Piyasalarda güven sıkıntısının çok açık bir şekilde devam ettiği borsalar tarihinin en kötü haftalarından birini geride bıraktık. Borsalarda yaşanan düşüşü durdurmak ve kredi piyasalarını rahatlatmak için bütün gelişmiş ülke Merkez Bankalarının yaptığı çabalar en azından kısa vadede boşa çıktı. Bankaların birbirlerine ve müşterilerine borç vermeye başlamaması hala büyük bir problem gibi gözüküyor. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen borsaların bu kadar sert düşüşler yaşaması sona yaklaşıldığının bir göstergesi olabilir.
Beyaz Saray’ın 700 milyar dolarlık kurtarma planının kabul edilmesinden sonra geçtiğimiz hafta bazı yatırımcılar piyasalarda düzelmelerin başlayabileceğini düşünmüştü. Ancak daha evvel yazdığım yazıda da belirttiğim gibi piyasalardaki güven sorunu ve piyasa oyuncularının kredi bulamamalarından ötürü zorunlu olarak pozisyonlarını kapamaları geçtiğimiz hafta durumu daha da kötüleştirdi. Bazı gelişmiş ülke endeksleri şu ana kadar hiç görülmemiş düşüşler yaşayarak haftayı büyük kayıplarla kapattılar. Avrupa, Kanada, İngiltere ve İsveç gibi gelişmiş merkez bankalarının birlikte karar alıp faiz indirimlerine gitmeleri bile kredi piyasalarındaki güven sorununu çözmeye yetmedi. Bununla beraber gelişmekte olan ülkelerden biri olarak nitelendirilen İzlanda’nın en büyük üç bankasının batması sonucu ülkenin büyük borç altına girmesi ve bunları ödeyebilmek için Rusya ile görüşmeler yaptığını açıklaması bu önemli finansal krizin başından beri yaşanan beklenmedik gelişmelerden bir başkası olarak dikkat çekti. Şu an yazımı yazarken içinde bulunduğum hafta sonu ise gelişmiş ülke liderlerinin toplanarak bu finansal krizi tartışmasını beklediğimiz G-7 zirvesi yapılacak. Bununla birlikte yine bu hafta sonu Pazar günü Avrupa Birliği üyelerinin bir araya gelerek bu krizi aşmak için bir arada hareket etme sinyalleri vermesinin beklendiği bir buluşma gerçekleşecek. Bu toplantılarda önemli ve piyasanın yönünü değiştirebilecek kararların alınmasını umuyorum.
Bütün bu gelişmelerin yanında biraz da Cuma günü ABD borsasında yaşanan olağanüstü dalgalı günden biraz bahsetmek isterim. Borsaların güne kayıpla başlayacağını fiyatlamıştı. Ancak ABD borsasının açılması ile gitgide kötüleşen borsalarda yüzde 8’e varan kayıplar yaşandı. Bundan çok kısa bir süre sonra sebepsiz yere yine aynı borsaların artıya geçmesi ben dahil bütün yatırımcıları şaşırtmıştır. Günü yüzde bir civarı eksiyle kapatan borsanın çok kısa zaman dilimlerinde bu inanılmaz hareketleri yapmış olması bence önemli. Piyasalardaki dalgalanmanın tavana vurduğu zamanlarda piyasaların dip yaptığı söylenir ve benim gözlemlediğim kadarıyla bu da öyle günlerden biriydi. Yani eğer hafta sonu hükümetlerden sorunu çözmek için direk olarak bankalar arası piyasalarda borçlanmayı cesaretlendirebilecek tedbirler alınabilirse borsaların bir süreliğine rahatlamasının olası olduğunu düşünüyorum. Buna rağmen bu krizin sonlanması çok daha uzun sürebilir. 1930’lu yılların başında ABD’de yaşanan depresyon incelendiğinde borsalar hakkında önemli bir gerçek ortaya çıkıyor. Borsalardaki düşüş hızlı, çıkış ise çok uzun sürede gerçekleşmiş. Benzer bir durumda olup olmadığımızı kestirebilmek için henüz daha çok erken ama bu ihtimali de göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Son haftalarda yaşanan gelişmelere bağlı olarak ülke hükümetlerinin bu finansal krizin ciddiyetini her geçen gün daha iyi anladığını gözlemliyorum. Buna bağlı olarak bu hafta yapılacak G-7 zirvesinde ve Avrupa Birliği ülkeleri toplantısında radikal kararlar alınabileceği kanaatindeyim. Bu gelişmelerin piyasaları bir miktar rahatlatacağını umuyorum ama sorunun çözümünün piyasalara güven aşılamak olduğu düşünüldüğünde tam güvenin geri gelmesinin kesinlikle 2008 yılı içinde gerçekleşmeyeceği kanaatindeyim. Sonuç olarak bu hafta geçen haftaların aksine beklenmedik olumsuzluklar yaşanmaması durumunda olumlu gelişmelerin borsaya yansımalarının gözlenebileceği bir hafta olabilir. İyi haftalar.