‘Seder sofrasında, hep birlikte neşe ve sevinç içinde...’
Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın Pesah Bayramı münasebetiyle Türk Yahudi Cemaati’ne hitaben yayınladığı mesajına yer veriyoruz
Değerli Dindaşlarım
Hiç de hoşnut olduğumuzu söyleyemeyeceğimiz oldukça kasvetli bir kış döneminden sonra, “Pesah”la gelen aydınlık bahar günleri umuduna erişmiş bulunuyoruz. Bizleri sevdiklerimizle birlikte bugünlere ulaştıran yüce tanrıya en içten teşekkürlerimizi sunarız.
“Baruh Şeeheyanu Vekiyemanu Veigiyanu Lazeman Aze”
Tanrıya olan güvenimizin, inancın, özgürlüğün, umudun, birlik ve beraberliğin tazelenip pekiştirildiği bayram olan “Pesah”, hiç kuşku yoktur ki ruhlarımıza yeni güçler bağışlayacak, evlatlarımıza dinsel ve toplumsal kültürümüzün aktarılması konusunda bizlere yeni fırsatlar sunacaktır.
Çocuklarmızın;
“Ma Niştana Alayla Aze Mikol Alelot?”
“Bu gece neden her geceden farklı?”
sorusu hiç kuşku yoktur ki “Pesah Agadası”nın omurgasını oluşturmaktadır. Nedir ki, onlara yanıt verirken anlattığımız;
“Meavdut Leherut, Umişibud Ligeula, Umiyagon Lesimha, Umievel Leyom Tov, Umeafela Leor Gadol…..”
“Kölelikten hürriyete, esaretten kurtuluşa, kederden sevince, matemden bayrama, zulmetten aydınlığa...”
kavuşmanın öyküsü, sadece o dönemde Mısır’dan çıkan atalarımızın değil, her devirdeki dindaşlarımızın ve hatta bizzat bizim de öykümüz olarak telakki edilmelidir. Dahası; bütün bunlar bitimsiz bir özlem yolunun kilometre taşları olarak yaşam boyu maddi olduğu kadar manevi anlamda da değişmez amaçlarımız olmalıdır.
Hep birlikte, neşe ve sevinç içinde olmasını dilediğim bir ortamda etrafında yer alacağımız “Seder Sofrası”nın bu bayramı kutlamak isteyen herkese açık olması gereğinin temel nedeni, bu bayram sevincinin mümkün olan en geniş çerçevede paylaşılması özlemidir.
Kıymetli Kardeşlerim
Her fırsatta ifade diyorum ama şimdi de bir kez daha söylemek isterim ki, en önemli gayemiz şu veya bu nedenle bizlerden uzaklaşmış kardeşlerimizi tekrar içimize almak onları içten şefkat ve sevgiyle kucaklamak olmalı, kırgınlıklara küskünlükler yer verilmemelidir. Bu uğurda harcanacak hiçbir çaba gereksiz sayılmamalı, hiçbir şekilde de umutsuzluğa düşülmemelidir. Bu konuda Moşe Rabenu’nun sürüden ayrılan kuzucuğu geri getirirken gösterdiği sabır ve şefkat hepimize örnek olmalıdır. Birleştirici ve toparlayıcı olmak dinsel kültürümüzün en önemli gereklerinden biridir.
Bence “Pesah Sederi” bu bakımdan bizlere olağanüstü bir fırsat tanımaktadır. Bu fırsatı değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Gelecek yıllarda daha iyi şartlarda daha nice “Pesah” bayramları kutlayacağımız inancıyla, sizleri samimiyetle tebrik ediyor, kutsal Tora’mızın tüm berahalarıyla bereketlendiriyorum.
Hag Pesah Sameah.
Rav İsak HALEVA
Hahambaşı
