma, öfke ve benzeri durumlarda bebeklerin tepkilerine ebeveynler nasıl davranmalı…

Yaşam
23 Temmuz 2008 Çarşamba

Lüset ROMANO

Bebeklerde İlk heyecanlar

Gülme ve gülümseme: Gülme ve gülümseme, bebeklerin haz veren uyaranlara karşı yaptıkları basit tepkilerdir. Bebek fiziksel açıdan rahat olduğunda, karnı tok olduğunda ve uykusunu almış iken belirli bir haz gösterir. Her bebek mutluyken gülmez ama mutsuzluk belirtisi de göstermez… Cıvıldama olarak başlayan ilk sesler, bebekliğin ilk aylarında daha çok olur. Aylar geçtikçe bebek, artık gülme eylemini daha bir net olarak gösterir ve hatta kahkaha ile gülmeye bile başlar. Benim kızım ilk kahkahasını görümcemin kucağında üç aylıkken yapmıştı ve gerçekten kızımla aramızdaki iletişimin ve etkileşimin bu zamandan sonra artarak ilerlediğini fark ettim. Bebek için anne bedenindeki sıcaklığın hissedilmesi de haz verir. Bebek için cinsel alanların da uyarılması haz verici bir etkendir. Bir arkadaşımın oğlu, altı her açıldığında sevinç çığlıkları atarak memnuniyetini gösteriyor. Bu da bebeğin haz duyduğunun çok net bir örneğidir.

Korkma: Bebeklerin farklı ve iyi kavranılamayan bir olaya karşı gösterdikleri doğal bir tepkidir. Her bebek farklı olaylara karşı korku ile yaklaşmaz ama genelde sıradanlıktan çıkıp bir farklılığa geçişte bebeklerde korku duygusu ortaya çıkabiliyor. Yeni doğmuş bebekler, daha büyük bebeklere oranla daha fazla uyarandan korkarlar. Biri yüksek seslerden korkma, diğeri de kendini boşlukta hissetme duygusudur. Altıncı ayda başlayan yabancıyla karşılaşıldığında duyulan korku, bir yaşında maksimum seviyeye ulaşır ve giderek kaybolur. Mesela 18 aylık bir bebek, güvencede olmadığı anlarda bir yabancıya karşı nasıl davranılacağını daha iyi algılar; annesine doğru koşar ya da odayı terk eder, böylelikle yabancıya duyduğu korku dönemini de arkada bırakmış olur. Ayrılık endişesi adı verilen korkunun iki yaşından itibaren azaldığı görülür. 4 yaşında tümüyle kaybolur.

Öfke: Çocukluk döneminde öfkeyi oluşturacak uyaranlar çoktur. Çocuk, öfkelendiği an dikkati çekeceğini ve istediğinin yerine getirileceğini bilir. Önemli olan onun her istediğini her istediği zaman elde etmeyeceğini bilmesidir. Aksi takdirde, her istediğini elde edebildiğini görürse bunu bir koz olarak kullanır ve türlü numaralarla sizi kandırmaya çalışır. Öfkeyi doğuran başlıca nedenler, çocuğun yeteneksizliği, başkalarının baskısıyla istediği eylemi yapamaması, ya da faaliyetinin durdurulması şeklindedir. Örneğin otoriter bir baba karşısında sık sık öfkelenen çocuk, giderek babaya karşı bir düşmanlık duygusuna sahip olabilir.

1. Güven ya da güvensizlik: Güven ya da güvensizlik dönemi 12. ayın sonuna kadar sürer. Bu dönemdeki eğitim biçimi, çocuğu yetiştirme şekli ve onunla kurulan duygusal iletişim, çocukta  güven ya da güvensizlik duygularının oluşumuna neden olur. Bu evrede anne tarafından verilen duygusal etkileşim büyük önem taşır. Hayatının ilk yılında bebek, güvenmeyi öğrenir. Bebek için anne, dünyanın tamamıdır. Anne gülümsedikçe bebek de gülümser. Bebek, ihtiyaçlarının karşılanacağını bilir. Bebekler, zaman zaman annelerinin gideceğini ama yeniden görüneceğini öğrenirler. Bebek, anneyle olduğu zaman huzur duyar. Bebekte bu duyguyu doyurmayan anneler, kendine güveni olmayan kişiler yetiştirirler.Anneden yoksunluk, bunalım gibi kötü bir sonuç da doğurabilir.

2. Özerklik ya da utanç ve kararsızlık: Çocukluğun ikinci evresi bir yaşından üç yaşına kadar sürer. Bu dönem duygusal ve kişilik gelişimlerinin belirgin olarak görüldüğü evredir. Benim kızım su anda bir yaşında, son bir aydır yürüyebildiği için tamamen özgürlüğünün tadını çıkarıyor. Artık benden yardım almadan bağımsız olarak yürüyebiliyor ve tamamen keşfetmeye yönelik hareket ediyor. Eğer bu dönemde çocuklar sürekli cezalandırılır, aşırı koruyucu ya da anneye bağımlı bir biçimde yetiştirilirlerse bu baskı sonucu ezikliğin kızgınlığını ve utancını yaşamaya başlarlar. Bu da onları öfkeli ve aksi yapar. Sık görüştüğümüz bir arkadaşım, oğlunu her yaptığı hareket için azarlayıp, onu her seferinde kısıtladığı için oğlu, çoğunlukla aksilik yapıyor. Kısıtlanma ve ceza alma korkusu ile her yaptığı hareket sonrası ağlama ve aksilik krizlerine giriyor. Bu da tamamen annesinin ona karşı aşırı koruyucu davranmasının sonucu olarak ortaya çıkıyor.

3. Cinsel dönem: (girişim ya da suçluluk)

Beş yaşın sonuna kadar süren bu dönemde çocuk, çevresindeki her şeyi merakla incelemeye başlar. Bu amaçla da çeşitli girişimlerde bulunur. Bu girişimlerinden dolayı eleştirilen çocuk, suçluluk duygusu yaşar.  Bu dönemdeki çocuk karşı cinsteki ebeveynine karşı farklı bir ilgi geliştirir.

4. Gizil dönem (beceri ya da aşağılık duygusu)

5. Erinlik ve ergenlik dönemi

6. Genç yetişkinlik dönemi

7. Yetişkinlik dönemi

8. Olgunluk dönemi

Sosyal Gelişim: Sosyalleşme, bebeğin 3 ay civarında insanla objeler arasındaki farkı görerek, değişik tepkiler göstermesiyle başlar.Bu aydan itibaren, insan sesi duyduklarında başlarını o yöne çevirirler. Gülümsemeye gülümseme ile cevap verirler. Bebek, artık başkalarıyla birlikteyken mutlu, yalnız başına kaldığı zaman mutsuz ve huzursuz olmaya başlar. Hatta bazı bebekler, annelerini etraflarında görmedikleri zaman huzursuz olup ağlamaya başlarlar. Bir arkadaşımın oğlu, sadece annesi göz önünden kaybolduğu zamanlarda ağlamaya başlıyor. Bu da anne için oldukça zor bir durum çünkü anne evden ya da odadan çıktığı anda bebek ağlamaya başlıyor ve anneyi görene kadar içi rahat etmiyor.

Bakma ve dokunma şeklinde başlayan arkadaşlık ilişkileri, altıncı aydan itibaren başlar.( Saç çekme, burun veya gözlük tutma bu tür davranışların en sık rastlanan türleridir.) 9. ve 13. aylar arasındaki sosyal davranış belirtileri içinde, diğerlerinin ses ve davranışlarını taklit etme ve oyuncaklarla birlikte oynama sayılabilir. Oyuncağın başkası tarafından alınması halinde sinirlenme, kavga, ağlama gibi davranışlar tipik sosyal tepkiler arasındadır. Örneğin kızım, bu konuda oldukça agresif sayılabilir. Geçen gün gittiğimiz bir doğum günü partisinde aynı yaşlarda başka bir bebek, kızımın balonunu elinden aldı diye bir kıyamet koptu. O an kızıma bir şey oldu sandım, halbuki sadece elinden balonu alında diye kıyameti kopardı…

Bir yaşına kadar çocuk, diğer insanlara özellikle annesine bağımlıdır. Bir yaşına geldiğinde, çevresini yalnız başına keşfedebildiği halde, çocuk bu dönemde ‘güven’ temeline dayalı anne desteğine gereksinim duyar. Annelik döneminin özel bir duygusallığı vardır. Bu duygusallığın arkasındaki içgüdüye annelik içgüdüsü denir. Bu da annenin bebeğinin ihtiyaçlarını anlamasına yardımcı olur. İki yaş çocuğu yetişkinlerle birlikte basit faaliyetlerde bulunabilir. Böylece edilgen bir eleman olmaktan kurtulup, aile faaliyetlerine katılan ve sosyal ilişki kurabilen bir üyeye dönüşür.