1942’de Nazilerin Ukrayna’daki evlerine girdiği gece yolları ayrılan iki kardeş 66 yıl aradan sonra birbirine kavuştu. Amerikan Kızıl Haçı çabası ile birbirini bulan kardeşler artık huzur içinde ölebileceklerini söylediler
İrene Famulak zayıf ve çelimsiz kollarıyla havaalanında kardeşinin boynuna sarıldığında sevinç gözyaşları ikisinin de yanaklarından süzülüyordu. İrene’in 17, kardeşinin 7 yaşında olduğu 1942 yılından günümüze ilk kez bir araya geldiler.
İşgalci Nazilerin, Ukrayna’daki evinden İrene’i zorla alıp götürdükleri geceydi. İrene kardeşinden nasıl ayrıldığını şu sözlerle anlatıyor: “Çok iyi anımsıyorum, ona bir veda öpücüğü verdiğimde kardeşim beni itmişti. Niye böyle yapıyorsun diye sorduğumda, öpüşmeyi sevmediğini söylemişti. Naziler anneme altı aylık bir süre için beni Alman çalışma kampına götürdüklerini söylediler. Oysa yıllarca kampta kaldım.”
İki kardeş Holokost’tan kurtuldular ve Demir Perde’nin farklı bölgelerinde, birbirlerinden habersiz yaşamlarını sürdürdüler.
66 yıllık uzun bir ayrılıktan sonra bugün 83 yaşında olan İrene Famulak, 73 yaşındaki kardeşi Wssewolod Galezkij’e kavuştu. Şimdi kayıp yılların acısını çıkarmak istercesine birbirlerini sürekli kucaklamaktalar.
Wssewolod Galezkij, “Hiçbir insanın böyle bir mutluluğu tattığını sanmıyorum. Şimdi artık tatmin olmuş bir şekilde öleceğime inanıyorum” demekte.
Amerikan Kızıl Haçı’nın kardeşinin adresini belirlemesinden sonra İrene Famulak, Philadelphia, Pennsylvania’dan, Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk’e doğru uzun bir yolculuğa çıktı.
İrene Famulak, II. Dünya Savaşı yıllarını Almanya’nın Münih kentindeki bir çalışma kampının mutfaklarında çalışarak geçirdi. Ablası da aynı kampa gönderilmişti. 1945’te kamp boşaltıldıktan sonra İrene birkaç yıl Almanya’da kaldı, ardından 1956’da ABD’ye göç etti. Ancak evden zorla götürüldüğü 1942’den sonra ailesini bir daha göremedi. Ne İrene, ne de Wssewolod, anne ve babalarına ne olduğunu öğrenemediler. Kardeşlerinin izini de ayrıldıklarından bu yana bulamadılar.
Ablası İrene’i bulma umudunu yıllardır yitirmeyen Wssewolod Galezkij de Almanya’da bir çalışma kampına gönderildi. Savaş sonrasında Ukrayna’ya geri döndü.
Stalin’in liderliğindeki Sovyetler Birliği’nde kayıp akrabalar hakkında bilgilere ulaşmak mümkün olmadı. 1980’li yılların sonlarında başlayan reform hareketleri ve Sovyetler’in dağılmasıyla Wssewolod Galezkij, ablasını arama girişimlerinde ilerleme kaydetti. Buna rağmen ablasının izini ABD’de bulması 17 yılını aldı.
İrene’i bulmasından duyduğu mutluluğu dile getirirken Wssewolod’un gözlerinden mutluluk gözyaşları akıyor ve “Kızıl Haç İrene’i ABD’de bulduğunu bana bildirdiğinde hissettiklerimi anlatmak mümkün değil…” diyor. Gerçekten de İrene’in yaşadığını öğrendiğinde Wssewolod o denli heyecanlandı ki, hastaneye kaldırıldı. Geçtiğimiz hafta havaalanında iki kardeşin buluşmasında, her ihtimale karşı bir doktor hazır bulundu.
Amerikan Kızıl Haçı’nın Holokost ve Savaş Kurbanlarını Bulma Merkezi Müdürü Linda Klein, kardeşlerin birbirlerini bulmasında yardımcı olan gönüllü görevlinin bile bu buluşmadan aşırı derecede heyecan duyduğunu belirtti.
Linda Klein’ın başkanlığındaki merkez, çalışmaya başladığı 1990 yılından günümüze 1.500 aileyi bir araya getirmeyi başardı. Eski Sovyetlerin boşaltılan Nazi kamplarına ilişkin yıllarca saklı tuttuğu arşiv belgelerini 1989’da açığa çıkarması ile Holokost Kurbanları hakkında çok ayrıntılı bilgilere sahip olundu.
Amerikan Kızıl Haçı’nın Holokost ve Savaş Kurbanlarını Bulma Merkezi’nin 100 gönüllü çalışanı var. Bu gönüllülerin 1/3’i Holokost Kurtulanı. Bu gönüllü grubu, Holokost döneminde sevdiklerinden ayrılmak zorunda kalan ailelere yitirdikleri yakınları hakkında bilgi aktarımında da yardımcı oluyor. Gönüllüler bu yıl 50 aileyi birbirine kavuşturmayı başardı.
Linda Klein, “Zamana karşı oynuyoruz. Çünkü bir zamanlar birlikte olan fakat çeşitli sebeplerle uzun yıllar birbirinden kopmuş aileleri buluşturmaya çalışıyoruz. Bağlantı kurulduğunda, herkes mutlu, herkes gülümsüyor” demekte.
Ukraynalı aile için de aynı durum vardı. Sevdiklerinin kaderini, yaşayıp yaşamadığını bilemeden geçen ayrılık yıllarının travması, yerini aniden coşkulu ve duygusal bir kutlamaya bıraktı.
Wssewolod Galezkij, eşi ve komşuları ile birlikte Amerikalı ablası İrene’e evinin pastoral manzarasında bir şölen düzenledi. Bolca votkanın tüketildiği şölende Wssewolod, savaş yıllarında hayatta kalmayı nasıl başardığını ablasına anlattı. Bir gün İrene’e kavuşacağı umudunu hiçbir zaman yitirmediğini, rüyalarında İrene’i gördüğünü anlattı. Hatta Wssewolod Galezkij ablası için bir şarkı bestelemişti. Uzun yıllar, her gece bu şarkıyı söylüyor ve gözyaşı döküyordu.
Oysa şimdi yaşlı ve hasta Wssewolod Galezkij bestesini şölen masasında karşınında oturan ablası İrene’e söylüyor. Bu kez mutluluktan olacak, sözcükleri ağzından daha güçlü dökülüyor.