Uzun bir aradan sonra tekrar yazılarıma başlarken içinde bulunduğumuz bu çalkantılı ekonomik ve finansal ortamda bol kazançlı günler geçirdiğinizi umarım. Bu yazımda geçtiğimiz üç ay içerisinde piyasalarda ne gibi değişiklikler yaşandığının üzerinden geçmek istiyorum
Yaz ortalarına kadar Türkiye’nin diğer gelişmekte olan piyasalardan daha kötü performans sergilemesinin en önemli sebebi ülkemizde yaşanan politik gerginlik ve belirsizlikti. Hepimizin bildiği gibi 30 Temmuz’da AKP Yargıtay’ın yeterli çoğunluğu sağlayamaması sebebiyle kapanmadı. Hem yurtiçi hem yurtdışı yatırımcıların bu kararı oldukça olumlu karşıladığını finansal piyasalardan hep beraber gözlemledik. Bunun dışında gözlemlediğimiz ikinci önemli gelişme yükselen petrol-emtia ve gıda fiyatları sebebiyle artan enflasyon ve sonrasında bu enflasyon hedefine en azından yaklaşmak için TCMB tarafından yapılan ölçülü faiz artırımları oldu. Faiz artırımları sonrasında ülkemiz para birimi YTL yurt dışı ve içi oyuncuların gözdesi haline geldi.
Buna rağmen son bir ayda yaşanan gelişmelerle birlikte yukarıda bahsettiğim konularda bazı değişiklikler olduğunu söyleyebilirim. İlk önemli değişiklik petrol-emtia fiyatlarındaki gerileme ve bunun Türkiye üzerinde sonuçları. Bu gerileme sonrasında Türkiye’de enflasyon ve cari açık baskısı kısa vadede bir miktar azalacaktır. Ancak bu pozitif gelişmenin yanında Euro/USD paritesinin yukarı yönlü trendinin son bulmuş olması, Rusya ile yaşanan gerginlik ve politik risklerin devam ettiğine dair işaretler ise beni oldukça endişelendiriyor. Bu konulara kısaca değinmek gerekirse Euro/USD paritesinin gerilemesi ihracatının çoğu Euro, ithalatı ise dolar olan ülkemizde orta vadede sorunlar yaratabilir. Ayrıca dış ticaret hacmimizin en yüksek olduğu ülkelerin başında gelen Rusya ile gümrük kapılarında yaşadığımız sorunun devam etmesi durumu da bizi olumsuz etkileyecektir. Bu hafta sonu AKP ve Doğan Holding arasında yaşanan gerginliğin uzaması ileride daha büyük sorunlara yol açabilir. Bununla beraber YTL geçtiğimiz hafta Dolar’a karşı önemli bir miktar değer kaybetti. Kurdaki bu yükselişin önemli bir bölümü Dolar’ın bütün para birimlerine karşı değer kazanmasından kaynaklanıyor. Buna rağmen TCMB Başkanı Durmuş Yılmaz’ın Eylül ayından itibaren faiz indirimlerine başlayabileceğinin sinyallerini vermesinin de bu yükseliş hareketine ivme getirdiğini söyleyebilirim. Bu gelişme faiz indirimlerine başlanmasının yabancı yatırımcıyı memnun etmeyeceği şeklinde yorumlanabilir. İlerleyen aylarda yanlış zamanda yapılacak bir faiz indirimi doların YTL karşısında değer kazanmasına sebep olabilir.
Yurtdışında yaşanan gelişmelere göz atarsak Euro/USD paritesinde yaşanan gerilemenin başlıca sebebinin Avrupa Bölgesi’nde son 1-2 ayda yaşanan durgunluk olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Trichet’nin geçtiğimiz hafta yaptığı konuşmasında büyüme risklerinin arttığını dile getirmesi sonucunda Euro/USD paritesi hafta içinde 1.42’nin altına kadar gevşedi. Bununla birlikte emtia fiyatlarında yaşanan gerilemenin ivmesi göz önüne alındığında, yukarı yönlü hareketin en azından bir kısmının spekülasyon olduğu çıkarımını yapmak oldukça mümkün. Buna ek olarak ABD’de yaşanan yavaşlamanın diğer gelişmiş ülkelere yansımaya başlaması petrole talebin bir miktar azalmış olabileceğini gösteriyor. Önümüzdeki aylarda gelişmekte olan ülkelerin de yavaşladığına dair sinyallerin görülmesi durumunda petrol ve emtia fiyatlarında daha ciddi bir düzeltme yaşanabilir. ABD’de yaşanan gelişmelere bakıldığında finansal şirketlerin yaşadığı sorunların devam ettiğini ve bu ay içerisinde açıklanacak olan yatırım bankalarının üçüncü çeyrek karlılıklarının beklentilerin altında gelmesi durumunda piyasalardaki olumsuzluğun devam edebileceği kanısındayım. Bununla birlikte geçtiğimiz aylarda ABD enflasyonunun emtia ve petrol fiyatlarındaki artışla beraber oldukça yüksek seviyelere geldiğini de belirtmek isterim. Ayrıca doların diğer para birimlerine karşı değer kazanması ABD’de son iki çeyrekte az da olsa devam eden büyümenin devamını sağlayan faktörlerin başında gelen ihracatın azalacağı anlamına geliyor. Bütün bu gelişmelerin etkilerini ileri ki haftalarda hep beraber görüp yorumlayacağız. İyi haftalar.