Hong Kong’lu senaryo yazarı yönetmen Daniel Lee, 600 yıllık bir klasiği, destansı bir Çin romanını, gösterişli, egzotik, parlak bir sinematografi eşliğinde beyaz perdeye aktarıyor. Estetize dövüş ve savaş sahneleriyle dolu, dövüş balesini andıran bu film, Çin kültürünün, muazzam bir uygarlığın izlerini taşıyan mükemmel bir görsellik eşliğinde işlenmiş. Efsanevi bir kahramanın öyküsünü hızlandırılmış ve sıkıştırılmış bir yöntem ile anlatan filmin tek kusuru, kısalığı.
Etkileyici müzikleriyle, dinamik kurgusuyla puan toplayan filmin oyuncu kadrosu da çok başarılı
Çin tarihinden zengin bir sayfa
Uluslararası arenada adını duyuran Ang Lee, Chen Kaige ve Pekin Olimpiyatları açılışına damgasını vuran Zhang Yimou gibi ustalarıyla hayranlık uyandıran Çin sinemasından vizyona giren son film, “Üç Hanedan: Ejderin Dirilişi / Saam Gwok Dzi Ging Lung se Gap”, savaş koreografisindeki görkemiyle öne çıkıyor.
Hong Kong’lu senaryo yazar-yönetmen Daniel Lee, 600 yıllık bir klasiği, 14. yüzyıldan gelen destansı bir Çin romanını gösterişli, egzotik, parlak bir sinematografi eşliğinde beyaz perdeye aktarıyor.
Çin tarihinin kargaşa dolu bir dönemini, şiirsel bir görsellikle işleyen Daniel Lee, 3 saatlik epik bir film yapılabilecek bir konuyu, 102 dakikalık bir filmde anlatmayı tercih etmiş. Zilong adlı halk kahramanının, ülkenin “Beş Kaplan Generali”nden biri haline gelişinin öyküsünü, Çin kültürünün ve muazzam bir uygarlığın izlerini taşıyan mükemmel bir görsellik eşliğinde işlemiş.
Derine inilebilecek, karakterleri etraflı işlenebilecek konu özetlenip anlatılınca, senoryoda kopukluklar oluşmuş. Genç cengaver Zilong’u birden bire ak sakallı bir ihtiyar olarak izleyen seyirci, kendini boşlukta hissediyor.
Ülkesindeki iç savaşa ve kaosa son vererek ulusunu birleştirmek isteyen, Çin’in en çok hayranlık duyulan kahramanlarından biri olan Zilong’un öyküsünü anlatan, Çin edebiyatının dört klasik eserinden biri, filmde hızlandırılmış ve sıkıştırılmış bir yöntemle anlatılıyor.
ŞİİRSEL GÖRSELLİK
Daniel Lee’nin derdi bir savaş ve kahramanlık destanı anlatmak değil, Çin sinemasının karakteristik özelliği olan, estetize dövüş ve savaş sahneleriyle dolu, dövüş balesini andıran bir film yapmak.
Zhang Yimou’nun popülarite kazanmış filmi “Kahraman”ı andıran bu özelliğiyle, “Son Hanedan: Ejderin Dirilişi”, epik anlatımı ve biçim açısından şaşırtıcı başarısıyla öne çıkan bir film.
Çoğunluğunu ağır çekimde izlediğimiz, birbirine hızlı bir kurguyla bağlanmış savaş sahneleri estetik ve görsel efekt olarak tam not alıyor ama kimin kiminle savaştığını pek anlıyamıyoruz.
M.S. 280’da Han Hanedanlığı’nın çökmesiyle, Çin’in üç rakip krallık arasında bölündüğü dönemde geçen konusuyla, film bir iktidar mücadelesini anlatıyor. Bölünmüş ülkeyi birleştirme ülküsüyle hareket eden Zilong (Andy Lau) katıldığı isyancı ordusunda, hemşerisi Ping-an’la (Sammo Hung) tanışır.
Anavatanlarına barış getirme tutkusuyla bu ikili film boyunca omuz omuza savaşır, birbirlerine destek olur. Savaşta sergilediği, cesaret, köklerindeki tevazu, liderlik karizması ve üstün başarıyla Zilong, krallığın beş Kaplan Generali’nden biri olur.
EPİK ÜSTÜN YAPIM
Hiç ilerlemeyen kariyeri yüzünden acı çeken Ping-an, Zilong’un başarılarına karşı derin bir kıskançlık duyup kin beslemektedir. Ölüm riskini göze alıp hayatını kurtaran Zilong’a, düşmanlarına askeri sır vererek, ihanet eder.
Kader arkadaşlarının ve imparatorun ölümüne tanık olan Zilong, ilerleyen yaşına rağmen düşmanını yenmek için başlattığı seferde, rakibi, küçük bir kızken tanıdığı, hanedanın torunu, güzel Cao Ying’dir (Maggie Q).
Film, en yakınına kıskançlık yüzünden ihanet eden Ping-an’ın şahsında sadakat temasına değiniyor. Çin kültürü üzerine ilginç detaylar veren film, etkileyici müzikleriyle ve başarılı oyuncularıyla da dikkati çekiyor.
Filmin başkahramanın 40 yıllık hayatını canlandıran Andy Lau, iyi oyunculuğu ve karizmasıyla öne çıkıyor. Filmin tek kadın oyuncusu (Görevimiz Tehlike: 3’ten tanıdığımız) Maggie Q güzelliği ve dövüş sahnelerindeki ustalığıyla parlıyor.
Son yarım saatiyle mükemmel, stilizasyonuyla göz kamaştıran “Üç Hanedan”, “Kaplan ve Ejderha”, “Parlayan Hançerler” gibi türün unutulmaz filmleri arasındaki yerini alıyor.