Hepimiz “Üç Maymun”u oynarız

İnsan doğasını ve varoluşunu sorgulamayı sürdürüğü filmde, Ceylan, aşk, nefret, pişmanlık, yalan, sorumluluk, güç duygusu ve affetme temalarını işliyor. Film 3 kişiden oluşan orta sınıf bir ailenin, parçalanmaması adına, gerçeklerin görmezden gelinmesiyle ortaya çıkan açmazları anlatıyor. Sorumluluk yükünün ağırlığı altında ezilmemek için, bu 3 kişi, gerçeği görmekten, konuşmaktan kaçınarak, onu inkar etmekle yetiniyor. Ancak “3 Maymun”u oynamak, acı gerçeklerin üstünü örtmeye yeterli midir?

Viktor APALAÇİ
22 Ekim 2008 Çarşamba

Nuri Bilge Ceylan “3 Maymun” ile Cannes’da En İyi Yönetmen seçildi

İnsan ruhunun derinliklerinde dolaşmayı seven bir sinemacı olarak Nuri Bilge Ceylan, “3 Maymun”da bilinen sakin ve durgun uslubunu yinelerken, sinemasını geliştirdiğini, farklı bir yolda cesur bir adım attığını gösteriyor.

İnsanın doğasını ve varoluşunu sorgulamayı sürdürdüğü “3 Maymun” da Ceylan, aşk, nefret, pişmanlıklar, yalanlar, sorumluluk, güç duygusu ve affetme gibi temaları işliyor. Kurduğu görsel dünya ve özgün uslubuyla Türk sinemasında özel bir yeri olan Nuri Bilge Ceylan, “3 Maymun” da mekan kullanımındaki ustalığı, özenli ışık çalışması ve başarılı ses tasarımı ile dikkati çekiyor.

Film, 3 kişiden oluşan orta sınıf bir ailenin, parçalanmaması adına, gerçeklerin görmezden gelinmesiyle ortaya çıkan açmazları anlatıyor. Hayatta hepimizin “3 Maymun”u oynamak zorunda kaldığımız gerçeğinden hareketle, Ceylan, bir yerde davranışlarımıza ayna tutuyor.

Sorumluluk yükünün ağırlığı altında ezilmemek için, filmin üç kahramanı, gerçeği görmekten, konuşmaktan kaçınarak, onu inkar etmekle yetinir. Ancak “3 Maymun”u oynamak, acı gerçeklerin üstünü örtmeye yeterli midir?

Nuri Bilge Ceylan eşi Ebru Ceylan ile birlikte yazmaya başladıkları senaryo kadrosuna, özel hayatında politikaya atılan bir doktor olan Ercan Kesel’i almış. Bu filmde kendini yenilemeyi seven bir sinemacı kimliğiyle karşımıza çıkan Ceylan, kariyerinde ilk kez siyasi ortama göndermeler yapıyor. Ercan Kesel’in telkiniyle, filmin baş kahramanlarından biri, çiçeği burnunda bir politikacı.

 

SAKİN, DURGUN

SİNEMA DİLİ

Duygusal gel gitler ve psikolojik tahliller yüklü bir senaryoyu, Ceylan bilinen sakin ve (uzun planlara dayanan) durgun uslubuyla sinemaya aktarıyor. Gri tonların hakim olduğu bir atmosferde geçen, Yedikule’de oturan, üç kişilik orta direk bir ailenin öyküsünü anlatan film bir trafik kazasıyla başlıyor.

Şoför baba (Yavuz Bingöl), politikacı patronunun (Ercan Kesel) yaptığı bir trafik kazasını üstlenerek kısa bir müddet hapis yatar. Evde, 20’li yaşlarını sürdüren işsiz oğluyla (Ahmet Rıfat Songar) tek başına kalan karısına (Hatice Aslan) patron göz koyar.

Kocası hapisteyken, genç kadın, zaafına yenilip patronun metresi olur. Okulda başarısız olan, boş gezenin boş kalfası oğul, gerçekleri bilmesine rağmen susmayı yeğler. 6 yaşındayken denizde boğulan kardeşinin gölgesi, ailenin tüm ilişkilerinin üstüne düşer.

“TUTKUYLA SEVDİ/İM

YALNIZ, GÜZEL ÜLKEM”

Aile içi koyu suskunluk ortamına rağmen, hapisten çıkan baba, durumu kavrar. Ancak “3 Maymun”u oynamak, acı gerçeklerin üstünü örtmeye yeterli midir? Filmde bir ailenin, altından kalkamayacağı acılara ve sorumluluklara maruz kalmamak adına gerçeği örtbas ederek bir arada kalmaya çalıştıklarını izliyoruz.

Nuri Bilge Ceylan’ın insan ilişkilerini inceleme yöntemini Bergman, Bresson ve Tarkovski gibi ustaların sinemasına yakın bulan eleştirmenler var. Son Cannes Film Festivali’nin başlangıcından gösterilen “3 Maymun”, festival boyunca uluslararası eleştirmenlerin değerlendirilmesiyle, hep Altın Palmiye ödülüne layık gösterildi.

Nuri Bilge Ceylan (yarışmanın Clint Eastwood, Steven Sodergbergh, Atom Egoyan, Dardenne Kardeşler, Wim Wenders gibi prestijli yönetmenlerini sollıyarak) En İyi Yönetmen seçildi. Ceylan’ın bu başarısı kimseyi şaşırtmadı. Yönetmen bu festivalde, 2003’te “Uzak” ile Jüri Büyük Ödülü’nü, 2005’da “İklimler” ile sinema yazarlarının verdiği Fibresci ödülünü kazanmıştı.

Uslup olarak sakin ve durgun bir sinema dili kullanan Ceylan görsel diliyle izleyicinin bir kez daha hayranlığını kazanıyor. Amatör oyuncuları dahi iyi yönetmedeki becerisini gösterdiği filmle Ceylan, önceki filmlerine kıyasla daha içine girilebilir bir yapıt sunuyor.

Cannes’da Kapanış Galası’nda ödülünü “tutkuyla sevdiği yalnız ve güzel ülkesine adamakla” gururumuzu okşuyor, gönüllerde taht kuruyor.