İsrail Devlet Başkanı Peres’in hükümeti kurma görevini Likud lideri Netanyahu’ya vermesinin ardından gözler Netanyahu’ya çevrildi. Yeni hükümet İsrail halkının üçte ikisinin istediği gibi Likud-Kadima koalisyonundan mı oluşacak yoksa İsrail halkını aşırı sağcı Lieberman’ın koalisyonda yer aldığı yeni bir hükümet mi bekliyor?
18. İsrail hükümetinin kurulması için 10 Şubat 2009’da çift oylama sistemi ile yapılan seçimlerde Tzipi Livni’nin liderliğindeki merkez Kadima Partisi, bir sandalye farkla seçimleri kazandı. Seçim ertesi hem Likud Partisi lideri Binjamin Netanyahu, hem de Kadima Partisi Başkanı Tzipi Livni zaferlerini ilan ederek, koalisyon kurma çalışmalarına başladı.
İsrail seçim kanununa göre, İsrail Devlet Başkanı hükümet kurma görevini, seçimi kazanan parti liderine vermek zorunda değil. Bu durum göz önüne alındığında, İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres, siyasi parti liderleriyle yaptığı görüşmelerin ardından en iyi hükümeti kuracağını düşündüğü parti liderine hükümeti kurma görevini verme yetkisine sahip. On iki siyasi parti lideriyle yaptığı görüşmelerin ardından Peres, geçtiğimiz cuma günü hükümet kurma görevini Likud Partisi lideri Binyamin Netanhayu’ya verdi. Netanyahu’nun görevi aldığı günden itibaren, bu hükümeti kurabilmesi için altı haftası bulunuyor.
Ulusal birlik hükümeti
Seçim sonrası yapılan anketlere göre, İsrail halkının gönlünde yatan hükümet, Likud ve Kadima’nın yer aldığı bir ulusal birlik hükümeti. Netanyahu’nun hükümet kurma görevini teslim alır almaz, Livni ile görüşmelere başlaması da bu isteğin gerçekleşebileceğinin olumlu sinyallerini veriyor. “Ulusal Birlik Hükümeti” kurulmasındaki kilit rol Likud ve Kadima ile birlikte koalisyonda yer alacak olan üçüncü partide bitiyor. Aşırı sağcı bir hükümetin önlenmesi için Netanyahu Likud-Kadima ve İşçi Partisi’nden oluşacak bir hükümet mi kuracak? Yoksa Netanyahu seçimlerde üçüncü olan aşırı sağcı Avigdor Lieberman’ın partisi Evimiz İsrail’le mi bir koalisyon kurma peşinde olacak?
Birinci seçenek gerçekleşirse sorun yok. Ancak Likud ikinci şıkkı tercih ederse, Kadima’nın bu koalisyonda yer alması tehlikeye girer. Kadima Partisi üyelerinin bir kısmı, aşırı sağcı bir koalisyonda yer almaktansa, muhalefette kalmayı yeğlediklerini açıkça belirttiler. Kadima Lideri Livni de, Peres’le yaptığı görüşmelerde Netanyahu’nun liderliğinde oluşabilecek Likud-Kadima-Evimiz İsrail koalisyonunda, aynı değerleri paylaşmadıkları için kesinlikle yer almayacağını söyleyerek bu duruşu destekledi.
Lieberman neden seçimin kilit adamı haline geldi?
İsrail’in politik ve ekonomik açıdan çok zorlu zamanlar geçirdiği bugünlerde, halkın gönlünde yatan Likud- Kadima koalisyonuna engel olarak görülen Evimiz İsrail Partisi’nin lideri Avigdor Lieberman, aşırı sağcı ve milliyetçi bir hükümet isteğini açıkça belirtmekten çekinmiyor.
İsrail-Filistin barışı konusunda çok katı ve karşı görüşlere sahip olan Lieberman’ın koalisyonda yer alması halinde barış konusunda Netanyahu’yu büyük engeller bekliyor. Lieberman, ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’nın da Ortadoğu konusunda her görüşüne karşı olduğunu açıkça belirtiyor.
Moldova’da doğan ve 1978 yılında İsrail’e göç ederek burada eğitimini sürdüren milliyetçi parti lideri Lieberman, İsrail’de yaşayan ve nüfusun %20 sini oluşturan 1,4 milyon Arap kökenli İsraillilere karşı politikalar yürütmek istiyor. Irkçılık ve faşizmle suçlanan Lieberman, çoğunluğa ters gelen düşünce şekline rağmen, son seçimde sandıktan üçüncü parti olarak çıkarak, kilit nokta haline geldi.
Seçimlerden evvel de Lieberman’la koalisyon yapmak istemediğini belirten Livni, Peres’in hükümet kurma görevi vermek için yaptığı görüşmeler sırasında da, Evimiz İsrail Partisi ile zıt görüşleri paylaştıkları için kesinlikle aynı hükümette yer almayacaklarının bir kez daha altını çizdi.
Kadima, Lieberman’la koalisyona karşı
Tzipi Livni’nin Evimiz İsrail Partisi’yle koalisyon yapmak istememesinin en büyük nedeni, bu partinin lideri Avigdor Lieberman’la barış konusunda aynı değerleri paylaşmamaları.
Netanyahu ile çok partili koalisyon için görüşmelerde bulunan Livni, Likud ile koalisyon yapmama kararı alması halinde, Netanyahu 120 sandalyeye sahip Knesset’te 65 sağ sandalyeye sahip siyasi partilerle birleşerek koalisyon kurabilir. Sandıklardan çıkan sonuçlara göre, Evimiz İsrail Partisi 15, Şas 11, Ulusal Birlik 4, Birleşik Tora Yahudiliği 5, Yahudi Evi 3 sandalyeye sahip. Likud Partisi’nin ise 27 sandalyesi bulunuyor.
Netanyahu’nun Lieberman’la koalisyon yapması halinde, Filistin Özerk Yönetimi ile barış yapma çabaları tehlikeye girecek. Netanyahu, aşırı sağcı ve dinci partilerle şartlarda anlaşıp bir koalisyon oluşturursa, Ortadoğu barışı için tehlikeli bir koalisyon oluşacak; aşırı sağcı ve dinci partilerden herhangi biri barış yolunda Netanyahu Hükümeti’ne engel çıkarabilir.
İsrail’in zor dönemi
18. hükümetini kurmaya hazırlanan İsrail, bugüne kadar yaşamadığı problemleri bünyesinde barındırıyor. İran’ın nükleer tehlikesinin yanı sıra, Lübnan’da Hizbullah ve Gazze’de Hamas tehdidi ile karşı karşıya. Politik çıkmazların yanında İsrail, ekonomik olarak da kötüye gitme tehlikesiyle yüzleşiyor. Politik ve ekonomik durumlar göz önüne aldığında, bugünkü şartlar altında Kadima ve Livni’nin İşçi Partisi ile kurabileceği bir koalisyon, Batı dünyası tarafından en mantıklı hükümet olarak görülüyor. Livni’nin ulusal birlik hükümetini reddetmesi halinde, İsrail halkı aşırı sağcı ve dinci ağırlıklı bir hükümete sahip olacak. Barış konusunda diğer sağcı ve dinci partiler kadar katı olmayan Netanyahu ise gerek Filistin halkıyla, gerekse İsrail-Suriye arasında sürdürmeyi planladığı barış konusunda büyük engellerle karşılaşacak.
ABD’nin yeni hükümetten barış beklentileri
Hükümeti kurma görevini teslim aldıktan sonra Netanyahu, ABD’li Senatör Joe Lieberman ile görüştü. Görüşme sonrasında yaptığı basın açıklamasında Netanyahu, Obama Hükümeti ile Ortadoğu barışı, güvenlik ve geniş bir hükümet kurma konusunda birlikte çalışacaklarını açıkladı. Senatör Lieberman, Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından, Netanyahu hükümetinin Obama hükümeti ile iyi ilişkiler içinde olacağından emin olduğunu söyledi.
Cuma günü Livni ile görüşmelerde bulunan Netanyahu, barış için Batı Şeria’nın bazı kısımlarından vazgeçebilmeye meyilli Kadima ile bir “Ulusal Birlik Hükümeti” kurması halinde, barış için yeni adımlar atabilir.
İkinci kez başbakanlık görevini yerine getirecek olan Likud lideri Binyamin Netanyahu, ilk başbakanlığı sırasında ABD’yle fikir ayrılığına uğramış fakat gördüğü baskı karşısında Batı Şeria’nın Hebron bölgesini Filistinlilere teslim etmişti. İki devletli çözüme karşı olmayan Netanyahu, yine de Filistinlilerin buna henüz hazır olmadığını düşünüyor. Netanyahu’nun bu konudaki tutumunu zaman ve kuracağı koalisyon açıklığa kavuşturacak.