Doret HABİB
Küresel krizin en önemli nedeni ABD’deki konut piyasasındaki sentetik kredilerle yaratılan saadet zincirinin kopması ve bankaların batık kredileri olarak yorumlanıyor. Peki, Avrupa’nın ve Asya’nın dev yatırım bankaları bu çıkmazdayken, Amerikan değişiminin yeni yüzü olan Obama, bu konuda neler yapmayı planlıyor?
Obama seçim kampanyalarında “Değişim” mesajiyla Amerikan halkına ve dünya kamuoyuna ekonomik ve politik platformda yumuşama yönünde vaad etmişti. Krizden fayda sağlamak amacıyla James B. Conant’ın da söylediği gibi; “Kaplumbağaya dikkat et! Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebilir” sözü ise belki de bu dönemde en çok ihtiyaç duyulan ilerleme savunmasıdır. Amerikan halkı ABD’nin dünyadaki yıpranan imajının uzlaşmacı ve barışcıl politikalarla düzeltilmesi ve Bush yönetiminin yaratmış olduğu sentetik krediler batağının temizlenmesi, yeni iş kaynaklarının yaratılması için Obama’nın “değişim” politikası yönünde oy kullanarak demokratlara Başkanlığı ve Senato çoğunluğunu verdi.
Obama’nın vaad etmiş olduğu “sosyal tabanlı devlet” değişimi, krizin vesilesiyle umulmadık hızla uygulama şansına ulaştı. Sosyal devlet olma yönündeki ekonomik düşüncelerini en son çıkan ekonomik paketinde görmemiz ise mümkün… Bu paketin neticesinde Amerika’nın orta ve dar gelirli kısmının yeni iş olanaklarıyla, ucuzlaştırılmış sağlık hizmetleriyle ve eğitim burslarıyla rahatlayacağını düşünüyoruz, bu rahatlamanın neticesinde tüketicinin ekonomiye güveni gelecek, konut piyasasının tekrar güçleneceğini ummaktayız.
Bu krizin en önemli nedeni Amerika’daki konut ve gayrimenkul piyasasindaki sentetik kredilerle yaratılan saadet zincirinin kopması ve bankaların trilyonlarca dolarlık batık kredileri idi. Bu derecede batağa giren finansal kurumlar yeni krediler verememektedir. Walls Street bankerleri bu egzotik bonoları dünyanın her yerinde yabancı yatırımcılara riski düşük bono olarak pazarlamış ve Amerika dışındaki yatırımcıların da milyarlarca dolar zarar etmesine neden olmuştu. Bu durumda Avrupa’nın ve Asya’nın dev yatırım bankaları, UBS (18 milyar dolar), Deutche Bank (10 milyar dolar), Credit Suisse (2,1 milyar dolar ) ve Mizuho Financial Group (5,5 milyar dolar) neden bu krizden nasibini aldığını açıklamaktadır.
Domino etkisi
2009 Subat ayında Amerika’daki işsizlik 626.000 ulaşmış ve yıllık gayri safi milli hasıla (GSMH) yüzde 3,8 küçüldü. Bu ekonomik durgunluk ve artan işsizlik domino etkisiyle bankaların ev kredilerinin daha fazla batak vermesine neden oldu ve krizi daha da derinleştirdi. Başkan Obama’nın çözmesi gereken en önemli temel ekonomik problemler çığ gibi büyüyen işsizlik ve kredi piyasasındaki tıkanıklık. İşsizlik sorununu çözmek ve ekonomiyi canlandırmak için Obama yönetimi 787 milyar dolarlık dev ekonomik canlandırma paketini senatodan geçirdi. Bu ekonomi canlandırma paketi 120 milyar dolarlık yol, köprü, havaalanı gibi alt yapı insaatlarına, 58 milyar dolar enerji sektörüne, 141 milyar dolar eğitime, 112 milyar dolar sağlık sektörüne, 107 milyar dolar işsizlik ve düşük gelirli fonuna ve 275 milyar dolar orta tabakadaki vergi yükünü hafifletmeyi öngördü. Beyaz Saray bu paketin 3,5 milyon yeni iş olanakları yaratacağı yönünde beklentileri olduğunu ifade etti. Bu gelişmelerle uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s’in kolu olan “Economy.com” baş ekonomisti Mark Zandi 2010 senesine kadar 2 ila 2,5 milyon arasında iş yaratacağına inandığını belirtti. ABD`de Demokrat Partili başkan adayı Barack Obama`nın kampanyasının baş strateji uzmanı David Axelrod, bu paketin önümüzdeki 18 ay içinde piyasaya gireceğini ve bu paketin etkilerin yavaş yavaş kendisini istatistiklerde göstereceğini belirtmiştir. Hazine Bakanı Timothy Geithner ise bankaları kurtarmak için çözümü Amerika’nın dünya ile beraber hareket etmeyi hedeflemiş ve (ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Kanada) G-7 ülkeleriyle masaya oturarak Amerika’nın iki trilyon dolarlık bir paketle yeni krediler vererek ve batık kredilerin kurtarmak için hazır olduğunu belirtti. Henüz Tim Geithner net olarak bu paranın kaynağını ve bankaları nasıl kurtarılacağını netleştirmedi. Bu belirsizliğe rağmen Obama yönetimi bankaların kurtarılacağını ve konutların iflasının durdurulması için devletin kararlı olduğunu belirtti. Amerika yıllık gayri sarfi milli hasılası 2008 yılında 14,5 trilyon dolar olan dev bir ekonomiye sahip bir ülke.
Amerika ekonomisinde Obama etkisi…
ABD Merkez Bankası (Fed) faiz oranlarını bir süre için yüzde sıfırlarda tutmuş, 787 milyar dolarlık ekonomik canlandırma paketini çıkarmış ve iki trilyon ek kredi paketini çıkarmayı vaad etti. Büyük ekonomilerin momentum kazanması dev transatlantiklerin okyanusta yön değiştirmesi gibi yavaş oluyor. Biz sadece gördüğümüz kadarıyla kaptan Obama’nin batmakta olan bu gemiyi dünyanın da desteğini alarak karaya getirmeye kararlı olduğunu ve getirme yönünde gerekenleri yaptığını söyleyebiliriz. John F. Kennedy’nin de söylediği gibi; “Değişim, yaşamın kuralıdır. Sadece geçmişe ya da şimdiki zamana önem verenler geleceği kaçırırlar” mantığı belki de Obama’nın kendine çizdiği yolun bir göstergesidir. Bu transatlantiğin rotası herkesin hayatını değiştirecek kaptan gemiyi karaya mı, limana mı, iskeleye mi yanaştıracak yoksa okyanusa tekrar mı açılacak bunu bize zaman gösterecek ama bir gerçek var ki artık insanlığın eski dönemin bittiğini ve yeni bir döneme girdiğini söylemek çok da yanlış olmaz…
Herkesin bu yeni döneme ve değişime ayak uydurabilmesi dileğiyle…