Kazancınızın yüksek olma ihtimalinin fazla olduğu ancak alınması gereken risk miktarının da aynı şekilde yüksek olacağı bir hafta geçireceğiz gibi gözüküyor
Geçtiğimiz hafta yurt dışı piyasalar düşüşünü sürdürdü. Cuma akşamı ABD hisse endeksleri son on iki yılın en düşük seviyesinden kapanırken gelecek için kaygıların artarak sürdüğünü gözlemledik. Cuma günü ABD dördüncü çeyrek büyüme rakamlarının beklenen seviyelerin bir hayli altında açıklanması ve ABD Hükümeti’nin Citibank’ın bir kısmını devletleştirmesi sonucu piyasalarda olumsuzluk arttı. Bu hafta ABD’li sigorta devi AIG’nin bilançosu açıklanacak. Piyasaların bu gelişmeyi dikkatle takip etmesini bekliyorum. Bununla birlikte yurt içi piyasalarda Dolar/TL kurunun 1.7000 seviyesinin üzerine geldiğini ve olumsuzluğun devamı durumunda tarihi zirve olan 1.7500 seviyelerini test etmesinin olası olduğunu düşünüyorum. IMKB-100 endeksine bakıldığında ise yurt dışı borsalara göre inanılmaz bir direnç görülüyor. Bu hafta piyasaların yeni bir dip arayışı içinde olabileceği kanısındayım.
Geçtiğimiz haftalarda açıklanan paketleri yatırımcıların yeterince detaylı bulmadığını geçen hafta yazımda belirtmiştim. Geçen hafta bu gelişmelerin moralsizliği ile başlayan piyasalar Bernanke’nin bankaları gerekmediği sürece devletleştirilmeyeceğini açıklaması ile bir miktar toparlandı. Ancak Cuma günü Citibank hisselerinin yüzde 36’sını devletin alması sonucunda piyasalar oldukça geriledi. Bununla birlikte ABD dördüncü çeyrek büyüme rakamlarının - % 3.8’den yüzde - %6.2’ye revize edilmesi yaşanan resesyonun ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ayrıca hafta sonunda dünyaca ünlü yatırımcı Warren Buffett’ın ABD’nin ancak 2010 yılında toparlanabileceğini belirtmesi ve kendisinin de bu düşüşte bazı hatalı yatırımlar yaptığını belirtmesi olumsuzluğu bir miktar daha arttırabilir. Yazımı yazmakta bulunduğum şu saatlerde HSBC sermayesini güçlü tutmak için yaklaşık 20 milyar dolar civarında hisse satmayı düşündüğü haberini okudum. HSBC’nin her fırsatta güçlü bir sermaye yapısı içinde bulunduğunu ima etmesine rağmen böyle bir miktarda hisse satacağını açıklaması piyasayı aşağı çekebilir. Bu kadar önemli gelişmelerin fiyatlanacağı bu hafta yeni diplere ve çok sert hareketlere hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu gelişmeler dışında son dönemde resesyonun beklenenden sert geçeceğinin anlaşıldığı Avrupa Bölgesi’nin faiz kararı bu hafta. Yatırımcılar bu kararı ve sonrasında Avrupa Merkez Bankası’nın ekonomik görünüm hakkında yapacağı açıklamayı takip edecektir.
Yurt içi borsalar ve para piyasaları ise yurt dışına göre oldukça dirençli gözüküyor. Dow Jones’un son on iki yılın ve Almanya’nın DAX endeksinin ise son dört yılın dibinde olduğunu belirtmekte yarar görüyorum. IMKB ise hala 2008 yılında gördüğü dip seviyesinin altına gelmedi. Ukrayna gibi önemli Doğu Avrupa ülkelerinin kredi notunun düşürüldüğü, Estonya ve Litvanya gibi gelişmekte olan ülkelerin ise notunun düşürülmesi için izlenmeye alındığı şu dönemde Türkiye’nin bu kadar sağlam durması oldukça olumlu. Ayrıca TCMB’nin kararlı tavrıyla yüzde 11.5 seviyesine düşen faize ve reel getirinin düşmesine rağmen gelişmiş ülke para birimlerine karşı rekor seviyede değer kaybetmemesi de pozitif gelişmelerden bir başkası olarak göze çarpıyor. Bu arada IMF anlaşmasının seçim öncesinde imzalanmayacağını söyleyebiliriz. Böyle bir anlaşmanın seçim öncesinde yapılması sürpriz olarak karşılanacaktır.
Bol fırsatlarla karşılaşabileceğimiz bir hafta olacak gibi gözüküyor. Kazancınızın yüksek olma ihtimalinin fazla olduğu ancak alınması gereken risk miktarının da aynı şekilde yüksek olacağı bir hafta geçireceğiz gibi gözüküyor. Bol kazançlar.