Kısa süreli bir tatil için Amsterdam’a gitmeye karar verdiğimizde süre kısıtı yüzünden tüm müzeleri gezemiyeceğimizi varsayarak bu mekanlarda önceden sanal turlar yapmaya başladım
Metin DELEVİ
İlk önceliğim başta Rembrandt olmak üzere genel anlamda 17-18. yüzyıl Hollanda ressamlarıydı. Sanatçıların resimleri teker teker internetten akarken bir konu dikkatimi çekti: Çok miktarda Yahudi ve Tevrat kökenli resim vardı. Bunun bir tesadüf olup olmadığını araştırırken ortaya ilginç bir sonuç çıktı. Özellikle Rembrandt ve Yahudiler arasındaki ilişki çok miktarda sergiye, akademik araştırmaya, filme, kitaba konu olmuş, hatta Naziler bile bu bağlantıyı yıkmak için özel bir ekip kurmuşlardı.
Bu çalışmamaraştırmam esnasında ortaya çıkan bazı başlıkları sizlere de aktarmak istedim.
Ancak önce, o dönemde Hollanda ile ilgili bazı kronolojik bilgileri hatırlamakta yarar var:
1593- Portekiz’li bir çok Konversos (Yahudi dönmesi) Hollanda’ya kaçar
1597- Manuel Rodrigues Vega adlı bir Konverso’ya ilk kez olarak ticaret yapma hürriyeti tanınır.
1604 - Alkmaar’da Yahudilerin özgürce dinlerini uygulamalarına izin verilir.
1606 - Rembrandt doğar’ın doğumu
1609- Yahudilere Hahambaşı seçme izni verilir. Rav Joseph Pardo Amsterdam Cemaati’nin ilk Hahambaşısı olur.
1614- Ouderkerk’te ilk Yahudi mezarlığı tahsis edilir.
1617- Ibranice baskı yapan ilk matbaa Amsterdam’da kurulur.
1627- Rembrandt resim öğretmeye başlar ve ekolünü kurmuş olur.
1629- Rembrandt, portre ressamı olarak ünlenir.
1633- Baruch de Spinoza Amsterdam’da dünyaya gelir.
1635- Amsterdam’da ilk Aşkenaz Sinagogu kurulur.
1639- Evlenen Rembrandt, evini “Yahudi Mahallesi” Breestraat’a taşır.
1648- Polonya’daki Chmielnicki pogromu sonrası çok miktarda Yahudi Hollanda’ya göç eder.
1656- Rembrandt iflasını ilan eder ve elindeki bir çok eseri elinden çıkarmak zorunda kalır.
1656- Spinoza Amsterdam Yahudi Cemaati tarafından “Herem” ilan edilir.
1669- Rembrandt ölür ve bilinmeyen bir yere gömülür.
1675- Portekiz’li Yahudiler tarafından Esnoga Sinagogu inşa edilir. Bu Sinagog, halen “Portekiz Sinagogu” olarak dünyanın en eski ve hizmet gören Sefarad Sinagogu olarak tarihe geçer.
Naziler Rahatsız
Dönemin en önemli ressamı, Amsterdam sokaklarında dolaşırken “Yahudileri Seviyorum” diye bağırmaktadır. Charles Matton’un 1999 yapımı Rembrandt adlı filmin bu karesi, 57 yıl önce Alman yönetmen Hans Steinhoff tarafından çekilmiş aynı adlı filmi düşündürüyor. Nazi propaganda çevresinde çok iyi tanınan Steinhoff, yanında Propaganda Bakanı Goebbels tarafından itina ile seçilmiş bir ekiple 1941 yılında Amsterdam’a gelir. Hem Goebbels’in hem de Steinhoff’un ortak bir amacı vardır: yeni işgal ettikleri ülkenin en ünlü şahsiyetinin ari ırktan bir Alman olduğunu herkese ispatlamak... Böylece bu yaklaşımı kullanarak Hollanda Sarayı’nın Nazilere karşı direncini kıracaktır. Kraliçe Wilhelmina’nın doğum günü yerine Rembrandt’ın doğum günü Ulusal Bayram olarak kutlanacaktır. Nitekim, Anne Frank’ın saklandığı binanın çok yakınlarında, Hollanda Nazi Partisi Rembrandt’ın sözde mezarı başında milli kutlamalar yapmaya başlamıştır bile...
Ancak iki önemli sorun vardır: Birincisi, Rembrandt, Alman kökenli değildir, ikincisi, Rembrandt üç asırdır Yahudilerle birlikte anılmaktadır.
Hollanda ve Alman insanlarının bir şekilde aynı ırktan geldiklerini öne sürmek ve hatta ispatlamak kolaydır. Ancak ünlü ressamın Yahudi bağlantısı sıkıntı vermektedir. Bu ikinci sorun ise başka bir yoldan, Steinhoff’un senaryoyu değistirmesiyle, aşılmaya çalışılır: “üç karanlık yüzlü Yahudi, Ari ırkın kahramanının iflasına ve sonra da sefalet içinde ölmesine yol açmıştır.”.
Bu değişikliğe rağmen, Rembrandt’ın Yahudilerle dostluğu Goebbels ve Steinhoff için baş edilemeyen aşılamıyan bir sorun olarak kalacaktı. Diğer Flemenk ressamların, örneğin Vermeer veya Rubens’in Yahudilerle ilgili düşünceleri, Velazquez veya Carravagio’nun Yahudi düşmanı olmaları kimseyi ilgilendirmiyordu. Ana konu, Hollanda’nın en ünlü ressamının Yahudileri resmetmesi, onlarla birlikte yaşaması, onlarla gerçek dost olmasına dayalıydı ve, üç asırlık bir efsanenin artık değiştirilemez bir gerçek olarak yer etmesiydi. Yahudi düşmanları bile bu gerçeği kabul etmek zorunda kalmışlardı. “Yahudi Fransa” broşürünün yazarı, dönemin antisemit akımının başını çeken Fransız Edouard Drumont: “Gerçek Yahudileri görmek istiyorsanız Rembrandt’lara bakmanız yeterli” diyebiliyordu.
Yoksa ilgi bir tesadüf mü?
Geçen yıl, Amsterdam Yahudi Tarihi Müzesi’nde açılan “Yahudi Rembrandt“ adlı sergide bu “efsane” her yönüyle ciddi bir şekilde incelenmiş ve konunun şüphe ve yorumlara açık olduğu gözler önüne serilmiştir. Ancak efsaneleri yıkmak çok kolay değildir.
Efsane’nin önemli unsurlarından biri de, Jodenbreestraat’dır (Büyük Yahudi Sokağı). Rembrandt, bu sokakta, 1639 yılında, günümüzde müzeye dönüştürülen (Remmbrandthuis) evi satın almıştı. Evini Yahudilere yakın olmak için mi bu sokakta seçmişti? Yanıt büyük ihtimalle hayırdır. Tarihi bilgilere bakılırsa bu sokağın adına daha ileriki bir dönemde Yahudi sıfatı eklenmiştir. (O dönemdeki zamanki adı St. Anthoniesbreesstraat). O dönemde bölge yeniydi, ve “avant-garde” olarak tabir edilebilecek bir konumdaydı. Rembrandt ile aynı zamanda bir çok ressam ve Yahudi göçmen bölgeye yerleşmeye başlamıştı. Bölgeye yerleşen tanınmış ressamlar arasında Rembrandt’ın hocası Pieter Lastman, Paulus Potter ve Van der Helst’i sayabiliriz. Diğer taraftan da, o bölgede yaşamaya başlayan Yahudilerin zenginliği, sanat simsarlarını da çekmiş ve dolayısıyla ressamlar için bir ilgi merkezi oluşturmuş da olabilir. Bütün yukarıdaki olasılıklara karşın nedense yalnız Rembrandt’ın Yahudilerle birlikte yaşamak için buraya bölgeye taşındığı öne sürülür. O bölgede Rembrandt’ın bir Yahudi dostu vardır. Bu kişi, dönemin bilgelerinden sayılan, 6 dilde yazılmış 26 kitabı olan, Amsterdam’da ilk İbranice matbaayı kuran Menasseh ben Israel’dir. Rembrandt ile ben Israel arasındaki ilişki, Rembrandt’ın bir çok çalışmasına da yansımıştır. Bazı resimlerdeki İbranice yazıların kaynağı ben Israel’e atfedilmektedir.
Bir diğer konu da, portrelerde görülen kişilerin kimlikleridir. 1937 yılında yapılan kapsamlı bir çalışmada Rembrandt’ın günümüze kadar gelmiş ve bilinen 600 tablo, 400 gravür ve 2000’e yakın eskizi kataloglanmıştır. Tabloların yaklaşık 140’ı erkek portresidir ve bu kataloga göre 37 tanesi Yahudi kişilerin portreleridir. Son yıllarda yapılan kapsamlı ve teknolojik incelemelerde Yahudi portresi olarak sınıflandırılan resimlerin çoğunun Yahudilerle ilgili olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında en çarpıcı iki örnek, Amsterdam Hahambaşısı Saul Levi Morteira’ya atfedilen portrenin aslında Çek asıllı Jan Amos Corneliıus’a ait olduğu; diğeri de, Yahudi Haham olarak adlandırılan kişinin portresinde röntgen incelemesi sonucunda fonda silinmiş bir haç olduğunun görülmesidir. Titiz incelemeler sonrasında yalnız üç portrenin hiç şüphe kaldırmayacak şekilde Yahudilere ait olduğu kesinlik kazanmıştır. En tanınmışı da, halen Rijkmuseum’da bulunan, Sefarad doktor Ephraim Bueno’ya ait olandır. Diğer portrelerle ilgili aidiyetler henüz kesinlik kazanmamıştır. Bu portre konusu ile ilgili diğer bir yön de, o dönem Yahudilerinin, büyük bir olasılıkla, 10 Emir’in 2.si “Başka tanrılara tapmayacaksın”a uygun olarak, portrelerini yaptırmaktan kaçınmalarıdır.
Hollanda’da Yahudi sempatizanlığı
Bu konunun dini açıklamaları da vardır. Portekiz’de, 1497 yılında zorunlu olarak vaftiz edilen Yahudiler (Konversolar), Ispanya’dakilerin aksine Engizisyon’un uygulamalı olarak devreye girdiği 1580 yılına kadar dış görünüş olarak mükemmel birer Hıristiyan, ancak kendi aralarında, gizlice bile olsa, bazı eski dini uygulamalarını devam ettiren bir toplum olarak yaşadılar. 1580 yılında Portekiz İspanya tarafından işgal edilince, katı Ispanyol Engizisyonu Portekiz’de de devreye girdi ve Konversolar yurtlarını terketmek zorunda kaldılar. Amsterdam’a gelen bu göçmenler, artık gerçek dinlerini açıkça uygulamak ve Yahudiliklerine geri dönmek istiyorlardı. Hollanda’ya gelen Konversolar, genelde İbranice’yi bilmiyorlardı, sünnetsizdiler ve eski dinlerini yalnızca bazı uygulama ve geleneklerden tanıyorlardı. O dönemde, “Yeni Kudüs” olarak adlandırdıkları Amsterdam, bu olanakları sağlayabilecek en uygun ortamdı.
Hollandalılar ise, Luther’in Yahudilere karşı hoşgörüsüz Reformizm’i yerine, Calvin’in hoşgörülü, Eski Ahit’e dayalı Protestanlığını benimsemişlerdi. Calvinist görüşe göre Katolik ikonografisi yerine, kaynağa yani Eski Ahit’e dönmek gerekiyordu. Bir anlamda dini açıdan bu iki toplum birbirlerini kucaklamak için ortak bir paydada buluşmuşlardı. Dönemin ressamlarının ve özellikle Rembrandt’ın Tevrat ve dolaylı olarak Protestanlığın ana temalarını kullanmaları bu şekilde kolaylıkla açıklanmaktadır.
Son nokta olarak da, üzerinde çok spekülasyon yapılan, Hollandalı ressamların, özellikle de Rembrandt’ın çok miktarda kullandığı Purim temalarına da değinmek gerekir.
Ispanyolların zoruyla Portekiz’den göç etmek zorunda kalan Yahudiler, Hollanda’ya beraberlerinde ticari tecrübelerini de getirmişlerdi. Yeni kurulan Hollanda Milli Doğu Hindistan Şirketi bu deneyimi kullanarak büyümüş ve bölgenin en kuvvetli ticari gücü olmuştu. Ayrıca, Yahudiler Amsterdam’da değerli taş endüstrisini kurmuşlardı. Hollanda ve Yahudiler artık ortaktılar. Birlikte Yeni İsrael , Yeni Kudüs’ü yaratmışlardı. Hollandalılar için zorba Ispanyol’lar “Haman”, mucize olarak gördükleri Yahudiler ise “Ester” i temsil ediyordu. Mucize tekrarlanıyor, Ester yine Haman’ın üstesinden geliyordu. Bu tema yalnız resimlerde değil, edebi eserlerde de açık bir şekilde işleniyordu. Devam eden Ispanyol tehdidine karşı bir moral kaynağı olarak kullanılıyordu.
Spekülatif veya kalpten, bu iki toplum arasında asırlardır süregelen bir birliktelik, karşılıklı saygı ve neticede bir bağlılık olduğu bir gerçek. Ajax futbol takımının da hiç bir organik bağı olmamasına rağmen Yahudilerle birlikte anılması da güncel bir kanıt olarak görülebilir.
Westerbrook toplama kampından Auschwitz’e doğru yola çıkan isimsiz bir Yahudi’nin dizeleri de başka bir kanıt:
Hoşçakal iyi ülke, düşüncelerimiz bize güç veriyor
Atalarımızın ülkesi, eski Cennet’in yolu
Rembrandt’ın ve arkadaşlarının çalıştığı gururlu şehir
Spinoza’nın feyz dağıttığı o sessiz bölge
Kaynakça:
1. Encyclopedia Judaica – Dutch Painters
2. Rembrandt et La Nouvelle Jerusalem . Juifs et Chretiens a Amsterdam au siecle d’or – Musee d’Art et d’Histoire du Judaisme Paris – 28.03.2007
3. Rembrandt’s Jews – Steven Nadler – University of Chicago Press
4. Center for Research on Dutch Jewry – Hebrew University- Jerusalem
5. The Portugese Jews of Seventeenth Century Amsterdam – Daniel Swetschinski – Littman Library of Jewish Civilization – 2002
6. Rembrandt in de propaganda 1940-1945 - exhibition at the Resistance Museum , Amsterdam 30.06- 03.12..2006
7. The “Jewish” Rembrandt: the Myth Revealed – exhibition at the Jewish Historical Museum 10.11.2006 -04.02.2007
8. The New York Review of Books – “ Rembrandt – The Jewish Connection” 14.08.2008
9. Jewish Virtual Library - www.jewishvirtuallibrary.org