Saç Ekimi Operasyonu yapılmaya başlandı
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanları Op. Dr Gürsel Turgut ve Op. Dr İlkay Hüthüt Or- Ahayim Hastanesi’nde uygulamaya başlayan saç ekimi operasyonları hakkında bilgi verdiler.
Saç dökülmesi her üç erkekten ikisini ve her beş kadından birini etkileyen en sık karşılaşılan estetik sorunlardandır. Erkekler için saç dökülmesinde genetik ve stres gibi faktörler kadınlarda ise hormonsal değişiklikler ve bazı hastalıklar saç dökülmesinde ana nedenlerdir. Yasalar gereği saç ekim operasyonlarının estetik ve plastik cerrahlar eşliğinde uzman ekip tarafından gerçekleştirilmesi gerekir. Saç ekimi ciddi cerrahi bir işlemdir ve her cerrahi işlem gibi komplikasyonlara karşı hastanede ameliyathane ortamında yapılmalıdır.
Saç ekimi iki kulak arasındaki, ensenin üst bölgesinde bulunan genetik olarak dökülmeme özelliğine sahip sık ve sağlıklı saç köklerinin ve bu bölgenin yeterli olmadığı durumlarda vücut kıllarının saçsız bölgeye mikro cerrahi yöntemle taşınması esasına dayanır. Saç kökleri canlı olduğu için ense üzerinde nasıl uzuyorsa ekim yapılan bölgede de aynı şekilde uzamaya devam eder. Ayrıca ekilen saçlar taşındığı bölgede kendi genetik özelliğini devam ettirdiğinden ömür boyu dökülmeme özelliğine sahiptir. Bu işlem lokal anestezi altında 4-6 saatte gerçekleştiriliyor.
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanları Op. Dr Gürsel Turgut ve Op.Dr İlkay Hüthüt:
“Güleryüzlü ve uzman kadromuzla maksimum hizmet anlayışı ile misafirlerimize hastanemizde maksimum konforu yaşatmanın ve mikro cerrahiyi sanatla buluşturmanın sevincini yaşıyoruz.” dediler
İlgilenenler bilgi ve randevu için : Or-Ahayim Hastanesi Tel : 0 212 491 00 00 (1709) numaralı telefondan Saadet Kandur’a başvurabilirler.
Çağımızın hastalığı ‘Diabet’
Or Ahayim Hastanesi İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Ömer Hersek çağımızın hastalığı olarak nitelendirilen diyabet hakkında Şalom okurlarını uyardı…
Dr. Ömer Hersek: “şayet çok su içiyorsanız, sık idrara çıkıyorsanız, kiloluyken son zamanlarda kilo vermeye başladıysanız en kısa zamanda kan şekerinize baktırın.”
Şeker hastalığı (diyabetes mellitus ) son yıllarda ülkemizde ve batı ülkelerinde büyük artış yaşanıyor. 1960’lı yıllarda Türkiye’de nüfusun (18 yaş üstü) % 1.5-2’si diyabetli iken 2000’lerde bu rakam %7’yi aşmıştır. Özellikle kadınlarda anlamlı bir fark gösteriyor. Çinlilerde ve Eskimolarda diyabetli hasta oranı %1 civarındadır.
Kronik kan şekeri yüksekliği gözlerde, böbreklerde, sinirlerde, kalpte ve kan damar sisteminde kronik komplikasyonlara yol açar, bu organların fonksiyonlarını bozar ve sakatlıklara yol açar. Körlüğe kadar ağırlaşabilen retinopati , nefropati , ayak yaraları ve amputasyona yol açabilen nöropati ve damar hastalığı ,kardiyovasküler, genitoüriner ve gastrointestinal sistem bozukluklarına yol açabilen otonom nöropati ,cinsel fonksiyon bozukluklarına neden olabildiği için diyabet dikkat edilmesi gereken hastalıklardandır. İki tip diyabet vardır; ilki daha çok gençlerde görülür, ikinci tipi ise tüm diyabetlerin %90-95’ni oluşturur. Bu tip diyabetlerin çoğu obezdir ve sinsi bir şekilde ilerler. Ülkemizde de son yıllarda kilo artışı (özellikle kadınlarda ) büyük hız kazandı. Ayrıca şehirleşmenin artışı da insanları hareketsiz bir yaşam tarzına sevk ediyor.
Dr. Hersek alınabilecek önlemler olarak da şu önerilerde bulunuyor:
-Hayat tarzında yapılacak değişiklikler diyabet gelişimini önler ya da yavaşlatabilir. Daha hareketli olmalı , bol spor yapmalı. sebzeden zengin ,zeytinyağı ağırlıklı hamur işlerinden ve etten uzak Akdeniz tipi diyet uygulanmalı.
-Egzersiz etkin yapıldığı zaman vücutta yağ birikimi engeller ki, bu da diyabeti önler.
- 45 yaşından itibaren 3 yılda bir açlık kan şekeri baktırın (risk faktörlerinin varlığında ölçüm daha erken ve sık yapılabilir).