Geçtiğimiz hafta ABD borsaları yeni bir dip yaparak son altı yılın en düşük seviyesine kadar geriledi. IMKB’de oldukça önemli bir destek seviyesi olarak nitelendirilen 23,500’e düştü. Dolar/TL paritesinin yükselmesi Merkez Bankası’nın sürpriz faiz indirimi, bono tahvil faizlerinin düşmesi... Bu gelişme sonrasında ekonomistler faiz indirimlerinin bir miktar daha devam etmesini bekliyor
Geçtiğimiz hafta ABD borsaları yeni bir dip yaparak son altı yılın en düşük seviyesine kadar geriledi. IMKB de oldukça önemli bir destek seviyesi olarak nitelendirilen 23,500’e düştü ve haftayı bu seviyelerden kapadı. USD/TL kurları da son üç ayın en yüksek seviyesi olan 1.7200’ye kadar yükseldi. Bu gelişmeler dışında TCMB’nin sürpriz 150 baz puanlık faiz indirimi sonrasında bono-tahvil faizleri de olumsuzluğa rağmen bir hayli aşağı indi. Bu gelişme sonrasında ekonomistler faiz indirimlerinin bir miktar daha devam etmesini bekliyor.
Bu hafta ABD tarafında banka kurtarma paketi hakkında detayların açıklanması bekleniyor. Piyasaların bu gelişmelere göre yön bulması ve ekonomik verilerin kötü olmasına alışmış durumda olan yatırımcıların oldukça olumlu bir veri gelmemesi durumunda yönünü değiştireceğini düşünmüyorum.
Yukarıdaki en son cümleme kısaca değinerek yurt dışı piyasa yorumuna başlamakta yarar görüyorum. Yurtdışı verilerin sıklığı ve niteliği elbette önemli. Ancak yatırımcılar ekonomik olumsuz gelişmeleri fiyatlamış durumda. Dolayısıyla şu anda borsaların tekrar yukarı yönlü hareket etmesi için ABD Hükümeti’nin krizi çözümlemek için alacağı tedbirler ve detayları çok önemli. Son iki haftadır piyasaların son on iki yılın en düşük seviyesine gevşemesinin sebebi açıklanan konut, istihdam yaratma ve bankacılık kurtarma paketlerinde herhangi bir detaya değinmeyip piyasa beklentilerini karşılayamaması. Yatırımcılar 2007 Ağustos’tan beri bu senaryoyu izliyor. Piyasa oyuncuları yaklaşık iki yıldır zaman zaman durumu düzeltmek için yaşanan gelişmelerin veya alınan tedbirlerin bazılarının olumlu olduğuna kanaat getiriyor ve borsalar bir miktar toparlanıyor. Ancak daha sonra yukarıda bahsettiğimiz toparlanma kısa vadeli oluveriyor çünkü ekonomiyi toparlamak için alınan önlemler global krizi durdurmaya maalesef yetmiyor. İşte bu yüzden yatırımcılar iki haftadır açıklanan paketlerin büyüklüğüne aldırmadan detaylara bakıp bu kurtarma planlarının da işe yaramayacağını fiyatlıyor.
Geçen haftanın en çarpıcı gelişmesi Citibank ve Bank of America’nın kamulaştırılmasına ilişkin spekülasyonlardı. İçinde bulunduğumuz hafta hükümetin böyle bir durumda ne yapacağına dair bir açıklama yapması bekleniyor. Sonuç olarak bu hafta açıklanacak kurtarma plan veya planların bankacılık ve reel sektörün toparlanmasına katkı sağlayacak gelişmeler olup olmadığına karar verip ona göre hareket etmemiz gerekiyor.
Yurt dışı piyasaları incelediğimizde son yılların en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Bu duruma rağmen IMKB’nin hala 23,500 seviyesinde tutunduğunu söyleyebiliriz. Bence bu oldukça olumlu bir gelişme. Döviz piyasasına baktığımda da bunca olumsuzluğa ve beklentinin üzerinde yapılan faiz indirimlerine rağmen USD/TL 1.7200’nin üzerine çıkmadığını söyleyebilirim. TCMB’nin 150 baz puanlık kararlı faiz indiriminden sonra analistler gecelik faizin yüzde 10 seviyesine kadar gerileyebileceğini tahmin ediyor. Şu anda yüzde 11.5 seviyesine kadar gevşeyen faizlerin ardından olumlu bir hava ile birlikte bu hareketin borsaya giriş olarak yansıyabileceğini düşünüyorum.
Sonuç olarak borsaların oldukça gevşediği son haftalardan sonra yukarı yönlü bir hareket olursa bu yükseliğin sert olacağı kesin. Ancak borsa yatırımcılarının gelişmeleri beğenmemesi durumunda borsaların yüzde 10-15 daha hareket etmesi olasılık dahilinde. Dolayısıyla bu hafta çok riske girmemek için girilen pozisyonu bir sebebe dayandırmalı ve o gerekçenin geçerli olmadığını gördüğümüz anda pozisyonumuzu kapatmalıyız. İyi haftalar.