Metin DELEVİ
A. KINDERTRANSPORT (1938 – 1940)
Kindertransport ( sözlük anlamiyla çocuk nakliyesi) 1938-1940 yılları arasında , Almanya ve işgal tehtidinde olan ülkelerden binlerce Yahudi çocuğun İngiltere’ye taşınması operasyonlarına verilen addır.
Almanya’da Nurenberg yasalarının yayınlanması ile Yahudi’lerin tüm vatandaşlık hakları ellerinden alınmış , toplumdan soyutlanmışlardı. Siyasi, ekonomik ve toplumsal kısıtlamalar artık Yahudi’leri değişik çözümler üretmeye yöneltmişti. Maalesef, çok küçük bir grup kaçmaya veya göç etmeye yönelmiş, vize alımındaki zorluklar bu eylemi oldukça zorlaştırmıştı.
Ancak, Kristallnacht sonrası Yahudiler çeşitli toplama kamplarına (henüz ölüm kampları kurulmamıştı) gönderilmeye başlanınca, zor olsa bile, kaçış ve göç fikri eyleme dönüşmeye başladı. Aileler, en azından çocuklarının bir şekilde kurtulması için çaba gösteriyorlardı. Böylece “Kindertransport” fikri ortaya çıktı.
9-10 Kasım 1938 Kristallnacht olaylarından sonra gelişen ortamdan büyük kaygı duyan İngiliz Yahudi Göçmenleri Koruma Komitesi, Parlamento üyelerine acil eylem çağrısı yaptı.
Dönemin Başbakanı Neville Chamberlaine, 21 Kasım günü konuyu Parlamento gündemine getirdi ve hemen bazı somut kararlar alındı.
- Almanya, Avusturya ve Çekoslovakya tabiyetinde olan,
- 5-17 yaş arasında çocukların,
- çocuk başına 50 poundluk ( o zamanki kurla yaklaşık 4.000 USD) bir garanti bedeli ödeyerek ( bu bedel , ortam uygun olunca , çocukların geri gönderilmesi için kullanılacaktı),
- ve her çocuk için koruyucu bir aile tesbit edilip bildirilmesi,
- ve yanlarında hiç bir ebeveyn olmadan gelmeleri ,
- ve uygun ortam oluşunca geri gönderilmek kaydıyla,
şimdilik belirgin bir kota koyulmaksızın , geçici göçmen statüsünde çocukların kabulüne karar verildi. Bu çocuklar için turistik vizeler tahsis edilecekti.
Gerekli garanti tutarları hemen oluşturuldu ve ilk kafile Berlin’deki bir yetimler okulundaki 200 çocuk 2 Aralık 1938 tarihinde Harwich limanından İngiltere’ye giriş yaptı. Son Alman çocuk kafilesi ise , harp ilan edilmeden bir gün önce, 1939 Eylül’ünde yola çıktı. Hollanda’dan son kafile , ülkenin Nazilere teslim olduğu gün 14 Mayıs 1940 ta hareket etti. Ancak, çok sayıda çocuk bu tarihlerde Belçika’da kayboldu ve bir daha kendilerinden haber alınamadı.
Kafilelerin çoğu, Berlin, Viyana, Prag ve bazı diğer Orta Avrupa ülkelerinde toplanıp trenlerle yola çıktı. Çocuklar, trenlerle ilk önce, Belçika ve Hollanda’daki liman kentlerine, bu limanlardan da deniz yoluyla İngiltere’nin Harwich limanına ulaştırılıyordu. Bazı Çekoslovak çocuklar ise, zaman azlığından dolayı, uçaklarla İngiltere’ye gönderildi.
Sonuçta, bu kurtarma operasyonu ile, Alman, Avusturya, Çekoslovak ve Polonya kökenli , büyük çoğunluğu Yahudi, yaklaşık 10.000 çocuk İngiltere’ye ulaştırıldı. Harwich Limanı’na ulaşan çocuklar, koruyucu ailelere teslim edilmek üzere, Londra’ya taşındı. Koruyucu aile bulunamıyan çocuklar ise, dernekler gözetiminde, onlara bakabilecek aileler veya kurumlar bulununcaya kadar Davencourt Bay’deki bir yaz kampına yerleştirildiler. Böylece, 10.000 çocuğun yarısı aileler diğer yarısı ise çeşitli çiftlik, gençlik kampı gibi mekanlara yerleştirildiler.
Almanya ve diğer ülkeler tarafında ise, bu nakliyeler, önceleri, Berlin’de yerleşik Alman Yahudileri Reich Temsilciliği , 1939 Mart’ından sonra , Almanya Yahudileri Reich Derneği tarafından organize edildi. Çocukların seçilme kriterleri olarak, ailelerinden herhangi bir bireyinin kamplara gönderilmiş olması ; ailelerinin kendilerine bakamayacak durumda olması ; yetim-öksüz olması veya kamplara gönderilme tehlikesi içinde olması değerlendiriliyordu.
Her iki tarafta da organizasyon konusunda tam bir uyum sağlandı ve böylece elden geldiği kadar çocuk taşınabildi.
İngiltere’ye gelen çocukların başlarından hoş olmayan olayların geçtiği de duyuldu. Bazı koruyucu ailelerin bu çocukları ucuz işçi olarak kullanması, bazı çocukların ise din değiştirmeye zorlanması gibi münferit olaylar da yaşandı. En acısı ise, savaş ilanından sonra yürürlüğe giren “Yabancı uyruklular” ile ilgili yasalar çerçevesinde 1.000 kadar çocuğun yabancı ülke ajanı olmaları gerekçesiyle toplanıp Man adasındaki kamplara kapatılmalarıydı. Bazıları ise , yine aynı gerekçeyle Kanada veya Avustralya’ya sürüldüler.
Bazılarının düşman ajanı damgasını yemesine rağmen büyük kısmı İngiliz Ordusu saflarında Nazi’lere karşı savaştı.
Savaştan sonra, 10.000 Kindertransport çocuğu çoğu İngiliz tabiyetine geçti. Bir kısmı da değişik ülkelere dağıldı
Ancak bu çocuklardan aşağı yukarı hiçbiri Holokost esnasında can veren veya kaybolan ailelerini bir daha göremiyeceklerdi.
Cast Out / Kovulmuş
Daha kolay olmaz mıydı
Diye düşünürdüm bazen
Annem babamla ölmek
Ve tek başıma yaşamaya
Teslim edilmemek
O korkunç Yahudi kaderinden korumak mıydı
Diye düşünürüm bazen, beni uzaklaştırmak
Yoksa sırtıma binen ağır bir yük müydü
O kaderden kovulmak
Ve kimse, kalmamı istememişti
Yahudiler damgalanırken orada
Benim olacak numarayı alan kimdi
Sürekli kabusum bu benim
Ve kederimin ağır yükü
Kimliksiz bir hayalet gibi
Hissederim bazen, sürüklenen
Çocukken en değer verdiğime
Ulaşamadım hiç
Kovulmuş, kaybolmuşum..
Anonim
Bir Kindertransport çocuğu tarafından yazılmıştır.
(“We Came As Children :
A Collective Autobiography “, Karen Gershon )
B. BİR KINDERTRANSPORT KAHRAMANI:
NICHOLAS WINTON (1909- ...)
1939 yılında, İngiliz borsa simsarı, Nicholas Winton, 669 Çek çocuğunu , Nazi ölüm çemberinden kurtardı. Bu gerçek yarım asır süreyle gün ışığına çıkmadı. Elli yıl boyunca 669 çocuk hayatlarını kime borçlu olduğunu bilmedi. Nicholas Winton’un hikayesi, eşi Greta’nın bodrumda eski bir deri çanta içinde çocuk listeleri ile bu çocukların aileleri tarafından yazılmış mektupları bulmasıyla ortaya çıktı.
Londra borsasında simsar olarak çalışan 30 yaşlarındaki bir genç, Nicholas Winton, İngiliz Elçiğinde çalışan bir arkadaşının daveti üzerine 1938 yılı yazında Prag’ı ziyarete gitti. Oraya vardığında, yeni kurulmakta olan göçmen kamplarında çalışan İngiliz ekibi ondan yardım istedi.
Prag’da birkaç ay geçirdikten sonra, yakınlaşan Nazi işgalinin sinyallerini hissetti ve oradaki çocukları Nazi tehlikesinden kurtarmak için elinden geleni yapmaya karar verdi. Yardım ekipleri özellikle yaşlılar ve özürlüler ile ilgilenmekteydi ; çocuklar bu kapsama giremiyorlardı. Prag’da , Wenceslass meydanındaki otelinin yemek salonunu ofise dönüştürüp çalışmaya başladı.
“Wenceslass meydanındaki İngiliz” adı hemen duyuldu ve aileler Nazi işgalinden önce yurt dışına çıkarılmaları amacıyla çocuklarının göçmen listelerine konulması için otele akın etmeye başladılar. Yıllar sonra hatıralarını anlatırken “ Bir ara ümitsizliğe kapıldım çünkü her gelen aile çocuklarının tehlikede olduğunu ve öncelikle kurtarılması gerektiğini söylüyordu” diyecekti...
Herşeye rağmen Winton, Prag’da “Çek Kindertransport” organizasyonunu hazırlayıp, İngiltere’deki organizasyonu gerçekleştirmek amacıyla 1939 yılı başlarında Londra’ya döndü.
Londra’da, Çek göçmenlerine yardım komitesi ve Çekoslovak seyahat acentesi Cedoc işbirliği ile çocukların nakil işlemine başladı. Ancak karşısında İngiliz Home Office gibi büyük bir engel vardı : her çocuk için bir koruyucu aile ve 50 pound teminat gerekiyordu. Tabi ki çocukların ailelerinden toplanabilen paralar bu tutarları karşılamaya yetmiyordu.
9 aylık bir çalışma neticesinde, her türlü engele rağmen, sekiz tren ile 669 çocuğu Prag’dan Londra’ya taşımayı başardı. 15 çocuk ise İsveç üzerinden getirtilmişti.
Ancak 9 uncu tren o kadar şanslı olamadı. İngiltere’nin Almanya’ ya savaş ilan ettiği tarih olan 3 Eylül 1939 sabahı yola çıkması gereken tren , istasyondan hareket ettirilmedi ve içindeki 250 çocuktan hiç bir zaman haber alınamadı. Bu tarihten sonra, listelerde bir çok çocuğun adı olmasına rağmen hiç bir nakliye yapılamadı. Bu listeye kayıtlı olan ve olmayan yaklaşık 15.000 Çekoslovak çocuk Holokost çarkı içinde katledildi.
Getirtebildiği çocuklar Londra Liverpool istasyonuna varınca tümünü çeşitli aile ve kuruluşlara teslim ettikten sonra Nicolas Winton ortadan çekildi.
Yapılan tesbitlere göre, kurtarılan 669 çocuktan hiç biri gerçek ailelerini bir daha göremediler.
Winton’ın organize ettiği operasyonlar sayesinde kurtulan çocuklardan biri olan Vera Gissing, yıllar sonra, İngiltere’nin Schindler’i olarak adlandırılan Nicholas Winton’un hayatını kaleme aldı. Bu biyografik kitap kısa bir süre sonra “The Power of Humanity” olarak beyaz perdeye aktarıldı. 2001 yılında, filmin Prag’da yapılan galasında, Winton, dönemin Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Havel tarafından özel olarak davet edildi. Kurtarılan 669 çocuktan 250’si gösteri salonunda hazır bulundu.
2002 yılında, bu biyografi tekrar Slovak hükümeti desteğinde “The Power of Good” adı altında bir belgesele dönüştürüldü ve 2002 yılı Emmy Film ödülleri en iyi belgesel ödülü, 2002 yılı Trilobit ödülü ve 2002 yılı Slovak Film Eleştirmenleri en iyi film ödülüne layık görüldü. Bu film 2008 Kara Kare film günleri programına da alınmıştır.
Halen hayatta olan Nicholas Winton, 1983 yılında “Memeber of the British Empire” ünvanı ile, 1998 yılında Çek Hükümeti’nin savaş esnasında aldıkları yardım için organize edilen “Thank you Britain” günlerinde , savaş sırasında yaptığı şahsi yardımları için “Liberty of Prague” madalyası ve aynı yıl ,yine aynı nedenlerle , Çek Cumhurbaşkanı tarafından Marsaryk madalyalarıyla onurlandırıldı. En son 2002 yılında , İngiltere Kıraliçe’si tarafından ?övalye ilan edildi.
Winton Yahudi bir ailenin evladı olarak dünyaya gelmiş, ancak sonradan ailece Hıristiyan olmuş ve vaftiz edilmişti. Ancak , yahudi kökeni dolayısıyla, Israel ve Yad Vashem tarafından “Uluslararası Dürüst “ olarak kabul edilmemiştir.
C. BİN ÇOCUK OPERASYONU (OTC )
“Bin Çocuk” (One Thousand Children), Nazi Almanyası veya Naziler tarafından işgal edilmiş, işgal tehdidi altındaki ülkelerden çıkarılmış ve ABD’ ye nakledilmiş, çoğunluğu Yahudi olan yaklaşık 1400 çocuğu kapsayan operasyona verilen addır.
Bu operasyonun başlangıcı 1933 baharına dayanır. Hitler’in iktidara gelmesiyle, American Jewish Congress ve World Jewish Congress ortak bir kararla 40.000 Alman Yahudisi çocuğun hamiliğini üstlendi: Bu çocuklar , tüm dünya sathındaki Yahudi aileler tarafından koruma altına alınacaklardı. Bu çocukların büyük kısmı da ABD ye getirtilecekti. Niye yalnız çocuklar sorusunun cevabı hem ekonomik hem siyasi idi. Büyük krizden yeni çıkmış Amerikan ekonomisinin ve işsizliğin göçmen işgücüne tahamülü yoktu. Siyasi yönü ise Amerikan halkının o dönemlerde yabancı göçmenlere çok iyi gözle bakmaması buna karşılık , çocukların daha kolay kabullenilebileceği ve daha az göze batacakları idi. Ayrıca ABD’de katı bir göçmen kotası politikası uygulanmaktaydı. Çocukların ise yasal olmayan yollardan ülke içine girmeleri daha kolaydı.
1933 -1934 yılları arasında ilk çalışma olarak 250 Almanya doğumlu çocuğun ABD’ye getirtilmesi planlandı. Bunlar Alman kotası olarak getirtilecekti. Üst yaş sınırı 16 olarak tesbit edildi.
Sıra , gerekli fonların toplanması ve nakliyenin organizasyonuna gelmişti. Bu aşamada , ön plana çıkan isim Cecilia Razovsky oldu. Kendisi de göçmen çocuğu olan Razovsky , devlet kademeleriyle olan iyi ilişkilerini , bürokrasinin esnekleştirilmesi için kullandı ve genelde başarılı oldu.
15 aylık planlama ve ön çalışmadan sonra , 9 Kasım 1934 tarihinde , yaşları 11 ile 14 arasında değişen , 9 çocukluk ilk Alman Yahudi çocuk grubu , Dr. Gabrielle Kaufmann eşliğinde A.B.D. topraklarına ayak bastı ve hemen New York çevresindeki koruyucu ailelere teslim edildi.
İlk konvoydan sonra, 250 çocuğun geri kalan kısmı için, köklü sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Yürürlükteki Amerikan kanunlarına göre , koruyucu ailenin :
- çocukla aynı etnik kökten ve dinden olması,
- aynı evde oturan her çocuk için ayrı bir yatak temin etmesi,
- aynı odada ikiden fazla çocuğun yatmaması,
- her çocuk için ayrı diş fırçası, havlu vb. hijyenik olanakları sağlaması gerekiyordu.
1929 ekonomik krizinin etkilerinden yeni kurtulmaya başlayan ABD’de , özellikle krizden en çok etkilenen gruplardan olan Yahudi cemaatinde yukarıdaki şartları sağlayacak aile sayısı çok azdı. Diğer taraftan, Alman Yahudi gönüllüleri, aileleri çocuklarından ayrılmaya ikna edemiyor ve çocuk başına gerekli 500 USD lık fonu temin etmekte zorlanıyordu. Bir engel de, ABD ve Almanya’da zaten var olan antisemitizmi körüklememek için de bütün bu çalışmaların fazla gürültü yapılmadan yürütülmesi gereğiydi.
Sonuç olarak, ilk grubun gelişinden , yani 9 Kasım 1934 den 1 Mart 1938 tarihine kadar ancak 351 çocuk bu program dahilinde ABD ye gelebilmişti. Bu çocukların bir miktarı da yarı Yahudi idi. ( anne-babalarının ebeveynlerinden birinin Hıristiyanlığa geçmesi veya bir Hıristiyan ile evlenmesi yarı-Yahudilik sayılıyor ve bu kişiler Yahudiler’le aynı uygulamalara tabi tutuluyordu).
1938 deki Avusturya’nın Almanya’ya ilhakı, Münih Antlaşması, Çekoslovakya’nın güneyinin işgali, Polonya’lı Yahudilerin Almanya topraklarından çıkartılması ve son nokta olarak, Kristallnacht olayı bu durağan süreci canlandırdı: asıl çalışma bundan sonra başladı.
Ancak 1938 yılı sonunda, Amerikan Kongresi , Alman göçmenlere özellikle göçmen çocuklara karşı tavır almaya başladı , kotalar azaltıldı, tek başına giriş yaşı yükseltildi , diğer şartlar da zorlaştırıldı. Uzun uğraşlar ve lobi faaliyetlerinden sonra kotalar eski durumuna getirildi diğer şartlar yumuşatıldı, çocuklara öncelik tanındı.
1939 yılında çocuklar Southampton-İngiltere üzerinden gemilerle taşındı. Savaş ilanından ve Almanya sınırlarının kapatılmasından sonra mümkün olan her türlü çıkış ülkesi, İtalya, Fransa, Portekiz, Hollanda , İsveç gibi değişik ülkelerin limanları kullanıldı. Hatta, Sibirya üzerinden ABD’ye giriş yapan çocuklar oldu.
1940 yılında ise, İngiltere’den yeni bir dalga göçmen çocuk taşındı: Kindertransport operasyonuyla Londra’ya gelen çocuklar , bu şehrin bombalanmaya başlanmasıyla yeniden ABD’ye yönlendirildiler.
1941 yılında , Fransa’da , kilise, okullar ve çeşitli kuruluşlar tarafından saklanan ve koruma altına alınan çocuklar kurtarılmaya ve ABD’ye gönderilmeye çalışıldı.
Sonuç olarak , 1933 – 1945 yılları arasında 1400 kadar çocuk ABD ye taşınmış oldu , yani yılda ortalama 100 çocuk...
Görüleceği üzere, 1000 çocuk operasyonu ( kurtarılan çocuk sayısı 1.400) Kindertransport operasyonundan ( kurtarılan çocuk sayısı 10.000) daha fazla duyuldu ve ses getirdi.
İki operasyon arasındaki ana fark, Kindertransport’un isimsiz kişiler ve kurumlar tarafından yapılması, 1000 çocuk operasyonuna ise çok miktarda tanınmış kuruluşun bir şekilde olaya katılmasıdır.
Bin çocuk operasyonuna destek veren kuruluşlar arasında, Alman Yahudi Çocuklarına Yardım Kuruluşu , Oeuvre de Secours aux Enfants, Yahudi Kadınlar Ulusal Konseyi, Dünya Yahudi Kongresi , Joint , Bnei Berit , ABD Ulusal Çocuk Bürosu göze çarpmaktadır.
Sonuçta , bu iki operasyon sayesinde yaklaşık 12.000 çocuk kendilerini bekleyen kaçınılmaz sondan kurtulmuş ancak çoğunlukla gerçek ailerini , yakınlarını bir daha görmek imkanını bulamamışlardır.
Kaynakça :
• Into the Arms of Strangers: Stories of Kindertransport -
2007 Documentary Directed by : Mark Jonathan Harris
• www.intothearmsofstrangers.com
• Wikipedia , The Free Encyclopedia
• Kindertransport Association of North America
• Holocaust Remembrance Project : The kindertransport Teacher Resource Guide
• www.kindertransport.org
• We Came As Children : A collective Autobiography – Karen Gershon 1966
• United States Holocaust Memorial Museum
• Jewish Virtual Library
• BBC News “Honor for British Schindler” 26.09.2002
• Winton’s Wartime Gesture – The Jerusalem Report 31.08.1998
• One Thousand Children Organization : www.onethousandchildren.org
• The Story Of The One Thousand Children and The Network
of Cooperation That Made Their Rescue and Resettlement Possible in America : Judith Baumel Keynote Address at the First Reunion of the
One Thousand Children – 2002