Türkiye ile İsrail arasında bir yılı aşkın süredir devam eden “işitme engelli çocuklara daha iyi bir eğitim sağlama” konusunda yürütülen işbirliği çerçevesinde, Türkiye’den 22 kişilik bir grup İsrail’e gitti
İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası İşbirliği Merkezi (MAŞAV), Amerikan Yahudi Ortak Dağıtım Komitesi’nin (JDC) desteği, İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ile bu alandaki kamu kuruluşlarının ortaklaşa yürüttüğü işbirliği projesi, Türkiye’nin öncelikle 0-6 yaş grubu işitme engelli çocuklarına bir umut ışığı olmayı amaçlıyor.
Uzman ve eğitimcilerden oluşan grup, İsrail’in bu alandaki uzman kuruluşu MİHA’da on günlük bir eğitim aldılar. Türkiye çapında uzmanlar, eğitimciler ve sosyal hizmet görevlilerinden oluşan grup, İsrail’in bu alandaki uzman kuruluşu MİHA’nın (İsrail İşitme Engelliler Gelişim Enstitüsü) Tel Aviv ve Hayfa’daki eğitim merkezi ve okullarında uygulamalı derslere katıldı. Grup, erken tanı ve müdahaleden başlayarak, işitme engelli çocukların gelişimi, öğretim programları, engelli çocuk ailelerinin psikolojisine kadar birçok alanda kurs gördü. Eğitim alanların sertifikaları ise Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Namık Tan’ın da katıldığı Hayfa’da düzenlenen bir törenle katılımcılara verildi.
Projenin yürütülmesinde büyük emeği olan, İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Viki Özromano da İsrail’de bu alanda ciddi bilgi birikimi olduğunu bildiklerini ifade edip, İsrail’deki uzmanlarla eşgüdüm içinde çalıştıklarını dile getirdi. Bu eğitim sürecinin bitmesine rağmen, kendi çalışmalarının henüz başlangıcında olduklarını belirten Özromano, eğitimcilerin geri dönüşlerinde bilgilerini bu alandaki diğer çalışanlarla paylaşacaklarını umduğunu dile getirdi.
Özromano ayrıca, İstanbul’da MIHA benzeri bir merkez açmayı düşündüklerini de ifade etti.
MAŞAV Başkanı, Büyükelçi Haim Divon ise 1999’da Türkiye’de yaşanan deprem sırasında MAŞAV olarak bölgedeki afetzedelere yardıma gittiklerini hatırlatıp, “Birçok insanın hayatını kaybetmesine rağmen, insanların orada yaşam mücadelelerini sürdürmeleri, hayata güçlü bir şekilde sarılmaları, onlara hayranlıkla bakmama neden olmuştu” dedi. İki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için birçok alanda projeler yapma imkânı bulunduğunu ifade eden Divon, bu projenin de bunlardan biri olduğunu ifade etti.
Eğitime katılanlardan biri olan İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği’nden, işitme engelli bir çocuk annesi olan Sevim Yüksel, aldıkları eğitimlerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Yüksel, gördükleri yerler ve aldıkları bilgilerin “başka pencerelerden de bakabileceklerini öğrettiğini” kaydederken, eğitim merkezlerinden edindiği izlenimleri şöyle aktardı:
“Engelli çocuğa birey olarak saygı duyuluyor. Eğitimlerinin, keyifle veriliyor olması çok etkileyici... Sanatla, müzikle, oyunla, hayvanlarla terapi yapılıyor. Aile işin işine katılıyor. Verilen derslerin denetimi de yapılıyor. Çocuklara, neyi, ne kadar öğrettikleri bir sınavla sorgulanıyor, verilen eğitimin geri dönüşünün olup olmadığı denetleniyor. Seviye sınavında başarılı olanlar normal okullara gönderiliyor; bir seviye kaybı varsa, bunun neden niçini araştırılıyor”.