Hazan İzak Maçoro son yolculuğuna uğurlandı

Muhteşem sesi, makamları ve yorumlarıyla elli yılı aşkın bir süre İstanbul Sinagogları’nda hazanlık yaparak kitleleri etrafında toplayan Hazan İzak Maçoro 23 Ekim Perşembe günü Neve Şalom Sinagogu’nda düzenlenen bir dini törenle son yolculuğuna uğurlandı

Toplum
30 Ekim 2008 Perşembe

Törende Hahambaşı Rav İsak Haleva, Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, Maçoro Ailesi, yakınları   başta olmak üzere Hahambaşılık  Bet-Din üyeleri, cemaat ileri gelenleri,  tüm sinagogların gabay ve hazanlarının yanı sıra onu takdir eden cemaat bireyleri hazır bulundular.

Tören Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın konuşmasıyla başladı. Hahambaşı Rav Haleva:  “Her toplumda bir yıldız parlar. Hazan Maçoro’nun vefatıyla bir yıldız yok olup gitti. Hatırlarım teyzem ile eniştem evlilik hazırlığındaydılar. Teyzem bir halı eksik olsun, ama düğünü Maçoro ile yapalım demişti. Çünkü sesi dualarıyla insanın içine işlerdi. Maçoro dinsel ve makamsal açıdan doğu ile batıyı birleştirebilen bir kişiydi. İnsan manevi yönden onunla yükselirdi. Melekler dahi bu güzel sesi dinlemeye gelirdi. Zira, ancak iyi bir sesle konsantre olabilirisiniz. Onun okuduğu bir çok düğünden çıkanlar, onun sesiyle tanrı ile diyaloga girdiklerini ifade ederlerdi” sözleriyle duygularını ve hayranlığını dile getirdi.

Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya; Türk Musevi Cemaati’nin sembollerinden biri olan Hazan İzak Maçoro’nun Neve Şalom Sinagogu’nun hizmete girdiği 1950 yılında tek hazan adayı olarak göreve başladığını belirterek konuşmasına başladı.

Ovadya: “1974 yılında babam vefat ettiğinde, günlük, haftalık ve aylık limutlar sırasında, kendisini daha yakından tanıma fırsatım olmuştu. Çocukluğumda tanımış olduğum hazanların aksine, her zaman düzgün giyinen, yakışıklı, pak bir kişiydi. Kanaatimce, parladığı dönemde ve sonrasında genç kuşak din adamları için bir örnek teşkil etmiştir. Babamın 7 gün limutları sürerken, bir gün evimize gelen ve Koç Topluluğu’nda çalışan bir üst düzey yönetici, aynı günlerde vefat eden Cemaat Başkanı İsrael Menase’nin limutlarına Vehbi Koç katılacağından, cemaatimizin medarı iftiharı Hazan İzak Maçoro’nun hiç olmazsa o akşam için Menase’lerin evine gitmesini annemden rica ettiğini hatırlıyorum.

Hazan İzak Maçoro 1918 yılında Hasköy’de dünyaya geldi. Bar-Mitsvasının ardından, İtalyan Sinagog’unda, Ribi İzak Algazi ile birlikte hazanlık yapmaya başladı. Aynı dönemde, Knesset İsrael Sinagogu’nda maftirimlerde okumaya başladı. Hazan Maçoro’nun annesi ve babasının güzel sesleri de Hasköy halkı tarafından bilinirdi. Musevi Lisesi’nden mezun olan Hazan Yitzhak Maçoro, vatani görevini Orduevi’nde şarkıcı olarak yaptı. 2,5 yıl boyunca Safiye Ayla ile sahneye çıktı.

(…) Görev aşkı ve işine olan saygısı, hayatı boyunca okumuş olduğu her peraşa için aynı özenle hazırlanmasına sebep oldu. Toplum fertleri, Kipur’da Kol Nidre’yi dinlemek için, özellikle onun görev aldığı sinagoga gelmeyi tercih ederlerdi.

Neve Şalom’daki günlük hazan görevinin ardından, 1965 yılından itibaren emekli olduğu 1979 yılına dek, görevini Şişli Sinagogu’nda sürdürdü. Emekli olduğu bu tarihten sonra, 1981 yılından itibaren uzun yıllar Büyükada Sinagogu’nda görev aldı.

Mutlu bir evlilik yaşamı olan Ribi Maçoro iki oğul ve dört torun sahibi iyi bir aile babası, mükemmel bir eşti.

Yarım asır boyunca Türk Musevileri için hazanlığın bir sembolü olan ve Cemaat Yönetimi tarafından “Hazan a Raşi” – “Baş Hazan” olarak onurlandırılan; ne yazık ki bundan 20 yıl önce Niso Alboher’in gayretleriyle bir stüdyoda banda alınan, Davit Bahar ve Hazan a Raşi David Sevi ile birlikte hazırlanan, son üç yıldır üzerinde çalışılan ve ekinde geniş bir kitapla yayınlanacak olan Maftirim CD’lerinin gerçekleştiğini göremeden aramızdan ayrılan Hazan İzak Maçoro’nun ailesine ve yakınlarına başsağlığı diler, mekânının kendisine cennet olmasını temenni ederim. Ruhun şad olsun Hazan İzak Maçoro.”

Büyükada Hesed Le Avraam Sinagogu Vakfı Başkanı Elazar Yakar Levi yakından tanıdığı Hazan Maçoro için : “(…) Gerçekten Ribi İzak Maçoro döneminde Büyükada Sinagogu altın çağını yaşadı…

Ribi İzak Maçoro muhteşem sesiyle büyük bir kantor, hazan ve bilge bir hahamdı. O mesleğinin şahikasına erişmiş ender insanlardan biriydi.

Onu; efendiliği, İstanbul Beyefendiliği, vakarı ve tevazuyla hatırlamak gerekir. Okuyunca nasıl tevaya hakim olduğunu, ilahi sesiyle nasıl herkesi büyülediğini gördüm, sezdim. O okudukça, sinagogda  bulunanların adeta ruhlarını alır şöyle yukarılara doğru çıkarırdı.

Ribi İsak Maçoro çok prensip sahibi ve disiplinli bir kişiydi. Bazen tefila biraz uzayınca kendisinden mümkünse biraz daha süratli gitmesini ima ederdik. Bize başını sallayıp “si paşa...” dese de dikkat ederdim, stilinden ve üslubundan hiç şaşmazdı.

Çok hayret ederdim; Ribi İzak Maçoro gibi bir ‘peraşa’ dehası, hafta arası sinagoga gelir, Sefer Tora’yı çıkartıp onun üzerinde çalışma yapardı. Niye? Herhangi bir sürçme veya falso olmasın diye...

Ribi İzak Maçoro her Cuma akşamı ‘Mizmor Le David”i değişik bir makamda okurdu. Ve o hafta okuyacağı makamı, hafta boyu hep kendi kendine mırıldanırdı...  makama çalışmış olurdu...

(…) Ribi İzak Maçoro  sadece İstanbul veya Türkiye çapında tanınmış bir kişi değildi. onun ismi Türkiye dışında da tanınır, bilinirdi. Çeşitli vesilelerle dış ülkelerden çok davet almıştı.

(…) Ribi İzak Maçoro bir efsaneydi…. Bir efsaneyi kaybetmenin acı ve üzüntüsü içindeyim” sözleriyle duygularını ifade etti. 

Rav  Moşe Benveniste  Tora’dan örnekler vererek Hazan İzak Maçoro’nun kişiliğini öven sözlerle konuşmasına başladı. Rav Benveniste: “ O bir fenomendi. Kural dışı  olağan üstü bir kişilik… Taklit edilmez.  Toplumumuzda Hazanut branşında belki yüzyılda, belki daha uzun bir sürede yetişebilen ender kişilerden biriydi. (…)  Dostum Ribi Maçoro’yu tanıdığım günden beri ciddiyet, hassasiyet, özverili görev anlayışı ve titizliğiyle uzun yıllar toplumuna mükemmel bir şekilde hizmet verdi… ”  dedi Törende Tellim  Hazanlar Natan Siliki, Aşer Levi ve Avram Darsa tarafından okunurken, duaları Hazan Araşi David Sevi, Rav Yeuda Adoni ve Rav Moşe Benveniste  okudu. Hazan Maçaro Ulus Musevi Mezarlığı’nda toprağa verildi.